Ben Elena Bennett. Liseye başladıktan kısa bir süre sonra başımı soktuğum belalar yüzünden teyzemin yanına yerleştim. Şuan üniversitedeyim, hala teyzemle yaşıyorum. O zamanlar beni buraya yolladıkları için aileme ölesiye kızgındım. Üniversiteye de burada devam etmek istedim ama sanırım artık eve dönmek istiyorum. Bir kaç hafta sonra ablam Samantha evleniyor bu yüzden eve dönüyorum. Belkide evde kalmak istediğimi söylemek için uygun bir zaman olabilir bu.'Aman tanrım Elena!!! ' Çığlıklar atıp yanıma koşan ablam Sam'di.
"Hey Sam beni özlemiş görünüyorsun" dedim gülerek ona sarılıp.
'Elbette küçük kardeşimi çok özledim' dedi bi yandan da Alex, Jacob ve Maya'ya seslenip geldiğimi haber verirken.Alex ve Jacob benim küçük erkek kardeşlerim. Adeta benim 2 katım olan "küçük" kardeşler.
"Tanrım Brandon, Alex ne kadar büyümüşsünüz" diyip ikisinede sarıldım. Dediğim gibi aileme kızgın olduğum için pek fazla görüşmemiştikte. Arada sırada gelip gider, skype üzerinden konuşurduk.
O sırada aşağıya Maya indi. Mayayla aramızda 1buçuk yaş vardı o yüzden ikiz gibi büyümüştük. Koşup birbirimize sarıldık. Mayayla hem çok iyi anlaşıp hemde aslında çok zıt karakterlerdik. O iyi kız bense bilirsiniz işte kötü olan.Daha sonra annem ve babam geldi onlarla sarılıp konuştuktan sonra hep beraber akşam yemeği yedik. Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu. Gülüp sohbet ediyorlardı ve ben bir an için kendimi o kadar başka biri gibi hissettim ki. Sanki misafir olarak gelmiş bir yabancıydım. Bahsettikleri kişilerin çoğunu hiç bilmiyor, bir yandan da evin ne kadar çok değiştiğine bakıyordum. Yıllarca başkasının evinde yaşadıktan sonra kendi evinde yabancı olmak çok tuhaftı. Bu sırada babam üzüntümü fark etmiş olacak ki;
'Elena, benim güzel kızım. Burda olman bizi çok mutlu etti, evinde olman. İşte şimdi bir aileyiz.' dedi gülerek ve kadehini kaldırıp 'Elenaya!' dedi.
Bu beni gerçekten mutlu etmişti. Her nekadar burda olmayışımın sebebi kendimde olsam evimden uzakta olmak beni içten içe üzmüştü.Yemekten sonra ailecek oturup sohbet etikten sonra yorgun olduğumu söyleyip odama gittim. En azından odamı çalışma odası gibi birşeylere çevirmedikleri için mutluydum.
Eşyalarımı boşaltıp dolabıma astım. Hala bazı eski kıyafetlerim duruyordu. Artık burda kalmayı gerçekten çok istiyordum. Tamam teyzemin yanındada rahat durmamış, başımı ufak tefek belalara sokmuştum ama eskisi gibi değildim, artık büyümüştüm. Tüm bunları düşünürken gerçekten tüm o yol yorgunluğuyla uykuya dalmışım.
Sabah kalkıp hemen duşa girdim. Duş almadan asla ayılamıyordum. Duştan çıktıktan sonra üstüme bişeyler giyip aşağıya indim. Sam kalkmıştı, günaydın diyip kahve makinasına kahve koyup masaya oturdum.
"Bugün gelinlik provana gidiyoruz değil mi?" dedim Sam'e dönüp.
'Ahh tatlım hayır bugün çok önemli bi toplantım var malesef yarına ertelemek zorunda kaldım' dedi üzgün ve endişeli bir ses tonuyla.
"Merak etme dünyanın en güzel gelini sen olucaksın" dedim gülümseyip. İşeri yüzünden vakit ayıramadığı için çok endişeliydi.
'Teşekkürler Ell' dedi gülümseyip, 'Tanrım çok geç kaldım, çıkmalıyım' dedi ve beni öpüp mutfak kapsından dışarı fırladı.Daha sonra annem babam ve çocuklarda indi. Annem ve babam şirkete gidiceklerdi, Alex'in basketbol, Jacob'ın boks antrenmanı vardı. Tam Maya'ya dönüp "Lütfen senin işin olmasın" diye gülümserken oda özel dersine geç kaldığını söyleyip evden çıktı.
Harika evde tek başıma kalmıştım. Herkes birer birer evden ayrıldı. Kahvaltı masasını toplayıp odama çıktım. Hava çok sıcaktı ve ben denize girmeyi müthiş bir şekilde özlemiştim. Hızlı bi şekilde hazırlanıp evden çıktım. Arabama binip yola çıktım.Sahile geldikten sonra kendime boş ve geniş bir şezlong buldum. Ahh tanrım havası bile mükemmeldi. Uzun zamandır sadece havuza girmiştim. Biraz denize girip çıktıktan sonra şezlonguma uzanıp hevesle aldığım kitabımı çıkarttım çantamdan. Kötü kızın tek iyi alışkanlığı buydu galiba. Kitap okumaya aşık biriydim. Kulaklığımı takıp dinlendirici bir müzik açtım ve kitabımı okumaya başladım.
Bir süre sonra yanıma biri geldi. Kafamı çevirip ona baktım, yanıma uzanmıştı ve gülerek bana bakıyordu.
"Bir sorun mu var?" diye sordum kulaklığımı çıkartıp.
'Hayır hayır bir sorun yok' dedi gülümseyerek.
"Neden yanıma yattığını öğrenebilir miyim?" dedim oldukça ciddi ve soğuk bir ses tonuyla.
'Hiç belki tanışırız diye düşünmüştüm' dedi gülümseyerek.
Gerçekten hoş bi çocuktu ama bunu yaptığı kaçıncı kızdım kim bilir ayrıca bu kadar kendini beğenmiş insanlardan da hiç hoşlanmam."Demek öyle. Peki bana bir iyilik yapmak ister misin?" dedim en şirin gülümsememle.
'Tabiki söyle yeter' dedi sırıtarak. İtiraf etmeliyim gerçekten güzel bi gülüşü vardı. Ama playboyumsuydu. Playboyumsu ne demekse, anladınız işte..
"Defol" dedim sert bir tavırla, "istediğim iyilik bu". Ona bu şekilde davranmama rağmen hala gülüyordu.
'Üzgünüm ama bunu yapamam dedi'
"Ne var biliyor musun? Şuan beni hayatta en zevk aldığım şeyden alıkoyuyorsun. Git ve beni rahat bırak" dedim oldukça sert bir tavırla.Hafif bi kahkaha attı ve biraz daha yanıma yaklaştı.
'Sana daha çok zevk alabileceğin bişeyi verebilirim" dedi. Playboyumsu tabirimin kesinlikle yerli yerinde olduğunu anladım. Ona doğru dönüm elimi omzuna koydum kaydırarak göğsüne indirdim.
Yüzü bana dönük bi şekilde şezlongta yatıyordu. Üstüne eğilip kulağına "Hiç sanmıyorum" diye fısıldayıp üstünden atlayıp ayağa kalktım. Arkamı dönüp bakış attım, oysa sanırım şaşırmıştı. Bi süre bana bakıp gülmeye başladı.Denize girip gelmiştim o sırada o ortadan kaybolmuştu. Aslına bakılırsa oldukça hoş bir çocuktu. Eşyalarımı toplayıp üstüme bişeyler geçirdim ve arabama doğru yürüme başladım. Bi anda biri kolumdan tutup beni kendine çekti. Yine o çocuktu. Birbirimize çok yakındık. Gözlerim gözlerinden dudaklarına kaydı.
............