***
Sevit lisesinin girişine geldim fakat içeri girmedim, gözlerimi kapatıp ellerimi çenemin altında kapatarak yeni ve doğru umutlar elde etmeye çalışıyordum, çok heyecanlı hissediyordum, yeni bir lise, yeni arkadaşlar, -ki yaşadığım hayal kırıklıklarından sonra, gerçekten çok istiyordum- yeni bir hayat başlayacaktı. Bu okulun ismini çok kez duymuştum, modernleşmiş kültürü ile layık bir ülke gibiydi, bu güzel insanlardan birine bağlanmak istiyordum fakat aşık olabilecek gücüm kalmamıştı daha, çünkü Luhan benim hayatımın içine etmişti, 3 yıllık birliktelik içerisindeyken Kris ile birlikte benim evimde benim yatağımda basılmışlardı, ben tarafından. Her neyse unutmaya çalışıyorum o kız kılıklı güzeli.
Ah, kendimi tanıtmayı unuttum değil mi? ben Sehun, Oh Sehun. Bir heteroseksüelim. Evet öyleyim ve kimse bunun için beni yargılayamaz, bu da beni ve beni ilgilendirenlerden başkasını alakadar etmez.
Biz hayatımızdan memnunuz, siz o zilli kızların kıçlarına bakmaya devam edebilirsiniz.
***
Sınıfım tahmin ettiğim 11\K sınıfının önünde durdum, kapıdaki duyurularda ismimi görünce geleceğimin haberini biliyor olmalılar diye düşündüm ve sınıfa girdim, herkes bana bakıyordu, bir an tereddüt ettim 'burada kötü şeyler olmayacağını nereden biliyorsun sanki' diyen iç düşünceme lanet ettim ve arkalardan boş gördüğüm bir sıraya oturdum, ki zaten üzerinde ismim yazılıydı.
Sınıfa bir göz attım, umarım en uzun çocuk ben değilimdir derken ağzı kulaklarında bir çocuğun bana doğru gelmesi düşüncemin olanaklarını azaltıyordu, çünkü o bir devdi.
"Ben Chanyeol, bu sınıfın sınıf başkanı. Sen de Oh Sehun olmalısın, Hoş geldin aramıza"
içimden bir Yehet çektim. sınıf başkanı ile aram iyi olursa pek büyük olaylar yaşamam diye düşündüm çünkü.
"Hoş buldum, başkan Chanyeol, iyi anlaşalım" dedim elimi uzatarak, hala 32 diş sırıtıyordu ve elimi saniyesinde sıcakkanlılığıyla karşıladı.
Chan'ın beline sarılan kolları görebiliyordum fakat kafası görünmüyordu önündeki dev yüzünden.
Kafasını sonunda ileri attığında şirin fakat çekici bir yüz gördüm,
"Channie- Benimle hiç ilgilenmiyorsun ama kaç dakika oldu, seni..muck....çok..muck..özledim..muck"
Chanyeol'un boynuna öpücükler kondurarak konuşuyordu, çok tatlılardı, fakat gene de bu kadar rahat davranmaları ürkütücüydü.
"Benim sevgilim, beni mi özlemiş" Gamzelerini göstermek istermiş gibi yanaklarını sıkmıştı ve sevgilisine bakıyordu, o da onun yanağına masum bir öpücük kondurarak çekildi ve bana döndüler.
"Bu benim gelecekteki karım, Baekhyun"diye tanıttı bana yanındaki miniği ve baekhyun sinirle ona bakıyordu, tanrım çok şekerler.
"Sensin karım, ben senin kocan olucam bikere.s"
"Evet evet öyle baekhyun"
"Tanrım, çok tatlısınız"
"Teşekkür ederiz, ama bu dev sadece benim tatlılık ışınlarımdan yararlanıyor, ay'ın güneşten ışık alması gibi"
"Evet sen benim güneşimsin"dedi şair ve konu kapandı. Chanyeol de muradındaki dudaklara kavuştu.(işkhlşdgljk)
***
Yine bir okul sabahı yine bir yeni gün. Günaydın bedenim..ruhum. Neyse felsefe yapmanın zamanı değil, Dişlerimi fırçalarken telefonumu aldım elime, Kakaotalk'dan Luhan'ın özür mesajları haricinde gizli bir numaradan mesaj vardı, Kendimi fanfic kahramanı gibi hissediyorum şu an.
Esmeration882; Naber Sehun, Bugün yeni okulunun , 8.günü Nasıl hissediyorsun, yoksa bakıştığın çocuğu özledin mi?
Ah kesin bizim eski salaklardandır deyip yatağıma fırlattım telefonu, ve hazır olduğuma kanaat getirip, Sinirle attığım telefonumu -canım,ciğerim- da alıp evden çıktım, Baek ve Chan ikilisi kapımda beni bekliyorlardı, Okulun 2. gününden beridir bu böyle, ve artık değişsin lütfen, bildiğin anne gibiler ya.
Okula alışma evrelerindeydim, bir hafta kadar olmuştu ve bu süre zarfında sınıfta gözüme çarpan bir çocuk vardı; Lee Taemin. Çok çekiciydi ve ne zaman ona bakmaya kalksam, lanet olsun ki göz göze geliyorduk, Krem rengi boyalı saçları vardı ve çok yakıştırıyordum, köpürcük kemiğini belli edecek şekilde giydiği okul gömleği yok mu?. gerçekten bir kız gibiydim, aşık değildim zaten aşık olmayı da planlamıyorum çünkü dediğim gibi, takatim kalmamıştı.
Ve son ders zili çalmıştı, derslere bir türlü odaklanamamıştım bugün. Sabahki mesajdaydı aklım, Ya gerçekten gizemli biriyse, ya gerçekten şaka yapmıyorsa, ya beni tekin olmayan bir yerde tutup tecavüz ederse. Tanrım, takmadım sanıyordum fakat beynime işlemişti mesaj. 'Ve belki de saçma biri tarafından yapılmış saçma bir şakadır' diyen iç sesime şaşırdım, ilk defa korkutmak ya da paniğimi üstelemek yerine beni rahatlatıyordu.
40 dakika önce tekrarlanan zil tekrar çaldığında eve gideceğimiz için mutluydum. Sınıftaki herkes yavaş yavaş dağılıyordu, Chanyeol, Baekhyun ile randevusu olduğu için(Y/Z ; Sanki her saniye görüşmüyorlar.)Bu seferlik tek gideceğimi söyledi ve ben..mutlu oldum. Kitaplarımı çantama yerleştirirken yavaş olduğum için ve düşüncelerime -fazla derin- daldığım için sınıfta çok az kişi kaldığını fark etmemişim fakat arkamı dönüp kim kaldı diye bakamayacak kadar da yorgundum.
Coğrafya kitabımın arasından düşen kara kalem çizimlerime baktım, Ölmek istiyoruMmmM.
Masanın altına eğildim ve kağıtları topladıktan sonra hızla kalkayım derken kafamı, kafamın üzerindeki masaya vurdum.
"Aghmh"
Tanrım, Çok acıyordu ve kız gibi inlemiştim resmen. Çok utanıyorum, lanet olsun Ben hala yerde çömelmişken, yanımdan esen rüzgar birinin geçtiğini söylüyordu. Hala çıkardığım ses yüzünden utanırken kafamı iyice aşağı eğdim.
"Mmm. İnlemeni beğendim."
Duyduğum şeyin şokuyla gözlerimi irileştirip yanımdan esen rüzgarın ve bu saçma cümlenin sahibine baktım, fakat ortada kimse yoktu, ne kadar hızlı çıkmıştı sınıftan.
Eşyalarımı pas geçip koşarak sınıftan çıktım, onu bulursam -kimse artık- öldüreceltim. (Çugosso asöngsdlög) Okul kapısına kadar hızla koştum fakat kimse yoktu ortalıkta, nefes nefese kalmıştım ve daha koşabilecek durumda değildim .
Neyse dedim sapık oğlan, neyse bulucam seni bir gün.
Üşendim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bullshit |Sekai✔
FanfictionHiç bir şey güzel gitmiyordu, ta ki Jongin o güzeli görene kadar.