Her şeyden umudumu kestiğim, dünyadan ve insanlardan kendimi soyutladığım, hayattan, yaşamaktan soğuduğum bir zamanda seni gördüm. Bana bakışın, gülüşün... Bir anda içimde solan şeyler yeniden yeşermeye başladı. Bir anda hayata yeniden döndüm. Bana ne oluyor demeye kalmadan ben diye bir şey kalmadığını fark ettim. Ben artık tamamen sen olmuştum. Ben artık, sana aşık olmuştum. Günden güne sana daha çok bağlanıyordum. Bana söylediğin her bir cümleyi noktasına, virgülüne kadar aklıma not ediyordum. Ve birde bordo gömleğini sana çok yakıştırıyordum. Yakalarını ellerinle düzeltişini... Bana bakarkenki tebessümünü... Kendinden emin, herkesle iyi geçinen, herkes tarafından sevilen, insanlara yardım eden hallerini seviyordum. Sakallarını, ela gözlerini... Ne maviymiş, ne yeşilmiş ne de kahverengi... Hiç bir göz rengi senin elalarının verdiği huzuru, mutluluğu, güveni veremez bana. Gözlerini sevdiğim adam. İyiki sana aşık oldum.
"Aşk bazen acı versede, sen ondan vazgeçemezsin, vazgeçmek istemezsin. Devam edersin onu sevmeye. Pişman olmadan, bıkmadan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrılığın Hediyesi.
RandomTesadüflerle başlayıp, imkansızlıkları yenen ve acı vedalarla biten bir aşk hikayesi...