Aradan 2 gün geçmesine rağmen hala haber yoktu Salahaddin beyin arkadaşından .
O gün her zaman ki gibi sabah erkenden çıkıp , işe gitmişti Nuran hanım. Kaç gündür işe gitmiyordu. Çünkü o adamın aramasını bekliyorlardı.
Evde çıkıp durağa doğru ilerledi. Dolmuşa binip işe gitmesi lazımdı. Yaklaşık on beş dakika bekledi.
Dolmuşa bindiğinde 3 kişinin yani boştu. İlk kişinin yanına doğru ilerlediğinde oturan kadın kucağındaki çantayı boş olan yere koyup kafasını cama çevirdi. Nuran hanım diğer boş yerlere baktığında iki kişinin de aynı anda aynısını yaptığını gördü.
Hiçbir şey söylemedi. Ne yapsaydı zorla mı gidip otursaydı? Nuran hanım üstüne başına baktı ve içinden geçirdi
"Tabi kimse yanına oturmanı istemez Nuran!! şu kıyafetine bak !."
45 dakikadır ayaktaydı Nuran hanım. Kimse yer vermemişti. Durağa geldiğinde dolmuştan indi ve derin derin nefes aldı. Midesi bulunmaya , başı dönmeye başlamıştı. Kusacak mıydı ne?
Hemen kendini toparlayıp yürümeye başladı ,işe gitmeliydi.
İşten erken ayrılmıştı Nuran hanım. Baş dönmeleri ve mide buluntıları artmıştı. Tabi ücretinide yarım almıştı.
*********
Selahaddin bey ,Nuran hanım ve küçük elif yemeklerini yiyip masadan uzaklaştılar.
Bir anda telefonun çalmasıyla dikkatler oraya toplandı. Nuran hanım koşarak telefonu açtı.
"Alo"
Nuran hanım karşı tarafı dikkatle dinledikten sonra
"Tabi. Tabi hemen geliyoruz. "
*******************
"Abi şu oda " Mehmet'in gösterdiği odaya doğru ilerlediler. Kapıyı çalıp içeriye girdiler.
"Hoş Geldiniz. Buyrun " doktor eliyle koltukları gösterdi. Selahaddin bey koltuk deyneklerinin kenara koyup koltuğa oturdu.
"Biz şey için gelmiştik , küçük kızım için." Doktor Selahaddin beyin anlatamayacağını anlayınca lafa girdi.
"Haberim var. Mehmet bana biraz bahsetti ." Doktor oturduğu yerden kalkıp Nuran hanımın kucağındaki Elif'i alıp muayene bölümündeki sedyeye yatırdı. Gerekli malzemeleri hazırlamaya başladı.
"Ne zamandır görmüyor ?"
"Bilmiyoruz" dedi Selahaddin bey.
15 dakikalık bir muayene sonrası Elif sedyede uyuklamaya başlamıştı. Doktor Nuran ve Selahaddin'in yanına gitti.
"Görememesinin genetik yani yapısal bir şey olduğunu düşünmüyorum." Doktor Nuran'a dönüp ;
"Doğumunuz Nerede oldu ve doğum ebesi kim ?"dedi.
Nuran utanarak konuştu. "Evde oldu doktor bey." Aslında doktorun tam olarak merak ettiği şey bu değildi.
"Peki ebe kim ?" Nuran biraz düşündükten sonra;
"Bilmiyorum. O gün köye bir komşumuza misafir gelmişti tesadüf ebe. Doğumu duyunca ebe olduğu için bize gelmişti." Dedi.
"Yani adını bilmiyorsunuz?" Nuran evet anlamında başını salladı.
Doktor dikkatlerin iyice üzerine çekilmesi için sesli bir şekilde boğazını temizlendi.
"Bakın, çocuğun rahatsızlığı genetik değil. Eğer çocukluk döneminde, yani kör olduğunu anladığınız dönemden öncesinde, başına kötü bir kaza gelmediyse, kızınız doğumda kör kalmış."
Nuran hanım ve Selahaddin bey kulaklarına inanamadılar. Bu nasıl olurdu?
Elif'in geçirdiği kötü bir olay yoktu,
yani ebe mi Elif'i kör etmişti ??
Bölümleri bilerek kısa yazıyorum ki tadı damağınızda kalsın ve tabiki bıkmayın diye. Oy ve en önemlisi yorum ve mesajlarınızı bekliyorum. Sevgilerle :-) :-) :-) :-) :-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Aydınlığı (düzenleniyor)
Ngẫu nhiênDaha önce tanımadığın bir kişi hayatını nasıl değiştirebilir ki ? Elif onu hiç görmemişken nasıl hayalini kurabilir ki ? Dünya ya gören gözlerle bakmak nasıl ki ? Peki ya sen sende olan güzelliğin farkında mısın ? Sen görebildiğinin farkında mısın ?