Bölüm 4

49 2 0
                                    

Diğer günlere nazaran daha keyıflı uyanmıştım. Bugün okula gitmeden kendime bir söz verdim. Evet.. Evet.. birdaha okuldan kaçmayacaktım.bu sözümün ileriki günlerde muhtemelen bozulacağını biliyordum. hemen üstüme birşeyler giyerek aşağıya indim. indiğimde üvey annem sinirli sinirli bekliyordu.

"Ooo okuldan kaçan üvey kızım'da gelmiş.! "

"Benimle düzgün konuş!. okuldan kaçmam seni ilgilendirmez."

Kapıyı hızlıca çarpıp evden çıktım. Bu kadının samimiyetine inanmaya başlıyordum. ne yazık ki kendi maskesini kendi düşürdü.okulun bahçesine girdiğimde tüm dikkatler üzerimdeydi. Hepsi bana bakıyorlardı. daha sonrodan yanıma 3-4 kişilik bir grup kız geldi ve beni kenara çekti.

"Yeni kızımızda gelmiş.pekte masum birşeye benziyo kızlar baksanıza"

Hepsi birden "Evet ya" diyip kahkahalar atarken. kıpkırmızı kesilmiştim.hiçbirine aldırış etmek istemiyordum çünkü üvey annemden kalan içimde birikmiş siniri dışarı yansıtmayacaktım. yanlarından öylece geçip gittim.

Sınıfa adım attığımda herkes kafasını bana doğru çevirdi. Çok beklemeden ben de pencerenin yanındaki en arka sıraya oturdum. Burası gerçekten hiç bana göre değildi buradaki herkes zengin ailelerin şımarık çocuklarıydı. İlk gün bütün sınıf kaynaşmıştı bu yüzden kimse yanıma gelmedi, hiç arkadaşım yoktu ama boş versene ben arkadaş falan istemiyorum.

Bir kaç saniye heykel gibi durduktan sonra kafamı sıraya yasladım. Sonralara doğru yanıma birisinin oturduğunu hissettim, hiç aldırış etmedim. Yanındaki kişi beni dürtmeye başladı. İçimde birikmiş siniri ona yansıtmak istemiyordum çünkü eğer yansıtırsam çok kötü şeyler olacaktı. Gözümden alev fışkırırcasına yavaşça kafamı kaldırdım ve sol tarafıma baktım. Manzara karşısında şoke olmuştum, resmen dilim tutulmuştu.

Bu... Bu karşımdaki Oğuzda ama onun burada ne işi var?

"Sen burada napıyosun. Bak doğru söyle yoksa beni mi takip ediyorsun."
Dedim bütün olanları unutarak. Sarı saçlarını sağ tarafa yatırmıştı. Mavi gözleriyle oldukça şık gözüküyordu.

"Takip etmek mi yok artık ben de senin gibi bu okulda okuyorum. Sanırım aynı sınıftayız. Arkadaş olucaz desene." dedi sırıtarak.

"Deli." dedim gülerek. İkimizde gülüyorduk. Kafamı öne çevirip arkama yaslandım.

"Okuldan nefret ediyorum."

"O kadar da kötü değil."

"Burda kalmam için hiç bi sebep yok." dedim sıkılmış bir ifadeyle.

"Ben yetmez miyim?" dediği an birbirimize baktık. Gözlerinden çok şeyi okuyabiliyordum. Zilin çalmasıyla bakışmayı bıraktık ve önümüze döndük. Dirseğimi sıraya koyup sağ elimle deftere bir şeyler karalarken gözüm bir anda sınıfın kapısındaki çocuğa kaydı. Aniden doğruldum. Oğuz korkmuşa benziyordu.

"Hey! İyi misin?"

Kapıdaki çocuk içeriye girdi. Tanrım o çok yakışıklıydı hem de fazlasıyla..."

İYİ KÖTÜ BÜTÜN YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :))

GölgemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin