Etrafta, kolunu bacağını kesen biri olarak mazoşistin teki olarak anılıyorum. Benim bir yerlerimi kesmem sizi ilgilendirmez. Sizin gördüğünüz hayatı yaşamıyorum ben. Durup durup gülen insanların içinde yaşadığı çok şey vardır lafını dilinize dolamışsınız. Yok öyle bi'şey abi. Eğer bir insan benim gibi sürekli gülüyorsa ölmüştür artık. Ölü bir insan ne kadar hissedebilir ki? Cevap veriyorum:Sizin uydurduğunuz kadar. Evet. Haklısınız yanlış yapıyorum belki. Adım adım intihar belki benim yaptığım. Ama siz hiç soğan doğrarken gözünüz yaşarınca,onu bahane edip hıçkırıklarınızı yutarak ağladınız mı? Tekrar soruyorum size;Hiç soğan doğrarken elinizi kestiğinizde,kanınızla akıp gitmek istediniz mi? Ben istedim. Hem de birçok kez. Her kolumu kanattığımda hislerimi de akıttım ben kanımla beraber. Ayrıca insanların seçimlerine karışmak kimsenin haddine değil. Ben burada içimden geleni yazıyorum. Ben buraları samimi buluyorum. Çünkü herkes bi'şeyler yazarken yaşadıklarını sitemkar bir dille serpiştiriyor metnine. Ben serpiştirmiyorum. Direk yüzünüze söylüyorum. Benim gözümde baba kavramında kimse yok. Bugüne kadar olmadı. Olmayan babamı düşündüğüm her gün bedenime bir çizik attım. Sayılamayacak kadar çoğaldıklarında ve artık bedenimde yer kalmadığında,ben de bıraktım. Sırf birilerinin gönlü olsun diye.. Medyada benim bir zamanlarki halime çok benzer bir fotoğraf var.
Vaktinizi çaldığım için özür dilerim. İyi okumalar.