"Kötü bir Ayrılık"

118 24 11
                                    

Soğuk kış günlerinden biriydi. Beyaz , gül kokulu yorganını iyice yüzüne kadar çekti. İçi rahat değildi. Akşam izlediği korku filmi yüzünden aklına bir sürü kötü şey gelmişti. Gözünde korkuyla canlanan kötü sahnelerle beraber korkarak lambasını yakmaya kalktı. Etrafına bakmamaya çalışıyordu. Ama olmadı , karanlıktan dolayı odadaki her şeyi başka şeylere benzetmeye başladı. Zorlanarak da olsa lambayı eliyle buldu. Açtığında gözleri biraz da olsa acıdı. Ama aldırmadı , gözlerini ovuşturdu.

"Şimdi uyuyamam , en iyisi çizmek." Dedi kendi kendine.

Yatağına gitti. Yorganı açtı , yavaşça içeri girdi. Soğuk yatağında biraz bekledi. Ardından , kahverengi çalışma masası gözüne ilişti. Boyaları , fırçaları , hayalleri , umutları oradaydı. Hüzünlendi bir an. Nedenini bilmiyordu. Hemde hiç bilmiyordu. Sessiz kalmaya çalıştı biraz. Susmaya çalıştı. Mümkün müydü böyle birşey ? İçinden konuşuyordu yine. Sorun ise ne konuştuğunu bilmemesiydi. Bekledi , bekledi , bekledi.

Yanında ki saat gözüne ilişti. Sessizce dokunmak istedi. Saatin kaç olduğunu merak etti. Ama bakamadı. Çünkü vücudunun herhangi bir yerini yorgandan dışarı çıkardığında , birileri onu yakalayacaktı. Saçmaladığını düşünüp , vazgeçti. Saate yavaşça ve sessizce dokundu. Gördüğüne inanamadı. Saat sadece bir buçuk olmuştu. Daha çok erken diye düşündü. Haklıydı da. Zaten yatağa uyumak için odasına geldiğinde saat on iki sularındaydı. Sadece bir buçuk saat geçmişti. Oysa ona göre yıllar geçmiş gibi gelmişti. Bir anlam veremeyerek sustu yine. Bu sefer ilginç olan şu ki ; içindende konuşmuyordu. Sevindi. Sonra bu da geçip gitti ruhundan.

Çalışma masası ona resmen 'Gel' diyordu. 'Gel ve çiz.' diyordu. Buna engel olamadı , kendine engel olamadı. Evet çizerdi. Sürekli yeni şeyler üretirdi kafasında. Ardından onları çizmeye koyulurdu. Bazen bir çiçek çizerdi. Bazen bir hayalini çizerdi. Bazen umutlarını çizerdi. Bazen kendisini çizerdi. Bazen aşkı çizerdi. Bazen , bazenlerini çizerdi. Çizerdi , çizerdi , çizerdi.

Odanın mavi duvarları sanki daralıyordu. Üzerine doğru geliyordu sanki. Rüya mıydı bu gördüğü ? Yoka sadece kendini mi korkutuyordu ? Neden bunu kendine yapıyordu ? Eğer kendi kendini korkutuyorsa ve bunu kendi isteği ile yapıyorsa neden oluyordu bu şey ? Neden oluyordu ? Sadece Bulut ' a mı olurdu ? Yoksa her insan bazen bu gibi şeyler yaşar mıydı ? Deli miydi yoksa o ? Sadece ona mı olurdu böyle şeyler ? Geceler niye böyle geçiyordu her zaman ? Saate bakıp şaşırması birazda bundandı aslında. Her gece aynı saatte nasıl becerebiliyordu uyanmayı ? Her gece nasıl tekrar ediyordu ? Nasıl becerebilirdi ki ? Kafayı yemek üzereydi. İyice canı sıkıldı bu durumdan dolayı. Bir günlük mü tutmalıydı ? Yada bu olayları annesine mi anlatmalıydı ? Ya da babasına mı anlatmalıydı ? Belkide en iyi arkadaşına demeliydi. Eğer en yakın arkadaşına anlatırsa rahatlardı ? Ama ya onunla dalga geçerse diye düşündü. Belki de ona gülerdi. Belki de , belki de onu dinlemezlerdi bile.

Yine sustu. Doğru ya zaten her zaman , aynını yapardı. Susardı , susardı , susardı. Bazen bu duruma sinir olurdu. Hep susmaktan , ezilmekten bıkardı. Ama yine de yapmaktan vazgeçmezdi. Çünkü o böyleydi ve başka yapacak bir şey yoktu. O her zaman böyleydi. Maalesef böyleydi. Kendi kendine konuşursa en azından ortalıkta bir ses olur diye düşündü. Eğer bir ses olursa rahatlaybilirdi. Çünkü o zaman korkusu azalacak , daha rahat olacak , o korku filmi aklına gelmeyecekti. Bir daha böyle filmler izlemeyecekti. İzlediğin de böyle oluyordu işte. Annesini dinleseydi böyle olmayacaktı. annesi ona her zaman derdi. ' Böyle korkunç filmler insanın pskolojisini bozar. Daha komik , eğlenceli , eğitici , belgesel v.b tarzda filmler izleyebilirsin kızım. Evet , sen bu tarz seviyor olabilirsin , ama ben sana asla bunları uygun görmüyorum. Hem ne anlıyorsun ki böyle filmlerden ? Hem insanı korkutuyor bunlar. İnsan kendini bile bile korkutur mu evladım ? Biraz anneni dinle. Yanlış bir şey yapmazsın korkma.' derdi. Annesinin bu çabası sonucu , bu uğraş sonucu , bu sarf ettiği kelimeler sonucu , bu ciddiyet içerisinde söylediği sözler sonucu , bu umutla söylediği şeyler sonucu , bu , 'Belki beni dinler.' kafasıyla söylediği cümleler sonucu aldığı tepki değişmezdi. Bulut her seferinde ona aynı tepkiyi verirdi. 'Boşversene anne. Ben bu tarz korku filmi seviyorum. İzliyorsam da korkmak için izliyorum. Öyle değil mi ? ' derdi. Haklıydı Bulut. Korkmak için izlerdi bu filmleri. Ama annesi bundan bahsetmezdi ki. O sadece kızının neden kendini bile bile korkuttuğunu sorardı. O sadece bunu sorardı. Bulut ise bunun cevabını bulamama korkusu ile konuyu başka yerlere çekerek kendini böyle tatmin ederdi. Ama bu sefer kararlıydı. İzlemeyecekti korku filmi. Çünkü korkuyordu. Geceleri bu şekilde uyanıp yatağında dönüp duruyordu. Ama bu sefer aklına çalışma masası girmişti. Boyalar ve fıçalar onu çağırıyordu.

Bir Bulut HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin