AYRILIK...

34 2 0
                                    

Canparem iyileşmişti , şükürler olsun. Okulumuza gidip geliyorduk. Her şey eskisi gibi güzeldi. Ancak bir gün okuldan eve geldiğimizde babaannemi evde bizi bekliyor bulduk. mutlaka yine bir şeyler söyleyecek, Canımızı sıkacaktı. Suzan doğruca mutfağa gitmişti. Ben ise babaannemin olduğu odaya girdim. Hele bir otur şöyle diyerek yanına oturttu beni. İçeriden tabak sesleri geliyordu belli ki Suzan çok acıkmıştı. Suzan a bakayım diye kalmaya yeltendim ama nafile babaannem ısrarla oturttu beni tekrar tekrar.
Her halinden belliydi bir şeyler demeye çalışıyordu. Ellerini ovuşturup duruyordu. İlk aklıma gelen oturduğumuz evi ve arsayı satılığa çıkarmak isteyeceği düşüncesi oldu. Çünkü laf arasında sürekli bundan bahsedip dururdu.
.....
Suzan elinde tabaklarla içeriye girdi. Babaannem kulağıma eğilerek Suzanı dışarı çıkar dedi. Şaşırdım! Neden böyle bir şey istemişti ki benden ? Bir yandan merak ediyordum, bir yandan da kardeşimden canımdan gizli ne olabilir ki diye endişeleniyordum. Tepkili bir şekilde Hayır dedim. Ne söyleyeceksen şimdi söyle dedim. Suzanım ise her şeyden habersiz tabağına dünden kalma makarnayı koymuş, büyük bir iştahla yiyordu. Ona hiç kıyamıyordum. Onsuz bir hayat asla ama asla düşünemiyordum. Öylece izleyip durdum onu.
Babaannem ısrar etmeye devam ediyordu Suzanı dışarı çıkarmam konusunda. Sinirlenmeye başlamıştım. Zaten biz
Babaannemle itişirken suzanım yemeğini bitirmişti , sobanın kenarına oturmuş minicik ayaklarını ovalayıp duruyordu belli ki üşümüştü.
     Usulca babaannemin kulağına eğilip ne söyleyeceksen söyle babaannem dedim. Göz ucuyla suzanın oturduğu yöne doğru baktı. Rahatsız olmuştu. Yapacak bir şey yoktu. Öğrenmeliydim ne olup bittiğini. Konu Suzan ise akan sular dururdu benim için ki öyleydi. Suzanın yanına doğru ilerledim ve elimden tutmasını söyledim. Suzanımla birlikte odadan çıktık. Ona oyalanması için ders kitabından görev verdim. Çok seviyordu zaten ders çalışmayı. Ders çalışırken hayatla bütün ilişkisini kesip kendini derse veriridi. Öyle de yaptı. Henüz kitabı açıp yapmasını istediğim sayfayı önüne açtığımda beni bile duymaz olmuştu. Büyük bir şevk ve istekle başlamıştı bile yapmaya...
    Bir hışımla çıktım Suzan 'ın yanından. Doğruca babaannemin olduğu odaya gittim. Kapıyı hızlıca açıp yüzümdeki endişeyle yanına oturdum. Gel şöyle bakalım diyip ellerimi tuttu. Bak Salih evladım , dedi. Annen ve baban vefat ettikten sonra çok sıkıntı çektiniz biliyorum  ama bunların hepsi geride kalacak dedi. Ben ise kötü şeyler düşünmemeye çalışıyor merakımı gizleyemiyordum. Babaanneme kulak vermeye devam ettim. Evet söyledikleri doğruydu. Çok sıkıntı çekmiştik çekiyorduk da ama mutluyduk. Yetiyorduk kardeşimle birbirimize. Okullarımıza gidip geliyorduk. Döke taşıra yemeğimizi yapıyorduk. İyi kötü yaşıyorduk işte.
    Sonra bu düşüncelerimden sıyrılıp babaannemi dinlemeye devam ettim.  Suzan ve sen dedi. Biliyorum bu sizin için zor olacak ama başlarda sonradan alışacaksınız dedi. Ne zor gelecekti , neye alışacaktık ki ?
    Babaannem sözlerine devam etti. Çok iyi olacak her şey sizin geleceğiniz için dedi. Kafam Allak bullak olmuştu. Çıldıracaktım.
...............     ..................
    ( Suzan ve Salih gerçekten ayrılacak mıydı?onları bekleyen acımasız gerçekle yüzleşmek çok zor olmalıydı? )

GEÇ KALINMIŞ GÜLÜMSEMELER (Gerçek Bir Varoluş Öyküsü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin