Bölüm 2 - EXO'yla Tanışmak-

96 5 4
                                    

"Tanrım.. Ben-Ben-" Luhan, Sehun'un kendisine değen dudaklarıyla kesilmişti.

"Seni sevdim." Sehun kulağına fısıldadı ve ısırdı.

"EXO!" Yuzuki çağırdığında hepimiz oturma odasına geçtik. "Yarın gidiyorum, çünkü... Prens Matoki tekrar saldırmaya hazırlanıyor. Bunu kazanacak mı diye endişelenmenize gerek yok!" Yuzuki konuştuktan sonra kayboldu.

Tao öksürüklerin arasında konuşmaya çalıştı "Tüm bu - duman da - ne?"

Chanyeol cevapladı: "Efekt sanırım." Baekhyun yemek salonuna giderken seslendi "Hadi, yemek zamanı!"

"Hoşgeldiniz, EXO!" dört periden pembe olan Mimi konuştu. "Bugün Fransız mutfağı hazırlandı." Yeşil olanı, Zizi devam etti. "Fransız? Havai tarzı olduğunu sanıyordum." Kris sordu.

"Planlar değişti." Mavi olan, Riri yanıtladı.

"Oh, tamam." dedi Suho. Periler ve on ikisi yemeye başladılar. Yemekten sonra ise Chen ve Xiumin bulaşıkları yıkadılar.

"EXO! Yatma zamanı!" dedi Lili. "Çantalarım nerede?" Luhan sordu.

"Ben onları çoktan düzelttim, hadi! Bir şey açıklamam gerek." Sehun, Luhan'ı odalarına yönlendirdi.

"Ne söyleyeceksin?" Sehun polosunu çıkardı ve oturdu. "N-N-Ne yapıyorsun, Sehun?" Luhan sordu.

"Söylemem gereken bir şey var. Benim kalbimin karanlık bir tarafı var. Sen gelmeden önce, burada bir savaş vardı. Prens Matoki beni karanlık güçleriyle çarptı. Ne zaman kıskançlık hissetsem, sinirlensem ya da kısaca olumsuz bir duyguya kapılsam gözlerim siyaha veya ateş kırmızısına dönüyor. Kontrolümü kaybediyorum. Bir canavar gibi oluyorum veya değişiyorum, cinsel arzum artıyor."

"Bunları bana neden söylüyorsun?"  Luhan sordu, şaşkındı.

"Çünkü canını yakmak istemiyorum." Sehun bir gözyaşı akıttı. "Seni kaybetmek istemiyorum." Ağlayana kadar yaşlı gözleriyle fısıldadı.

"Şşş... Her şey yolunda, benim canımı yakmayacaksın."  Luhan mırıldandı, sonra Sehun Luhan'ın elini kavrayıp göğsüne, kalbinin olduğu yere koydu. Luhan, normal olmayan bir şey hissetti, kalp atışları, bir seferde 4 kez atıyordu, iki veya üç değil. "Hissediyor musun, Luhan? Duyuyor musun?" sordu Sehun.

"Hasta mısın?"

"Hayır, o dördüncü atış karanlık bölgeden geliyor." Luhan Sehun'un çıplak göğsüne daha da yaklaştı ve kalbinin olduğu bölgeye dudaklarını bastırdı, ardından da Sehun'un dudaklarını öptü.

"Ne?" Sehun kafa karışıklığıyla sordu. Luhan, bir sorunun olup olmadığını sorduğunda "Hayır, sadece bir şey aklıma geldi." diye cevap verdi. Luhan'ın dudaklarına geri dönüp öpmeye devam etti ve çocuğu yatağa yatırdı. Elleri Luhan'ın tişörtüne yöneldi.

"Mhmm..." Luhan bir inleme bıraktı, Sehun Luhan'ın tişörtünü çıkardı ve öpücüklerini göğsüne kondurmaya başladı. Göğüs uçlarından karnına doğru öpücükler bırakıyordu.

İkisinin de zevkleri doruklarındaydı...

*Tak! *Tak!

"Uyu artık, he Luhan?" Mimi böldü.

"Hey, şimdi vıcık vıcıklaşmanın zamanı değil! Saat geç oldu ve unutmayın dört peri de burada." ekledi Zizi ve kapının önünden ayrıldılar.

"Oh, nasıl da unutabildim! Onlar gidene kadar yatamayız..." Sehun söyledi ve hayal kırıklığıyla Luhan'ın yanına uzandı. "Perilerin dördü de davranışlara çok fazla önem veriyorlar. Ne yapıp ne yapmayacağımızı söylüyorlar ve cinsel arzularımızı kontrol ediyorlar. Dördünün de gözü benim üzerimde, eğer yanlış bir şey yaparsam beni cezalandırırlar." Sehun'un aniden yüzü parladı ve Luhan'ın üzerine eğildi. "Yine de biraz yaramazlık yapmak kimsenin canını yakmaz." Sinsice gülümsedi ve kiraz pembesi dudaklara yapıştı.

Çevirmenler: Kimkaa & LIGPMBG

Editör: hugmeexo

My Love, My LightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin