Lanetli Gece

33 4 3
                                    

Kardesim olarak gördügüm Arife odaya daldı.
- Kanka hazır mısın?
- Evet
- Tamam hadi Kerem le Merve aşağıda bizi bekliyorlar. Kapıdan çıkıp merdivenlerden inerken çantam aklıma geldi. Arife'ye dönüp "Cantamı unutmuşum. Alıp geliyorum hemen" dedim. Beni beklemeye başladı. Çantamı alıp merdivenlere yöneldiğimde salondan gelen gürültü ile irkildim. Oha eski sevgilim burdaydı "TAM KARŞIMDA!" Nefret ettiğim Küçük Fahişenin de eski yatak arkadaşı. Sinirle aşağı inip kolundan tuttum, kendime çevirdim.
- Ne işin var burda !
- Seni görmeye geldim
- Sana bi daha karşıma çıkma demedim mi?
- Ya Duru bak böyle olmaz. Gercekten sarhoştum'
- Yaa öyle mi Alperen! Sana inanmıyorum. Sen şerefsiz bir playboysun!
- Duru lüt••
- Siktir git Alperen!
- Duru?
- Alperen sana defol dedim!

Dememle birlikte Kerem içeriye girdi. Alperen'e sinirle bakarak :

- Bi sorun mu var kızlar ?
- Yok enişte o da simdi gidiyordu zaten!
Alperen  sert bi şekilde bakarak kulağıma eğildi ve fısıldadı " Seni geri kazanmadan bu oyun bitmeyecek. Ben bi playboy'um ne olsa" Tüm kuvvetimi elimde toplarcasına onu göğsünden ittirdim.
-Defol lanet herif defoll! deyip hızla arabaya yöneldim. Merve ön koltukta telefonla oyalanırken arabaya attım kendimi.
Sessiz sessiz içime ağlıyordum. Bu yüzden Merve farkına varmadı. Kerem'in Alperen'in yakasından tutup kaldırdığını gördüm ama onu öldürse de suan umrumda olmazdı. Kaşlarını çatıp hararetli bir şeyler söylüyordu. Çok gecmeden arabaya binip hızla kapıyı çarptı. Arife de yanıma atladı. Mendil uzatarak avutmaya calışır bi hali vardı. Alperen'le hikayemiz çok berbattı. Benim dogum günümde aldatmıştı. "Doğum günümde!"  hemde alt komşum 'Küçük Fahişe Gözde' ile. 3. Darbe de Alperen'den gelmsiti böylece. Hayata inancı kalmamıs bi insan olmustum. Günlerce ağzıma bir şey sürmedim , okula gitmedim. Zaten o yıl devamsızlıktan kalmıştım. Hala lise dörtteydim. Ben bunları düşünürken telefonum çaldı. Arayan Melih'di.
Titrek ses tonumla konuştum :
- Efendim
-  Partiye geliyor musun?
- Evet geliyorum. Ne oldu?
- hiç merak ettim. O zaman ben mekanda sizi bekliyorum..
- Görüsürüz ' deyip konuşmasına fırsat vermeden telefonu yuzune kapattım.
"Eskiler gündeme geldikçe çevremdekilere de zarar veriyordum. Fazlasıyla"
 
   2 saat sonra
Parti başlayalı bir saat oluyordu. Daha gelmeyenler vardı , derken Arife bana meyve kokteyli getirdi.

- Kızım biraz canlan ya
- İyiyim bak " deyip saçma sapan dans hareketleri yaptım. O serefsiz için cevremdekileri üzemezdim.
- Ha şöyle ya bi an hiç geri dönmeyeceksin sandım.
- Bak iyiyim işte
- Hadi kalk dans edelim.
- Kanka iyiyim de biyascık yorgunum.
- Duru kalk lan! der demez Melih yanımda bitti. Eğilip " ilk dansını benimle yapar mısın prenses ?" diye gülümsedi. Boşluğuma denk gelecek ki kabul ettim.  "Say again" sarkısıyla dans ettik. Umut veririm diye korktuğum için pek konuşmuyordum. Bana asla zararı da dokunmadı. Herkes için çok dürüst bir insandı. Ama olmuyordu. Geçmiste o kadar güvenim sarsıldı ki şimdi hiç bir şekilde olamıyor.
Melih dans esnasında kulağıma bir şeyler fısıldadı. Tam anlayamasam da ' Çok üzmüşler seni , gülüşünden ödün vermemişsin ama '
Donakaldım. İçimden "Güçlü bir kızım ben. Kalbimden ödün verdim ama gülüşlerimden asla " diye geçirdim. Yavaş Yavaş partinin sonuna yaklaşıyorduk. Birden Alperen kapıda belirdi. Herkes biliyordu hikayemizi. Alperen'le göz göze geldiğimizde 'Grup84  - ölürüm hasretinle' (bizim şarkımız) çalıyordu. Gözlerim doldu. Uzun bi geçmişe rağmen beni aldatması çok koyuyordu. Hatırladıkca deliye dönüyorum. Kapıdan bana yavru köpek misali bakarken 'Duru?' diye bağırdı. Ardından şu sözleri sarf etti 'Bilirsin sensiz ben hiç yaşayamam ki ölüyorum hasretinle.'  Herkes Alperen'e bakıyordu. O an yaşlar yanağıma hücum etti. Elimle yüzümü kapatıp lavaboya koştum. Aynaya bakarak hıçkırıklarımı bastırmaya calışıyordum. Olmuyor , bir türlü susturamıyordum kendimi. Gözde fahişesiyle onun yataktaki o yarı çıplak halleri gözümde canlanıyordu. Her defasında daha sert vurdum duvara. Elim kanıyordu. Arife gelip bana sımsıkı sarıldı. Anne şefkatiyle. Anne şefkatini uzun zaman önce unutmuştum. Arife bana hep destek olurdu. Şimdi de öyle yaptı. Başımı göğsüne bastırmıstı. Bi süre sonra kafamı ordan çekti ve elime baktı. Elimin kanadığını görünce beni dışarıya çıkardı. Arabaya koşarken Melih'le göz göze geldik. Alperen yere serilmiş , burnu kan içinde yatıyordu. İnsanların bana acır gibi bakmaları sinirimi bozuyordu. Zaten hep çok seven üzülür, mutlu olanına hiç rastlamadım. Hızla Merve ve Arife peşimden gelip yanıma oturdular ve Merve söylenmeye başladı.

- Serefsiz çocuk ya yediği boku unutmuş birde yüzsüz yüzsüz karşımıza çıkıyor
-  Aynen lan bırakacaktınız öldürecektim onu orada!
Konuşurlarken lafa girip ;
- Burnunu kim kanattı onun?
- Melih kanka . Çocuk seni öyle görünce gözleri doldu
- Off ya ben bu çocukla ne yapacağım ? Üzülecek...
- kanka yaz tatili geliyor. Unutur sıkıntı etme.
- İnsallah ya insallah
Derken Kerem arabaya geldi. Bizi eve bırakırken iyi geceler dileklerini peşimizden gönderdi. Gecemiz daha ne kadar berbat olabilecekse. Eve girip direkt odama cıktım. Başım sanki çatlayacak gibi ağrıyordu. Arife dolaptan ağrı kesici çıkarıp yatağıma getirdi. Onu içip yattım , merve de yanıma sokulup sarıldı. Zaten ağladıgım için gözlerim yanıyordu. Kendimi hemen uykunun kollarına bıraktım..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üzülme Küçük PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin