Pantolonu eve getirdiğimde herkes beğendi rengini ve şeklini.
-Giy de görelim bakalım üstünde nasıl duracak.
-Daha değil. Paçalarını yapmam lazım o zaman bakarsanız.
Anlaşılan o gece uyumayacaktım. Çok işim vardı çok.Pantolonumu yapmak için kırık bir makas ve siyah bir ipliğe ihtiyacım vardı. Bütün ihtiyacım olan malzemeleri ve yeni aldığım pantolonumu halının üstüne koydum.Her şey hazırdı.Kesip biçtikçe şekilleniyordu.Çok zamanımı alsa da sonunda bitirmiştim.Sıra evdekilerle göstermeye gelmişti. Fakat herkes uyumuştu.Birden odanın kapısı açıldı ve annem içeri girdi.
-Kınalı kuzum benim. Güzel pantolon beğenmişsin kendine. Hayırlı olsun. Ne de güzel yakışmış üstüne.
-Sağ ol annem.Senin dediğin gibi kalın aldım ki kışın da giyebileyim.
-Can oğlum,canıma yoldaş oğlum. Allah razı olsun.
Annem odadan odadan çıktığında. Aklıma bir şey takılmıştı.Pantolonum oldukça kalındı.Peki ya yazın ne giyecektim ? Kafam allak bullak olmuştu. Yapacak bir şey yok gibiydi.Zaten Kayseri'nin yaz sıcağı ne kadar olabilirdi ki ? En fazla biraz fazla terlerdim diye kendimi avutmuştum o an için.
Sabah zor da olsa uyanıp okulun yolunu tutmuştum. O gün farklı bir duygu vardı içimde şimdi anlıyordum o karmakarışık duygunun sebebini sanırım o an kabullenmek istemesemde yeni pantolonuma nasıl yorumlar yapılacağı beni strese sokmuştu. Çünkü okulda bir çok kendini beğenmiş vardı.Sınıfa girdiğimde herkes bütün işini bırakıp beni inceliyordu sanki.Yada ben öyle hissediyordum.Ve sınıfın en zengin çocuğu Ahmet.Pek iyi anlaştığım söylenemez.Bir kaç defa kavga etmişliğim de vardır kendisiyle. O yüzden pek haz etmezdim kendisinden. Yine her zaman ki gibi kasıla kasıla yanıma geldi.
-Oooo Gökhan demek yeni pantolon aldım hı.Hafta sonu verde giyeyim.Yoksa birinden ödünç mü aldın ?
Dedikleri yetmezmiş gibi onun etrafındakiler de benimle dalga geçiyorlardı. Bilindik manzarayla karşı karşıyaydım yine. Ahmet ve yalakaları.Biraz sonra Serkan geldi. Üzerime kısa bir göz gezdirdikten sonra imalı bir bakışla:
-Ya Gökhan benim geceliğim kirlendi.Bugünlük pantolonunu bana versene.
Sinirlerim alt üst olmuştu.Kavga da edemezdim.Pantolonumun başına bir şey gelmesinden korkuyorum.
-Uğraşmayın benimle.
-Sen kimsin be.Ben seninle uğraşacak kadar düşük bir insan mıyım ?
Dedikleri çok zoruma gitse de bir şey dememeyi seçtim. Bu seferliğine susmak en iyisiydi belki de.Uzatmayı sevmezdim zaten. 4.saat Türkçe öğretmenin Seval beni yanına çağırdı. 29 Ekim'de okumam için bir şiirle görevlendirmişti beni. Olayın can sıkan tarafı ise giyecek beyaz bir gömleğimin olmamamasıydı.Nerden bulacaktım.Görevden vazgeçersem bu notuma yansırdı.Son çare sınıfımızdaki Osman'dan istemekti.Babası öğretmendi Osman'ın.Durumları da iyiydi.Onun mutlaka vardır. Osman iyi çocuktu. En azından Ahmet'e göre.Yanına gittim ve mahçup bir tavırla:
-Şey Osman...29 Ekimy icjny beyaz bir gömleğe ihtiyacım var acaba...
-Tabi ki.Ben de fazladan var.Sana verebilirim.
Osman'dan aldığım gömlek ve yeni pantolunumla şiir maceram da burda bitmiş oldu.
İşte size bir pantolon ve gömlek hikâyesi...Yarın ders kaydı yaptıracağım fakültede.Türk Milletinin olmazsa olmaz ihtiyaçlarından birisi de vesikalık resim.Kravatlı olsun istedim. Belki başka bir şey için de lazım olurdu.Sabah geçerken gördüğüm fotoğrafçının yolunu tuttum.Bu sorunu da halletmiştim hayırlısıyla.Yarın ders kaydı yaptırdıktan sonra ilk işim kalacak bir yer ayarlamak olacak. Bugünlük otelde kalacaktım.
Trabzon'a okumaya gelmiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Yeni bir yol...
Yine tek başıma sürdürmek zorunda olduğum bir hayat beni bekliyordu...Arkadaşlar bu bölümü de tamamladım umarım beğeneceğiz bir çalışma olmuştur yorum ve votelerinizi bekliyorum iyi okumalar sevgiyle kalın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIMA HİÇ ŞİİR YAZDIN MI ?
RandomBir yarış başladığı zaman, ilk anlarda bütün yarışçılar aynı hızda,aynı enerji ile koşarlar. Biraz sonra bir takımın azıcık geride kaldığı görülür.Daha sonra yarışçıların önde,ortada, arkada, en geride olmak üzere birkaç gruba ayrılması mukadderdir...