6. BÖLÜM

87 11 5
                                    


      Yorgun, gergin, sıkıntılı bir günün ardından, eve geldiğinizde, hemen hemen bütün sülalenin sizde toplanmış olduğunu görmekten, daha kötü bir şey varsa, o da evdeki iki tuvaletinde dolu olmasıdır herhalde. Öylesine sıkışmıştım ki, altıma işemeye ramak kalmıştı artık. Evin her yeri insan dolu, çocuklarda benim odamı işgal etmişler, kendimi annemlerin yatak odasına attım, kapıyıda içeriden kilitledim. Bacaklarımın arasından, aşağı doğru inen sıcaklığı hissettim, açık ve net, altıma işemiştim. Ha bir bu eksikti, 24 yaşında eşek kadar kız altına işemişti... Ablam , kapıya vuruyordu,

-Yasmin, açsana kız kapıyı, ne yapıyorsun orada? Ablam bana her zaman Yasmin derdi. Yavaşça kapıyı açıp,

-Gel gel, diyerek ablamı içeri çektim ve kapıyı kapattım. Ablam şaşkın şaşkın bana bakarken, işediğimi fark etti ve bir kahkaha attı.

-Naptın kızım sen?

-Tutamadım abla, dedim mahçup bir ifadeyle ve devam ettim,

-Lütfen odamdan bana giyecek bir şeyler getirir misin? Çocuklar var orada giremedim ben.

Ablam, gülmeye devam ederek,

-Tamam sidikli, diyerek çıktı odadan. Ablam değil, arkadaşım gibidir, her şeyimi paylaşırım onunla, benden dört yaş büyük, üç senedir de, eniştemle evli, eniştem gibi bir adam bulsam, bir dakika durmaz evlenirdim, ideal eş, ağzı var dili yok, ne dersen 'he' der, çek nereye çekebilirsen... Bir yaşında da, dünyalar tatlısı yeğenim var, teyzesinin bir tanesi. Aynı zamanda halayım da, abiminde iki oğlu var, iki numara tam bir fırlama... Anasının karnından üniversiteyi bitirip çıkmış, çok bilmiş, birde rüşvetçi, hiçbir istenileni karşılıksız yapmaz zibidi. Onları çok seviyorum ama bir saatten fazlada, tahammül edemiyorum, bazen uzaktan sevmek aşkların en güzeli oluyor...

Ablam, kıyafetlerimi getirdi, üzerimi değiştirdim. Ne diye gelmişti şimdi bu kadar insan, hadi abla abi neysede, amcalar, halalar hepsi buradaydı. Oysa ben yemeğimi yiyip, birkaç saat internette takılıp, vurup kafayı yatma hayali kurmuştum. Şimdi işin yoksa, hizmet et, sorulan gereksiz sorulara cevap ver, halamın o çok kıymetli çocukları için sarfettiği övgüleri dinle... Keşke fazla mesai olsaydı da gelmeseydim eve. Tam bunu düşünürken, kafamın içinde bir ampül yandı. '' Mesai sana gelmiyorsa, sen mesaiye git'' ,aklımı seveyim... Hemen telefonu aldım elime, Fındığı aradım. Kocasının İstanbul'dan dönmemiş olmasını ümit ederekten, Fındık telefonu açar açmaz,

-Fındık kocan geldi mi? Sesim heyecanlı ve panik içinde gelmiş olacak ki, şaşkın bir ses tonuyla,

-Gelmedi de, ne oldu? Diye sordu merakla.

-Fındık, ocağına düştüm kurtar beni, bana suç ortağı olur musun? Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra,

-Kız korkutma beni, ne oldu? Ne suç ortaklığı Allah aşkına?

-Kendimi iyi hissetmiyorum, eve geldim misafir dolu, sana gelebilir miyim? Fındık güldü.

-Bu mu sorun Yasemin? Korktum bende, dışarıda başına bir şey geldi sandım. Gel tabi, boş boş oturuyorum evde zaten.

-Ama bizimkiler sana geldiğimi bilmeyecekler, hastaneden çağırdılar, önemli bir sorun varmış diyeceğim.

-Tamam benim için sorun yok, çaktırma o zaman buraya girerken.

Çantamı hazırladım, elime bir dosya aldım ve oturma odasına girdim.

-Anne, ben hastaneye gidiyorum. Hastalarla ilgili bir sorun varmış, dosyayı al hemen gel dediler. Biri ver şu dosyaya bakayım dese, boku yerdim. Eski dergiden kalma magazin haberleri vardı içinde.

BİLİNÇ ALTIMDAKİ ''KEŞKE''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin