Yoğun bir iş gününün ardından evime gitmek için can atıyordum çok sinirliydim.Aklımdan saçma saçma şeyler geçiyordu"kendimi öldürmek kafama sıkmak,herhangi bir yerden atlamak" bıkmıştım artık.İşyerimin otoparkına geldim ve arabama bindim.Fakat marşa bastığımda hiçbir tıkırtının olmadığını duydum.İndim ve kaputu açtım "sanki çok arabadan anlarmışım gibi" herşeyi denememe rağmen olmadı,en sonunda sinirlenip lanetler,küfürler savurmaya başladım.Bir tamirci çağırıp ne olup biteceğine baktırdım iki günlük işi olduğunu iki günden az süremeyeceğini söyledi.İçimden onada birkaç lanet ve biraz kötü sözler söyledim.Ama 2 gün konusunda ısrarcıydı,Kabul ettim ve evime doğru yol aldım.Pazardan gitmek istedim,biraz uzakta yaşlı bir kadın gördüm,90 yaşlarında vardı üstünde eski püskü koyu yeşil bir bez gibi ama garip bir giysisi vardı.Çok eskilerden kalma olduğu belli olan kalın ve hoş görünen bastonuyla yürüyordu.Yüzüne baktım her yeri kırışıklarla doluydu bir gözü yoktu.İstemsiz olarak içimden acaba gözüne parmağımı batırsam nasıl hissederdi diye düşündüm.Kadın sanki düşüncelerimi duymuş gibi bir anda gözlerimin içine baktı,bütün tüylerim diken diken olmuştu.Kafamı eğdim ve yürümeye devam ettim.Gitgide yaşlı kadına yaklaşıyordum,tam yolumu değişmeye karar verirken birşeyin beni tuttuğunu ve yürüyemediğimi farkettim.Arkamı döndüğümde beni yaşlı kadının tuttuğunu farkettim.Bana dedi ki "demek parmağını gözüme batırmak istiyorsun ha ?!"