4. Bölüm: Emily

245 19 4
                                    

     "Süre belirtmeleri için daha ne kadar yaklaşmaları gerekiyor? Zaten dibinde gibiyiz?" dedi Trevor. Yüzünü görmesem de kaşlarının çatık olduğunu biliyordum. Camdan öylece gezegene bakıyor, gözünü bile kırpmıyordu. Ben ise söze girdim ve "Saatler önce yaptıkları anonstan hatırla. Fazla sürmez. Hatta ben-" hoparlör sözümü keserek. "Dikkat dikkat! Horizon, az sonra Kepler 62f gezegenine iniş yapacaktır. Lütfen 10 dakika içerisinde kapsüllerinize giriniz. Yer çekimi son 5 dakika kala etkisiz hale getirilecektir. Tekrar ediyorum-" Buradan sonrasını dinlemedim çünkü aynı şey tekrar ediyordu. Trevor'a "Hadi gidelim." dedim ve kolundan hafifçe çekmeye çalıştım. Fakat bir anda o beni çekti. "Emily bak! Şu su olmalı!" dedi Gezegen'i eliyle işaret ederek. Daha dikkatli baktığımda ben de fark ettim. Bunu beyazlıkların altında kaldığı için fark edememiş olmalıyız.. Aslında Gezegen'in baktığımız yüzündeki kara parçası oldukça büyüktü, bunun yüzünden olmalı. Ardından aklıma kapsüle gitmemiz gerektiği geldi ve bu sefer Trevor'ı kolundan tutup sürükledim.

Kapsül bölümü her zamankinden kalabalıktı. Herkes eş zamanlı geldiği için olmuştu bence. ''Hadi beklemeyelim.'' dedi Trevor. Yine beni acele ettirdi ve fazla oyalanmadan farklı kapsüllere girdik.

Kapsülün içinde boş boş beklerken uzay eğitimim aklıma geldi. Tam 5 kez uzaya çıkmıştım. Aslında doğal olarak zaten uzaydaydım ama bilirsiniz, yer çekimi olmadan.  İnanın çok zevkliydi, hatta hayatımda yaşadığım en iyi tecrübe olabilir. Yaklaşık 1 saat süren geminin değişim süreci inanılmazdı. Buna ilk kez şahit oluyordum, resmen gemi kendi kendini yeniden yapıyordu.

Geçen 1 saatle birlikte artık merkez kaç kuvveti yoktu, dolayısıyla yer çekimi de yoktu. Biraz mide bulandırıcı olsa da çok güzel bir histi.

     Gezegen'in yer çekimine girince sarsılmalar başladı ve bu biraz rahatsız ediciydi, üstelik çok uzun sürmesine rağmen hala bitmemişti. Ve nihayet farklı bir sarsıntının üstüne sarsıntılar kesildi, tahminimce iniş yaptık. Kapsül kapakları kısa bir tıs sesiyle açıldı ve hoparlörlerden "Dikkat dikkat! Kepler 62f gezegenine iniş yapmış bulunmaktayız. Lütfen koşmayınız ve zemindeki yeşil ışığı takip ediniz. Tekrar ediyorum! Lütfen koşmayınız ve zemindeki yeşil ışığı takip ediniz."

Trevor bir anda yanımda bitti "Sence neden adını Kepler 62f koydular?" dedi meraklıydı ama ismi beğenmemiş gibiydi. Çünkü beğenseydi kaşlarını çatmazdı. "Benim için o kadar önemli değil adının ne olduğu. Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam bu isim eskinden konulmuştu. Bir teleleskobunun ismi filanmış." Dedim umursamaz bir tavırla. Trevor'a tatmin edici bir cevap olmuştu. Ama aklındaki sorular bitmemişti, ve asla bitmeyecekti ''Kim bir teleskoba isim koyar ki? Ayrıca neden Kepler?'' dedi. Bilmiyorum anlamında ellerimi sağa sola açıp alt dudağımı büzüştürdüm. Cevap almakta pek umurunda değildi, daha önemli bir şey vardı Trevor için. "Hadi! Geç kalacağız Emily."  dedi Trevor. Yerinde duramıyordu elleri ayaklarına dolanmıştı, heyecanla yerdeki ışığın peşinden ilerliyordu. Yeşil ışık ise bizi yavaşça kalabalıklaşan bir yere götürdü. Etraftaki insanların konuşması birbirlerine karışıyor, saçma bir gürültü oluşuyordu. Neden bilmiyorum bazı insanlar buna sevinmedi. Yani benim gibi gelip gelmemesi umurunda olmayanları kastetmiyorum. Uzayda kalmak isteyenleri diyorum. Tabii uzay fazla kuralcıydı. Kafamı kaldırdığımda yukarıdaki ekrandan 11'den geriye sayım olduğunu fark ettim. Trevor 11 saniye bekleyemeyecek kadar heyecanlıydı. Sayı sıfıra ulaştığında Ekran kırmızı oldu, 1 saniye sonra Yeşil oldu ve ardından uzun bir "Tıs" sesiyle birlikte kapı yavaşça açılırken insanların üzerine gelen yapay ışığın yerini güneş ışığı aldı. Test edilmeden açılmasına şaşırmıştım elbette ama zaten milyarlarca kilometre ileriden gezegenlerdeki elementleri bilmemizi sağlayacak teknolojimiz var. Tehlike olsaydı bilirdik bence. Zaten söylediğim gibi, gezegen neredeyse cennet. Ya da ilk defa bir Gezegen'in üstünde durduğum ve karşılaştıracak bir tecrübem olmadığından bana öyle geliyor. Ne dersiniz?

HORIZONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin