Yine her zaman ki gibi durak ta bekliyordum otobüse binmem için,Katy her zaman ki mutsuzluğuyla beni sinirlendirmişti.Hiç olmayan şeylerden huzursuzluk çıkaran bir kardeşti benim için,okuduğum bölümün etkisini üzerinde çok çalıştım,onun için hiç bir şekilde başarılı olamadım.Annem aynı zaman da fazlasıyla Katy'e zaman ayırıyordu,bizde geçtik bu yollardan ama asla mutsuzluğumuzu dışarıya yansıtmadık bitmeyen ergen kız Katy...
Annem bir tur acentası açmayı çok istiyordu,içinde yurt içi ve yurtdışı turlar barındıran ben de onun için bu konuda ona hep destek oldum.Tecrübeli bir kadındı,insan sevdiği işi yapıyorsa eğer her şeyin üstesinden gelir.İnanıyordum iyi bir acenta kuracak çok iyi işlere imza atacak konusunda.
Babam iyi bir yöneticidir,yaptığı işler de hep emin oldu.Hiç bir zaman yıkılmayacak her zaman dimdik durarak insanlara güvenini ve saygısını gün geçtikçe daha çok sağlıyordu.Hiç bir iş kolay değildir elbet ama sevmek onu kolaylaştırır.Babam Wolswagen firmasında işe başlayalı tam tamına on sekiz yıl olmuş,neredeyse tecrübeler için baya güzel bir yıldan ibaret...
Ailemin yeri bende her zaman ayrı kalır bunca yıl boyunca hep destek oldular onların yüzünü kara çıkartamazdım ve bunun için elimden gelenin en iyisini onlara kanıtlayacaktım.
Otobüsteyken telefonum çaldı,arayan Chris.
Telaşlı bir sesle:
-Jack acil buraya gelmen lazım!!!
Neler oluyor bir anda ben de telaşlandım.
-Bulunduğun yeri söyle hemen geliyorum.dedim.
Chris'in acımasız yönleri vardı,geçmişinden midir bilmiyorum ama insanlara taviz vermezdi.
Neyse ki olay yerine gittim ağır yaralı vaziyette yerde yatan orta yaşlarda bir adam kan gölüne dönmüştü her taraf.Kafamı kaldırdım ve bir baktım ki Chris'in arabasında da belli yerlerinde kanı görmek kaçınılmaz dı.Trafik ışıkların da bekleyen orta yaşlı adam tam o sırada Chris'te trafik halinde beklerken trafik ışıkları yanınca geçmeye başlamış o sırada tahmin etmek istemediğim olay meydana gelmiş.
Chris telaşlı,korkmuş ürkerek:
-Şimdi ben ne yapacağım Jack? Herşey istemeden bir anda meydana geldi...
Soğuk kanlı tavrımla Chris'i sakinleştirmeye çalıştım,olay yerine ambulans geldi ve orta yaşlı adam'ı hastaneye kaldırdılar.Bir yandan polisler tutanak için olay yerindeydi ve Chris'i karakola görürmek istediler.Ne yapacağımı bilmeden Chris'e eşlik ettim.Karakolda ifadesi alınan Chris'i seebest bıraktılar,kamera kayıtlarını incelemeye başladılar.
Bir daha bu korkunç bir gün olmasını istemezdim...
Chrisle birlikte ağır yaralı durumda olan adamın kaldırıldığı hastaneye gittik,doktorlarla konuşmak istedim fakat kritik durumunu hala koruyordu.Chris kaza da vurduğu adamı görmek istedi ve telefonu bana bıraktı yaklaşık beş dakika telefonu biri arıyordu.
"Red Pub SARA"
Telefonu açtım ve Chris'in başından geçen bu kötü olaydan bahsettim.Sara,hastaneye gelmek istedi fakat burda fazla kalmayacağız istersen bir yerde oturuo konuşuruz dedim. Chris geldi ve hastaneden ayrıldık,okulun yakınlarında bulunan cafeye gittik,Sara'ya haber verdik.Bir yarım saat sonra cafeye geldi, onu tahmin etmiyordum.
Bir baktım ki Robyn...
Tekrar karşılaşmıştım o an yine yeşil su gözlere kitlenerek baktım sanki bir avanak gibiydim.
Ben sade kahve ,Robyn machiato Sara ve Chris ise cappucino içtik.Bu üzücü olaylardan konuştuk,duruma kızlarda üzüldü Chris'in paniği yine artmıştı.
-Ya adam ölürse...
Nihayet sakinleştirmeyi başardım, normale dönmüştü.Ortam sessizliğini koruyordu.
Sara ve Robyn'in ders saatleri gelmişti ,cafeden ayrıldılar.Benim dersim çok tan bitmişti bile...
Chris'in evine doğru yola koyulduk,arabada bulunan kanları farketmemiş anlaşılan ki arabayı yıkatmak istedim.Sonra eve geldik,telefondan pizza siparişi verdik.O sırada Esty'in kuru mamasını koydum.Fazlasıyla açtı,köpek.Hayvanları normalde sevmem ama Esty çok uysal,akıllı bir köpekti.Onbeş dakika sonra verdiğimiz pizza siparişleri geldi,yemeye başladık.Ardından zil çaldı,kapıda Sara ve Robyn içeri girin dedim.Pizza yemeyi teklif ettim ama yeni yemek yemişlerdi.Sara'nın ellerinde bir poşette abur cuburlar ve mısır diğer poşette ise bol dvd ler vardı.Anlaşılan film izlemek için Chris'in evi kaçınılmazdı ki bir baktım ki filmlere türk yapım Recep İvedik serileri üstelik altyazılıydı,tercüman olmak zorunda kalmayacaktım.Derhal bu filmi izlemeliyiz büyük kahkahalar sizleri bekliyor.dedim.
Acele ederek cd'yi yerleştirdim,izlemeye başladık.Film ilk başta diğerlerinin ilgisini çekmedi fakat ilerleyen repliklerde hepimiz gülme krizine girdik bazı yerlerinde çeviri yapılmamış bunları çevirmek benim için zordu.İngilizce'nin kelime yapısı türkçe kadar geniş çaplı olmadığından...
Film bittikten sonra ikinci bir film izlemek istedik.Bu film ilk filme göre komedi değil yoğunluk olarak romantizm teması adı altında iki kişinin aşkını anlatıyordu,herkez mest olmuştu.Chris ile Sara birbirlerine sarılmış,önlerinde koca bir kovanın içinde popcorn (patlamış mısır) yiyorlardı.Robyn,tekli koltuğun üstünde oturup elinde bir kahveyle filme dalmıştı ki o an ben,gözlerimi ondan alamıyordum.Tüm odak noktam artık oydu."ROBYN"
Bir an filmden başını kaldırıp bana baktı,ben hala onu izlemeye devam ederken...
Chris ile Sara dışarı çıkmak istedi o gün,bana ve Robyn'e teklif edince ben istemedim ve Robyn'de istememişti.Bu an benim için en kaçınılmazın ötesindeydi,içimden;
-Yaşasın!O artık senin olmaya geliyor,diyordu içimdeki melek.
Chris ile Sara kapıdan ayrıldı,ardından biz baş başa kalmıştık.Film bitmek üzereydi pür dikkat Robyn filmi izlemeye devam ediyordu.
-Bir şey ister misin? Robyn dedim.
-Karnım biraz acıktı ama teşekkür ederim.dedi.
Ben de bir an evvel mutfağa gittim herşeyden habersiz tam tahıllı buğday ekmeklerini ikiye böldüm,içine beyaz peynir,cheddar peyniri,yeşillik ve nefis kokulu dana jambonuyla sandviçi hazırlamıştım.Yanına cola koyup Robyn götürüyordum.
Robyn çok şaşırmıştı;
-Çok teşekkür ederim,Jack.Harikasın.
Ve sonun da film bitti.
Robyn sen inanılmaz bir insansın dedim.
Robyn şaşırdı bu duruma neden? Der gibi bir bakışla...
Aklında şüpheler bırakmamak için yaklaşık onbeş gündür tanışıyoruz,evet belki yeni ama onbeş gün boyunca senin tutumunu çok beğendim hiç bir sıradan hareketlerin yok ve bir o kadar içtensin,dedim.
Artık şüphesiz güvenerek;
-Çok teşekkür ederim Jack kendimi böyle ifade etmiş isem ne mutlu benim adıma benim senin hakkında ki bir kaç düşüncelerim var,bunları söylemeden yapamam,dedi
Ben heyecanla yeşil su gözlerin,aklımda ki düşüncelerini merak ediyordum...
Robyn:
-Sen bana çok iyi geliyorsun Jack çok fazla bir muhabbetimiz yok ama seninle bulunduğum ortam bana gerçekten keyif veriyo geleceğe dönük planların ve emin adımların benim dikkatimi çekmeyi başardı.
Ben tepkisizce sadece dinledim çok fazla hoşuma gitmişti çünkü yeşil su gözlerin dikkatini çekmeyi başarmıştım.
Bir kaç defa ailesinden bahsetti,annesinin ikinci evliliğiymiş.Bu yaşına kadar tek çocuk olarak büyümüş fakat yeni bir kardeş geliyordu Robyn'e... Babası henüz Robyn 6 yaşındayken hayata veda etmiş,hastalığının tedavisi bulanamadığı için devası olmayan bir hastalık diyebiliriz.Annesiyle beraber yaşamış tam on iki yıl boyunca annesi aynı zmanda evi bakan tek insan sorumluluğunu almış,henüz altı yaşında bir çocuk söz konusu.Annesi bir giyim markasın da tezgahtar olarak işe başlamış gün geçtikçe annesinin işteki başarısı artmış ve kademesi yükselmiş,ilk toplantısında kolleksiyon hazırlamış patronu tarafından çok büyük ilgi görmüş,kolleksiyonları satışa sunmak için çalışmalara başlanmış.Robyn'in annesi çok iyi bir modacı.Zaman çerçevesi içinde patronun ona olan ilgisini hissetmiş birbirlerini tanımaya başlamışlar bu günlere kadar gelmişler, şimdi ise bir kardeş bekliyor Robyn.
Robyn'e bir soru yönelttim ve bu soru benim en çok merak ettiğim soruydu;
-Hiç aşık oldun mu ?
Bana bakarak;
-Yirmi bir yaşındayım henüz çok bir ilişkim olmadı fakat yaşadığım ilişkilere hoşlantım oldu ama büyük bir aşk yaşamadım.dedi.
Ben bu duruma fazlasıyla sevinerek tepkimi belli etmiştim.Kapı çaldı.Kapıyı açmaya doğru yürüdüm,Chris ile Sara gelmişlerdi.Hepimizin tanıştığı yere Red Pub'a gitmişlerdi,siz neler yaptınız diye konuştular...
Biz de genel olarak sohbet ettik dedik,saat iki olmuştu Chris ile Sara yatmaya gittiler onlar artık bir sevgiliydi.Biz biraz daha sohbet ettikten sonra Robyn'in uykulu hali gözden kaçmıyordu,uyumasını istedim ve tek kişilik sağda bulunan odaya doğru gitmesini istedim.Ben ise Chrislere geldiğim boyunca salon da bulunan sarı koltukta uyuyakaldım bana eşlik eden biri vardı akıllı köpek Esty.Her zamanki köşesinde uyuyordu.Robyn benim için tek kızdı diyebilirim her haliyle beni etkiledim işte ben aşık olmuştum.Kalbimin bu sefer dinleyeceğim,dedim gelecek günler için sabırsızlanıyordum ama zamanın da doğru bir kararla ona karşı olan ilgimi bahsedecektim...
Ben yeniden yeniden dünyaya geldim,onun gözlerinde ki ışığına kapıldım.Dünyanın eşsiz kapıları bana açılıyordu adeta onun kalbini hissettirecektim tutkulu bir aşk yaşamak istiyordum onunla ve gerçekten emindim bunun için...
Her gecenin bir gündüzü vardır,o benim gündüzüm benim güneşim olmaya az kalmıştı.
Sabah oldu gözleri mi açtım tam karşımda kırmızı rujuyla köşe koltukta oturmuş,kalktığımı fark eder etmez,beni kendisine büyülemesinde etken olan o sıcak tebessümle yeşil su gözler;
-Günaydın.dedi.