-DRACO MALFOY - HOGWARTS'TAKİ 2. YILINDA -
Bunlar neden Profesör Lockhart'ın odasına girmişlerdi ? Acaba sırlar odasıyla ilgili bir şeyler mi karıştırıyorlardı ? Kesinlikle öğrenmeliydim. Yavaş adımlarla kapının önüne gelip ne dediklerini duymaya çalıştım.
'' Yani kaçıyor musun ? Hani bir kahramandın? Nerde o cesaret seni korkak tavuk . '' Bu Weasley'in sesiydi.
'' Yaptıklarım , yani sizin yaptığımı sandığınız şeyler , aslında başkalarının hikayeleriydi . '' Bunu diyense Profesör Lockhart'tı. Eh , bu beni pek de şaşırtmadı açıkçası. En başından beri düzenbazın teki olduğu belliydi.
Sandıkların kapanma ve kilitlenme sesini duydum. Gerçekten gidiyordu korkak herif. '' Bir bakalım , '' dedi . '' Umarım hiç bir eşyamı unutmamışımdır ve bu arada...'' Kısa bir duraksamanın ardından hırlarcasına konuşmaya başladı. '' Size hafıza büyüsü yapmam gerekecek. Tüm bunları başkalarına söylemenizi istemeyiz değil mi ? ''
Hafıza büyüsü mü ? Ne , nasıl ? Reflekslerim devreye girdi ve tam vaktinde asama uzanıp içeri girdim. '' Expelliarmus ! ''
Lockhart arkaya uçup sandığının üstüne düştü. Kalkmaya cesaret edemiyordu .Potter'a baktım. Aynı anda söylemiştik büyülü sözleri.Sonuçta bunu bize Snape öğretmişti ama ... Merlinin sakalı aşkına ! Az önce Potter'ı ve Weasley'i mi kurtarmıştım. Muhtemelen şanlı ( ! ) soyumuzdan dedelerim mezarlarında ters dönmüşlerdi. Yine de ...hafızalarını tamamen yitireceklerdi ve buna izin veremezdim tamam mı ?
'' Sen burada ne yapıyorsun Malfoy ? ''
'' Önemli değil , Potter. Ne de olsa tatlı anılarınızı kurtardım. ''
'' Teşekkürler . '' dedi WEASLEY kısa bir duraksamanın ardından. Weasley , bana teşekkür etmişti . Vay be ! Potter da geç kalmamıştı. '' Teşekkürler ... ama şimdi gitmemiz gerek. ''
'' Nereye ? '' diye sordum merakla.
'' Bilmene gerek yok. '' Bilmeme gerek yok muydu ? Tabi ki de gerek vardı . Yoksa tüm gece yatakta bir o yana bir bu yana döner kafamdan ne yaptıklarını öğrenmek için sinsi planlar kurardım. Tam kapıya yönelmiş gidiyordu ki önünde dikildim.
'' Öğrenmeden gitmenize izin mi vereceğimi sanıyordunuz ? ''
'' Peki sen ,iznini istediğimizi mi sanıyordun? '' dedi Weasley.
Eskisi gibi olmamız uzun sürmemişti . Yine kavga edip , düşman olacaktık işte.Potter derin bir nefes aldı. '' Bizimle geliyor Ron . '' Bir saniye ne ? Kafam karışmıştı . Ne diyordu bu çocuk. Öncelikle, kimse bana sormadan benim hakkımda karar alamazdı. Hem , neden onlarla gitmemi istiyordu ki ?
'' Pardon . Bana sormuşmuydun ? '' dedim bir cevap bekleyerek.
'' Sırlar odasını o olmadan açabileceğimizi sanmıyorum. '' dedi . Benim ne dediğimse umrunda değil gibi görünüyordu. Hem sırlar odası derken... Ne işin peşindeydi bunlar ?
Ron'un içine sinmemişti sanırım. '' İyi ama Harry ... '' dedi umutsuz bir biçimde. '' Onun çatalağız oluşu sadece bir dedikodu ? ''
Burdayım , bana sorsanıza diye bağırmak geldi içimden. Beni umursamıyor orda değilmişim gibi davranıyorlardı. Ben de orda değil gibi davranıp bu tartışmanın nereye varacağını izlemeye karar verdim.
'' Çatalağız mısın Draco ? '' Ah , sonunda bana sormayı akıl edebilmişlerdi.
'' Sırlar odasını Ginny'i kurtarmak için mi açmaya çalışıyorsunuz ? '' diye karşılık verdim.
'' Soruya soruyla karşılık verme. Üstelik bunun cevabı çok bariz değil mi ? O benim kardeşim . ''
'' Evet öyleyim ve Sırlar odası hakkında ben de bir araştırma yaptım Weasley. Tüm bunların durması gerekiyordu. Ama girişi bulmak imkansız. '' Evet , bu gerçekten imkansızdı. Bir slytherin olarak ben bile hiç bir bilgiye ulaşamamışsam bu ikisinin bulması daha da imkansızdı.
Şaşırmış görünüyorlardı. '' Ne ara muggle doğumluların acı çekmesini durdurmak ister oldun ? '' dedi Potter tıslarcasına.
Muggle doğumlular... Bir avuç gerizekalı. '' Hiçbir zaman acı çekmelerini istemedim. '' dedim düşüncelerimi bir kenara bırakıp. Sesim ilginç bir şekilde küskün çıkmıştı.
Weasley '' Burda kavga edeceğinize gidip kız kardeşimi bulalım. '' dedi ve kapıya yöneldi . Doğru söze ne diyebilirdim ki ? Peşine düştüm. Şu sırlar odasının girişinin nerede olduğunu öğrenmek istiyordum. Hızlı adımlarla bir sürü koridordan geçip sonunda 1. kattaki kızlar tuvaletine ulaştık.Giriş burada olamazdı değil mi ?
'' Burada . '' dedi Potter düşüncelerimi okumuşçasına. Kaşlarımı çatıp içeri girdim. Ve birden içimden buz gibi bir şey geçti , sanki ... sanki buzdan bir bıçak mideme girmişti. Bu hissi biliyordum. Daha önce Peeves içimden geçtiğinde de böyle olmuştu.
Başımı kaldırıp baktığımda daha önce görmediğimden emin olduğum bir hayaletle karşılaştım. Gözlükleri ve iki yandan yapılmış atkuyruklu saçlarıyla onu Potter'a benzettim. Bunu düşünmek çılgınca gülmek istememe sebep oldu. Tabi arada çok büyük fark vardı. Bu bir hayaletti , üstelik kız bir hayaletti ve bana bakarak kıkırdayıp duruyordu.
'' Mızmız Myrtle , '' dedi Potter.Demek hayaletin adı buydu. '' Sana bir şey sorucam da ee şey acaba nasıl öldün ? '' Hayalet şimdi çok gururlu görünüyordu.
'' Ah, mükemmel güzellikte bir ölümdü . '' dedi zevkle . '' Korkunçtu. '' Hah , hiç işimiz yokmuş gibi bir de çatlak hayaletin tekine çatmıştık. Harika ! Hem Potter'a neydi , niye vaktimizi harcıyordu ? '' Tuvalette ağlıyordum veee ... öldüm . '' Derin bir iç çekip ekledi . '' Son gördüğüm şey kocaman korkunç gözlerdi. Bir yılanın gözlerine benziyordu. Tam olarak şurada bir yerde . '' Parmağıyla lavaboyu işaret etti.
O bunu der demez hemen oraya gittim. Ve beynim son hız çalışmaya , parçaları birleştirmeye başladı.Yılan demişti Mızmız Myrtle. Tarih dersinde bu odayı Slytherin'in yaptığını öğrenmiştik.Ve Slytherinin Sırlar Odasına bir yılan koyması çok mantıklıydı , yılan bizim işaretimizdi. O yüzden beni yanlarında istemiş olmalılardı. Slytherin kendisi gibi olmayan kimsenin odasına girmesini istemezdi. Ve ben onun gibiydim. Slytherin binasında okuyan bir çatalağızdım. Bu yüzden yardımıma ihtiyaçları vardı.Peki bu ikisi bunca bilgiye nerden ulaşmıştı ?
'' Siz ikiniz bunları nerden öğrendiniz ? '' diye sordum lavaboyu incelemeyi bırakıp.
'' Karanlık ormandaki dev örümceklerden. '' dedi Weasley aynı benim gibi lavaboyu incelerken.
'' Ne , ne, ne ? '' Sürekli kuralları yıkıyorlardı ve hiç yakalanmıyorlar mıydı?
'' Tabi biz sadece buranın yerini bulduk. Tüm sırrı Hermione çözdü.Yılan - ya da basilisk mi demeliyim - borular aracılığıyla dolaşıyormuş. '' Doğru ya ,Hermione fazla zekiydi .Ve bu her şeyi açıklardı. Sene boyunca sürekli duvarların içinden gelen sesler duymuştum , sürekli ölüm diyen bir tıslamaya benziyordu. Demek ki bir çatalağız olduğum için boruların içinden geçen yılanın sesini duymuştum.
Düşüncelerimi bölen Weasley'in sesi oldu.'' Burası . '' dedi musluktaki yılan kabartmasını göstererek. Potter musluğu açmaya çalıştı ama bozuktu .
'' Bir şey söyle , '' dedi Weasley . '' Çataldilinde bir şey.''
Niyetini anlamıştım. Daha önce de bir yılanla konuşmuştum , bu zor olmayacaktı. Yılana bakıp '' Açıl. '' dedim ama kulağıma gelen şey daha çok bir tıslamaya benziyordu. Musluk , ayağıyla birlikte yana doğru kaydı, arkasındaki tuğlalar açıldı ,açıldı...ve şimdi orda tünel gibi görünen bir boru vardı.Bunun anlamını biliyordum :Sırlar odasını açmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hermione Granger
FanficHer şey bir mektupla başladı. Bir baykuşun getirdiği mektupla... O mektubu okuduğumda normal bir insan olmadığımı öğrendim çünkü ben normal bir insandan daha fazlasıydım. Ben bir cadıydım. Ama sonraları öğrendim ki...