Arda
"gel buraya seni ibne!" Dedim ve mustafa'nın yüzüne yumruk attım ve sırtını ona dönüp bi tane dirsek attım mustafa yere eğilince de baldırlarına bir tane geçirip devirdim ve biraz geri gittim.
"Senin hesabında bu oldu bakalım ibne" dedim ve parkın girişinden çıktım.sokaklarda geziyordum hava karamış ve dip dibe binaların arasında ölüm sessizliği dolaşıyordu. Bu yıl ki 20. Kavgamdı fakat okullar açılalı yanlız 2 ay geçmişti her zaman aslında böyle olmuştu DEHB yüzünden hiç yerinde duramazdı bide sinir hastalığı olunca her yıl okuldan atılıyor yada kavga ediyordu Eh! Buda zaten normal geliyordu artık. Sürekli ama sürekli bi olay yaşıyordu her zaman böyle olaylar yaşıyordu bazen de garip olaylar yaşıyordu. Daha 2 gün önce yine "onu" görmüştü aynı kıpkırmızı gözler siyah ve altın karışımı kanatlar ve yılan kuyruğu ancak bu sefer bir fark vardı daha masum bakıyordu talihsizlik yada yine garip birşey yaşıyacağı zamanki gibi sinirli bakmıyordu.
4 yıldır görüyordu bu canavarı ancak kime gösterse ona kedi yada kuş diyorlardı hatta yılan diyip kaçan bile vardı fakat o ne bi yılan,kuş yada kediydi. O ejderhaya benizyordu ancak olmadığını biliyordum çünkü sivri bir kafası yoktu hemde 8 tane kafası vardı.
Bugünde eve doğru giderken biraz rahatsızdı her zaman bi gariplik olurdu fakat bu sefer.... Olmamıştı. Normalde onu gördüğü zaman en geç 1 gün sonra kötü bir olay gelişirdi fakat bu sefer 2 gün geçmişti ve hiçbir şey olmamıştı. Telefonunu açtı ve mesajlarına baktı hâla Nil'den mesaj gelmemişti. Nil onun tek "o" yu gören arkadaşıydı ve oda onu ne zaman görse uğursuzluk yaşıyordu. 1 hafta önce ikisi aynı aynda onu görmüşlerdi ve 10 dakika sonra 2 m boylarındaki 5 adam onları tehdit etmişti ve birinin "onları yiyecek miyiz?" Dediklerini duymuşlardı sonundaki ikisini kasıksız birakıp kaçmışlardı ve birinin burnunu kırmışlardı sanırım çünkü sert bi kafada atmışlardı.
Eve vardığında Arda telefonuna bir mesaj geldi
Nil: Ne! Yinemi gördün nerede? Ne yaşadın uffff! Bişey oldu mu
Nil: Tabii ki olmuştur bir gün geçti. Yine noldu şu iri yarı adamlar mı yoksa şu yılan gibi tıslayan kadın mı?
Arda: Bir sakin ol... Hiçbiri hiç bir bok olmadı. Garip olan da bu zaten!
Nil: Nası birşey olmadı! Bu ne demek lan. Ufff kötü bir şeyler olacak eminim bi plan yapmalıyız bunların bi nedeni vardır. Sana diyorum aylardır BİR PLAN YAPALIM!!!
Arda: ya sendeki plan takıntısıda neymiş yaaaw. Neyse bi eve gireyim konuşuruz sende bize gel istersen canlı konuşmak daha çok bana kızmana ve benim daha fazla mazeret uydurmama yarar.
Nil: Peki geliyorum sende dikkatli ol.
Arda: Emredersiniz hanımefendi.
Telefonu kapattı arda ve tam kapıyı açacakken bir şey fark etti ve nasılsa insanüstü bir refleksle yana eğildim. Sonrası çok karıştı.Heryerde bir patlamadan çıkan talaş parçaları ve teni karıncalayan ve iğne batmış hissi veren kıvılcımlar uçuştu. Heryerime talaşların sivri kısımları battı ve ateş kollarımı tütsüledi ancak canım acımadı. adrenalin hissisleştirdi fakat artık enerjiden tutuşuyordum ancak kafam şuan çok karışmıştı çünkü şuan karşımda tahta kapıyı patlatmaya yarayan ucu parlayan kuzgun tüylerinden arkalıklı 1m boylarında kara meşeden bir ok duruyordu. Reflekslerim olmasaydı ölmüşmüydüm yani? Şuan şoktaydım fakat içindem bir ses ...bir ses ayağa kalkmamı sağladı.
Her yere baktım ve en sonunda siyah kuzgun tüylü oklardan başka birinin sesini duydum ve yana atıldım bu sefer üst komşumuzun camını vurdu ve tüm oda patladı. İnşallah orada biri oturmuyordu.
Okun nerden geldiğini düşündüm ikinci çokuda atlatınca. Arkamdandı ses ordan gelmişti. Hemen arkamı döndüm ve 4m boylarında elinde 2m uzunluğunda obsidyenden yapılmışa benzeyen sade ve tırtıklı bir ok tutan bir adam vardı fakat en garibi adam'ın tek ve kocaman bir gözü vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Percy Jackson - DİĞERLERİ
Science FictionPercy jackson zamanındaki bazı hiç adı bile geçmeyen yada çok az tanıdığımız melezlerin hikayeleri. Bu kitap Olimpos'un Kanı ndan sonraki zamanlardadır. "Sadece güçlüler bu dünya'yı değiştirmez. Bu dünya güçsüzlerle güçlülerin yardımlarıyla ayakta k...