"1951 Aralık ayında kocam deniz piyadesi birliğinde (USMC) görev almış ve eğitim için Parris adasına gönderilmişti.
O sırada, ada bölgesinde havalar görülmemiş derecede soğuk geçiyordu. Bazı zamanlar, ben de annemin o bölgedeki evine misafir oluyordum.
Hiç unutmam, bir cuma günü salondaki kanepede uyukluyordum. Saat 01.30 sularında uyandığımda, karşı odanın kapısında Richard'ın (kocam) dikilmiş beni seyretmekte olduğunu gördüm. Konuşmadan, bir şeyi şikayet edermiş gibi bir hali vardı. Bir süre sonra, karşımdaki görüntü kayboldu.
Ertesi sabah olayı kahvaltıda anneme anlattım. Çok meraklanmıştım. Richard'a kötü bir şeyin olabileceğinden şüphe ediyordum.Bir sonraki günse deniz hastanesinden bir telefon aldım. Richard pnömoni (zatürree)'den dolayı, tedavi için oraya yatırılmıştı. Daha sonra, olanları ayrıntılarıyla öğrendim. O cuma gecesi eşime 24.00-04.00 saatleri arası gece nöbeti verilmişti. Bilirsiniz, 'meşin enseliler' diye tanımlanan deniz piyadelerinin birliklerinde eğitimler çok sert düzeyde uygulanır.
Eşim nöbete gitmeden önce, komutanına üstünde bir kırıklık olduğunu bildirmiş; ama bu bildirimi, 'görevden kaytarıyor olabileceği' düşüncesiyle dikkate alınmamış. Sonuçta, basit soğuk algınlığı, dondurucu gece nöbetinin etkisiyle pnömani'ye dönüşmüş ve eşimin ateşi kırk dereceye yükselmiş.
İşte o cuma gününün gece yarısı, Richard'ın bana göründüğü saatte, nöbette ateşi yükselirken kendisi, "Ah, şimdi eşimin yanında olsaydım!" diye dua ediyormuş..."