20 Eylül 2014te biriyle tanıştım. Baya eğlenceli güzel vakitler geçirdik, dertleştik falan. İlk 2 ay içerisinde hiç sıkıntımız olmadı hem de hiç. 2 aydan sonra duygular değişti. Çıktık ayrıldık falan durumlar oldu. Ayrılınca uzaklaştı benden. Delirdim. Ne yapıp ettim eski hale çevirdim bizi, yine sıkıntı kalmadı dedik 1 ay falan internete girmedi. Bazı nedenlerden dolayı. Hep bekledim, her an. Ara sıra girerdi yazar çıkardı. Bazen yazmazdı. Benimle bir saat konuşmayınca özlüyorum demeye başlayan çocuk günlerce konuşmamıza rağmen takmıyordu. Ocak ortasi gibi gelmişti. Aramız berbat gram samimiyet yok oysaki çok özledim. En sonunda zor olsada onu da hallettik dedik güzel gidiyor yine ilk zamanki anlara geldik. Büyük bir kavgamız oldu, hala affetmem o konuda. Bu sefer o arayı toparlamaya çalışınca hala seviyor sandim bi an. İşte beklenti oluşuyordu. Zaman geçti 25 Şubat doğum günü nasıl heyecanlıyım ama nefret eder böyle şeylerden hediyeden. Ben yine de hediye aldım hazırlık yaptım o günü bekledim kargoyla yollayacağım. Aldım adresi falan ama gecelere kadar konuşan biz bir anda bittik. Gündüz attığım mesaj yarısı gün sabah 5-6da görüldü bırakılıyor, cevap yok. 1 hafta hiç yazmadım. En sonunda anladım sevgili yapmış. Bana söylememiş olması üzdü beni. Onca ay paylaştığımız şeylerden sonra bana söylememiş olması üzdü. Sordum işte konuştuk neden soylemedin dedim "sana söyleme gereği duymadım, eyvallah" dedi gitti. O günden sonra tam 3 ay her gece ona ağladım. O kız onu paramparça etti üzdü kırdı. Dayanamadım lan. Öldüm onların fotoğrafına bakmaktan. Dayanamadım başka birinin ağzından yazdım 2 hafta dertleştim onunla, o kızı anlattı. Unut dedim başka biri de çıkar dedim, iyiliği için konuştum. Sonra eskilerden seni anlayan her halini dinleyen, hala unutmayan biri yok mu dedim, yok dedi. Yine öldüm. Ama dedim madem unutuldum gizlenmenin anlamı yok söyledim ben olduğumu. Normal konuştuk kendi hesabımı falan verdim. Ara sıra o yazdı ben yazdım. 1 ay geçti. Dayanamadım yine deli gibi seviyorum. Ya hep ya hiç olsun dedim yazdım uzun uzun. Ben yazacaktım dedi, pişman oldum yüzüm yoktu yazamadim özledim dedi. İnandım. Çıkmaya başladık. Kavgalı geçerdi günlerimiz ama olsun dedim. Biz olalım da mutsuz olsam da olur. Sevgiliden öte arkadaş gibiydik. Mükemmeldi ya. Acısıyla tatlısıyla. Uyuz gıcık çekilmez biriydi ama çektim. Seve seve durdum yanında. 3 ay sonunda 11 Eylül 2015. Tanışma yıl dönümüne 9 gün kalmış. Nasıl seviniyoruz hep mutluyuz sürekli sevdiğimizi söylüyoruz ama cıvık değildik. O gün hasta olmuştu yatmaya gitmişti. İnancım tamdı hiçbir şey gizlemez diye hesaplarına baktım. Bunu bir kere daha yapmıştım şifrelerini hep aynı koyar. Eski sevgililerinden tut nefret ediyorum dediği kizlara kadar liste dolu. Yine öyle oldu. Ben erkek adı söylesem sinirden köpüren çocuk kızlardan vazgeçememiş. Attığı yalanlari, yaptığı iğrençlikleri görünce ayrıldım. Ağlaya ağlaya ayrıldım. İtiraz etmedi bile. İlk 1 hafta da 3 kere sinirle ona yazdım. En son yazdığımda da bitirdim tamamen. Beni çok sevdiğini söylerdi. İtiraz etmedi, hiçbir şey yapmadı. Meğer eskisi yazmış buna, ona dönmüş. Benim arkamdan da baya atmış. Ondan sonra aklim başıma geldi. Değmez.
Hala seviyorum onu. 1 yıl 2 ay olmasına son 3 gün.
İlk aşkım oydu. Skype kamerasından ve fotoğraflardan gördüğüm kadarıyladı. Attığı ses kayıtlarında söylediği şarkılarda hala aklim. Bazen unutur gibi oluyorum, buluyorum bir yerden fotoğrafını uzun uzun bakıp siliyorum hemen. Unutmak isteyip unutmamak için çabalıyorum. Kendi içimde çelişiyorum. Ama eskisi kadar üzülmüyorum. Gözüm doluyor ama düşmüyor o göz yaşı. Bizim için bir ışık yok, imkan yok, ihtimal yok.Son olarak eğer bu yazıyı bir şekilde okuduysan; hani bana hep küçük derdin ya, bu küçük seni çok büyük sevdi.