Rüzgar önlerindeki kurumuş yaprakları aldı götürdü. O gün deniz bile haykırıyordu sitemini dünyaya. Sanki her kıyıya vuruşunda birkaç derdini kıyıya bırakıyordu. Rüzgar onları alıp uzaklara, çok uzaklara taşıyıp başka bir dalganın önüne seriyordu.
O gün deniz kıyısı terkedilmiş bir harabe gibiydi. Banklar boş, iskele sahipsizdi. Ama o iki kişi her şeye rağmen deniz kıyısında oturuyorlardı. Aniden bütün yükünü toplamış bir dalga bozdu onların rahatını. Birbirlerinden uzakta, bankın iki ucuna oturmuşlardı. Gelen dalgaların yükü bu kez bu iki kişiye nasip oldu. Birbirlerinin yüzlerine bakamadılar her zamanki gibi. Artık gitmeleri gerekirdi ki ıslak kıyafetlerle bu havada daha fazla kalırlarsa hasta olacaklardı. "Allaha emanet ol" dedi erkek. Başka bir şey demeden, kızın gözlerine bakmadan döndü ve gitti. Kızın söylediğini erkek duymamıştı."Sen de Allaha emanet ol, zaten başka kime emanet edebilirim ki seni."Böyleydi onlar. Allah için seviyorlardı birbirlerini.