"Tarih dersine geç kalacağız Alanis!" Aşağıdan ikiz kardeşim Alanis'e çabuk olması için bağırırken aynı zamanda da telefondan İnstagam'da geziniyordum. Birden yukarıdan nefes nefese indi. "Adrienne! Çatıdan zıplayan biri var! Hemde dört ayak üstünde." dedi Alanis. Sakince ona baktım. "Saçmalıyorsun, kedi falandır." dedim umursamazca. Gözlerini devirdi. "Anlamıyorsun, kedi olamayacak büyük ve korkutucuydu." Yutkunarak Alanis'e baktım. Ona hiçbir şey anlatamazdım. Kurt adamlar var desem zaten inanmazdı da. "Şey haberlerde başı boş dolanan evcil bir kurt var demişlerdi. O'dur." Evcil kurt. Ne kadar da zekice. Sizce Alanis bunu yer mi? Asla. "Hadi ya?! Öyle olsun! Bana pek inandırıcı gelmedi ama." dedi ve sinirle çantasını alıp evden çıktı.
"Anlamıyorum. Sabah birileri görür diye korkmamış mı?"
***
"Adri. Sana bir şey sormalıyım." dedi Alanis, aynı zamanda da karalama defterine bir şeyler çiziyordu. Yine. Söylemesi için kafamı salladım. "Sence şu Liam denen çocukta bir tuhaflık yok mu? Sürekli sana bakıp duruyor." dedi bana saf saf bakarken. "Evet fark ettim. Tuhaf bir çocuk." Bu okulda bana bakmaya cesaret eden nadir biriydi. "10, 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1... VE KURTULUŞ!" Alanis sınıfın içinde bir anda bağırarak kalktığında zilin çalmasıyla herkes gülerek sınıftan çıktı. Şebek işte ne olacak.
Alanis şöyle bir kızdı; Bütün dersleri A, zeki, şapşal, deli, çılgın ve sinirlendiğinde -ki kolay kolay sinirlenmezdi- bulaşılmaması gereken biriydi. Ben bile bazen ondan korkuyordum.
"Eee şimdi nereye gidelim." dedi, Alanis. Bugün dolunay vardı. Büyük ihtimalle kurtlar yemlerini hazırlamışlardı bile. "Şey bugün bir yere gitmeyelim. Sadece, eve gidip bir sinema günü yapmaya ne dersin?!" dedim sevinçle. Gülerek bana sarıldı. "Olur."
Eve doğru giderken aynı zamanda da Alanis'in bugün ben yokken yaptıklarını dinliyordum. "...Sonra da kovada ki suyu Lydia'nın başından aşığa döktüm." Kahkahalara boğulmuş, gözümden yaşlar gelirken aynı zamanda da Alanis'i tebrik ediyordum. Lydia aslında iyi biriydi fakat neden bilmiyorum ama bize hep kötü davranmıştı. Hayır anlamıyorum belki okuldaki popileriteni aşmış olabiliriz ama bu bizden nefret edeceğin anlamına gelmezdi ki.
"Adrienne bana bir dakika verir misin?" dedi Alanis. Başımı sallayıp markete girmesini bekledim.
O sırada yanımda bir gölge belirdi. Tanımadık bir ses; "Burada olmamanız gerekir. Hemen. Gidin. Buradan." Ardından gelen uluma sesleriyle yerimde çakılı kaldım. Dolunay. Kaç saattir buradaydık biz? Akşam olmuş, çoktan ay kendini göstermişti. "Siktir, zaman yok. Hemen gitmeliyiz." dedi yanımdaki çocuk. Başımı hayır anlamında salladım. "S-sende kimsi-" "Bunun için zaman yok." "İyi de kız kar-" Daha sözümü bile tamamlayamadan çocuğun beni sarmalaması ve kendimi başka bir boyutta bulmam sadece beş saniyeyi almıştı.
...
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin! Bir daha ki bölüm akşama gelir :D
Multi: Adrienne
-Sema
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Moon
Fantasy"Bizim gibilere Amari derler." "Bu ne anlama geliyor?" "Ölümsüzler." "N-nasıl yani?" "Biz bu geleceğin kurtuluşuyuz." "Biz derken?" "Biz. Sen, ben, Bertdare, D.O, Chan...Biz son geride kalanlarız. Son umut biziz."