ertesi gün herkes uyandığında kahvaltı yapmak için aşağıya indik kahvaltımız dört dörtlüktü fakat burak zeytinin çekirdeğini çıkartıp kafama attı. bende sinirlenip masadan kalktım melihte peşimden geldi. Burak Melihe "melihte ecenin köpeği olmuş peşinden ayrılmıyor"dedi "sevgili dediğin böyle olmalı" dedi melih . "ayneen öyle" dedi rengin. Benlen melih yukarıya çıktık ve kafamı onun dizine koyarak bişeyler anlattım oda saçlarımı okşuyordu... Akşam olmuştu ben,melih ve barış dışarıya çıktık bankta oturup üçümüzde biraz içtik.. sonra arkadan bir çığlık sesi geldi benlen melih koşup çığlığın geldiği yere gittik geri geldiğimizde barış yoktu barışı arammaya başladık her odaya baktık fakat barış yoktu sonra benim odama baktık bir mektup gelmişti o mektupta "
Fahişeleri öldürmek bende saplantı olmuştu. Kendimi durduramıyordum,Uyuşturucu gibiydi.
Ben sadece sokakları temizliyordum.
insanlar kurtçuklara benzer. Küçük, kör ve değersiz.
Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır.
insanların dikkatini çekecek ve dünyayı ayağa kaldıracak bir suç işlemek istiyordum.
Ben kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürtmedim, bıçaklarıyla üzerinize gelen çocuklar, onlar sizin çocuklarınız, onlara ben öğretmedim. Siz öğrettiniz.
Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz.Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz.Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz.
Bana kadın düşmanı olarak hitap etmeniz beni derinden yaralıyor.Değilim, ben bir canavarım. Ben Sam'ın oğluyum. Ben küçük yaramaz bir çocuğum.
Benim elim hemen titremeye başladı "noldu" die sordu melih."benim cok önceden bir sevgilim vardı fakat öldü o öldüğündede aynı mektup gelmişti"dedim."yoksa barış" dedi. Kara kara düşünmeye başladık..
