RÜYA

38 7 2
                                    

Gözlerimi açtığımda pencereden giren güneş ışığıyla aydınlanan odamda olduğumu fark ettim . Nefes alışverişim kulaklarımda yankılanıyordu. Rüya gördüğümü fark edip nefesimi düzene sokmaya çalıştım . Üstüste üç gündür aynı rüyayı görüp duruyordum. Artık can sıkıcı olmaya başlamıştı.  Saate baktığımda bi saat sonra okula gidecektim. Ayaklarımı yataktan sallayıp gözlerimi odada gezdirirken karşı duvarda asılı duran aile fotoğrafımız dikkatimi çekti. 
Babam halkla ilişkiler ilgilenen bi şirkete çalışıyordu. Her zaman işi yüzünden seyahatler çıkmak zorunda kalıyordu.  Bana karşı çok korumacıydı .
Annem ben 6 yaşındayken öldü . Saçlarım aynı anneme benziyordu . Çok güzel bi kadındı . Babam hala anneme aşık . Annemin sesini , kokusunu o kadar hatırlamasamda bana bıraktığı sağ bileğimin iç tarafında kalan doğum lekesi sesi ve kokusuna eş değerdi. 
Annem kadar yakın gördüğüm martha hala. Babam iş gezilerine çıktığında tek kalmayım diye yanımda kalıyor . Bronz tenli ve Kıvırcık kumral saçlarıyla çok şeker bi kadın .
Çalar saatin yüksek sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım . Saati susturup, okul formalarımı giyilmeye koyuldum . Saçlarım hafif dalgalı olduğu için salık bırakmıştım. Kapı tıkandı .
"Elvis tatlım kalktın mı " dedi martha hala . "Evet" dedim isteksiz bi şekilde " haydi ! Kahvaltıya gel" demesiyle merdivende ayak sesleri kesildi . Aşağıya inip kahvaltı masasına oturup bişeyler atıştırdım . " martha hala arabanla okula gidebilir miyim " diye bi soru yöneltim. Okula gitmek için otobüse bincek havamda değildim . " tabiki tatlım akşam beni restorantan alman şartıyla " tebessümle söyledi. Hava güneşliydi, bahara yeni gitmiştik . Arabayı çalıştırarak yola koyulduk. Restoranta geldiğimde durdum . Küçük şirin bi yerdi, tatillerde martha halaya yardım için burda çalışıyordum . Genelde sade bi hayat süren martha hala boş vakitlerde annemin evde yaptığı kütüphanede geçirdi. Yabancı kitaplar çoğunlu olduğu ben o kadar zaman geçirmesemde. Martha halayla vedalaştıktan sonra okul yollunu tutum . İlçenin en büyük okuluydu . Okul bahçesinde boş park yeri gözlerken, arabanın içinde telefon melodim yankılanmaya başladı.  Gözlerim telefonu ararken arabanın arkası savruldu büyük bi gürültüye . Aynı anda kafam istemsiz bi şekilde direksiyona çarptı . Ne kadar süre sonra kendime geldim bilemiyorum kafamı sağ köşesinde bi sıvı aktığını fark ettim . Elimle yokladığımda parmağıma bulaşan koyu kırmızı kanı gördüm . Dışardan yükselen çığlık sesleriyle kapıyı açıp dışarı çıktım . Martha halanın arabasının arka kısmı içe çokluğunu görmemle gözlerimin büyümesi bir oldu. Bana çarpan son model arabada hiç bi hasar yoktu . Arabanın kapısı açıldı. İçinden inen çocuk benim yaşlarımda siyah saçlı boydan boya siyah giyinmiş elinin üstünde dövmeleri vardı . Daha önce hiç okulda görmemiştim bu çocuğu . Gözlerimiz bi araya geldiğinde aniden bi Şimşek çaktı ki gökte yerimden sıçradı.  Gözleriyle beni baştan aşağı inceledi . Kendinden emin bi duruşu vardı. Derin bi nefes alıp ukala bi gülümseme yerleştirdi yüzüne " ve yine kadın bi sürücü " dedi . Sesi çok erkeksiydi . Gözlerim ona dikerek " şu an Özür dilemen gerek " dedim onun kadar bilmiş olmaya çalışarak . Gözlerini kısıp bi adım yaklaştı. " O etekle kullanması zor olmuyor mu " diyerek gözleriyle eteği işaret etti . Nefesim hızlanarak gozlerimi iki üç kez kırpıştırdım. " Bu ukalalık nerden geliyo acaba " diye çıkıştım . " Farkındaysan burası bu okulun öğrencilerine ait park yeri " derin bi nefes alarak " Serserilerin girmesi yasak " dedim yüzündeki ukala gülümsemesi genişledi . Etraftakilerden "bu çocuk kim" diye sorular yükseliyordu . Kalabalıktan gelen ses bi anda kesilmişti . Ciddi bi öksürük sesi duymamla kafamı sesin geldiği yana çevirmem bi oldu.
MÜDÜR GREY !

LANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin