Çevirmen : XiaoRim
"Benimle konuşmaya cürret etme sakın. Çünkü seni dinlemeyeceğim." Gidiyor... hayır...
"Hayır, Y-Yeol sakın gitme! CHANYEOL HAYIR! BENİ BIRAKMA!" Bağırmaya devam ettim fakat beni dinlemedi.
"Lütfen... Seni seviyorum..."
"HAYIR!" Baekhyun aniden uyandı, elleri titriyordu ve terlemişti.
Aniden Suho odaya daldı, "Baekhyun?! İyi misin,ne oldu?"
"B-ben iyiyim, s-sadece rüya gördüm."
"Fakat rüyaların seni mutlu etmesi gerekir değil mi?" Suho yatağın kenarına oturdu ve çocuğuna bakan anne şefkatiyle Baekhyun'un yanağını okşadı. "Yeniden mi ağladın ?"
Baekhyun yanağına dokundu. Suho haklıydı. Rüyamda ağlamıştım.
"Ben fark etmedim-" hıçkırığını yuttu ve dudaklarını birbirine kenetledi, fakat bütün çabası Suho'nun ona sarılmasıyla boşa gitti. Suho'nun ona sarılması gözünden sıcak sıvının düşmesine sebep oldu. "Onu özledim h-hyung, ben devimi çok ö-özledim"
"Shhh.. Biliyorum Baek, biliyorum... Ama başkanın da dediği gibi kendisi anlamalı.."
"Baekhyun düzgünce oturdu ve yüzündeki kurumuş yaşlarla Suho'ya baktı, "İşte bu tam olarak korktuğum şey, ya anlayamazsa? Ya bir ay geçerse ama o beni affetmezse?" Suho konuşmaya çalışmıştı fakat Baekhyun bunu engellemişti.
" Şubat'ın ilk haftasına geldik bile hyung, benimle daha hiç konuşmadı. Hatta iki haftadan beri bana bakmadı.İKİ HAFTA! Demek istediğim şey, hep Moon Ga-Young denilen kızla birlikteyken onunla nasıl konuşabilirim?"
"Baek biliyorsun o sadece onunla başrolü paylaşan kişilerden biri değil mi? Aralarında hiçbir şey yok. Biliyorum ki hala seni seviyor, ona sadece biraz zaman ver.
"Şimdi 'zaman'dan nefret etmeye başlıyorum."
"O zaman Tao'dan nefret ediyorsun?" dedi alaylı bir sesle.
"Şaka yapmanın zamanı değil hyung" dedi Baekhyun ciddi ama gizli bir gülümsemeyle.
"Hah! Ama gülmeni sağladım!" ve Suho delirmiş gibi bağırmaya başladı "ZAFER BENİM!"
Baekhyun kendisini gülerken buldu çünkü hyung'u aptal gibi görünüyordu.
"İşte bu beklediğim gülüştü" Baekhyun Suho'ya yüzündeki gülüş ve parıltıyla sarıldı.
"Çok teşekkürler umma!"
"Yah! Neden bana umma diyorsun?! Gel buraya velet!"
Baekhyun odadan dışarı koştu ve "Suho + umma = SUMMA" diye bağırmaya başladı."Summa beni öldürecek! Yardım edin!" Diğer üyeler bunu görünce gülmeye başladı ve onlar da Suho'yu kızdırmaya başladı.
"Hey, neden herkes sabah sabah bu kadar gürültülü?"
"Sana da günaydın Chanyeol. Suho hyung ve Baekhyun birbirlerini kedi ve köpek gibi kovalıyor -bekle hayır- köpek yavrusu, kedi ve köpek yavrusu gibi."
"Chenchen bu mantıklı bile değil."dedi Baekhyun somurtarak fakat bu Chanyeol'ün tavırlı bir şekilde onaylaması ve mutfağa doğru yol almasıyla birlikte kaş çatıklığına döndü. Onun bu dönüşü Baekhyun'a--
"Baek...titriyorsun" diye fısıldadı Suho. Baekhyun ellerine baktı. Titriyordu ve terlemişti. Soğuk terler dökmeye başlamıştı, sonrasında tıkandığını hisseti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Set Up
Fanfiction"Park Chanyeol ile kalmamda hiç bir sorun yok.." "Ama?" her zaman orada olacak 'ama' sonra "O senin için mücadele edecek?" Ne? Benim için mi mücadele edecek? "Aff-edersiniz? Bayım, senin için mücadele edecek derken ne demek istediniz '? "Herneyse. N...