Havada üzüntü

11 0 0
                                    

Camdan içeri giren güneşin ışığı odamı çokça aydınlatmıştı. Yüzüme yansıyan güneşten rahatsız olmadan üzerime gelmesine izin verdim.Tamamen kaplamıştı odamı güneş.Buraya hakimdi şuan da. Dışarıdan gelen kuş sesleri, hafif bir esinti ve ağaçların çıkardığı sesler birbirini çok güzel tamamlıyordu.Uyanmam gerektiğini farkettim.Saat 11.40'dı Alper'in çoktan uyanmış olması gerekiyordu. Evde olup olmadığını kontrol etmek için diğer odalara baktım. Yoktu."Alperciik. Uyandım ben. Neredesin?" Salona indiğimde karşıma çıkan görüntü karşısında küçük bir şoktan sonra Alper'in yanına koştum. Uyuduğunu farkettim. Uyandırmak istemedim ama yüzündeki henüz kabuk bile bağlamamış kanamaya devam eden yaraları açıklamasını istedim. "Alper" Rahatsız etmemeye çalışarak uyandırdım.Gözlerini açtı yavaşça.Güzel gözlerine ilk defa bu kadar yakından bakıyordum.Bir şey diyemedim."Beril" Şaşkın baktım ona."Ne oldu Alper sana?" Bir şey söylemek ister ama söylemiyormuş gibiydi."G-Gece bakkala gidiyordum birkaç serseri..." Ses tonundan belliydi yalan söylediği.Susturdum onu."Çok kalabalıktılar" Devam etmek istedi.Söylemek istemediği bir şeydi sanırım. Çok zorlamadım."Yüzün, yaraların tekrardan kanamış.Bekle burada hemen geleceğim." Çaresizce yüzüme baktı. Hemen koştum ve yarasını temizlemek için oksijenli su ve yarayı kapatmak için küçük yara bezi aldım."Annem böyle yapıyordu.Mikrobu gider varsa." Gülümsedi bana.Gamzesi belirdi gülerken. "Bak sen.Büyümüş de bana bakıyor." Anlamsızca güldüm. "Acıyor mu?" Yüzüm yüzüne çok yakındı.Nefesini hissedebiliyordum.Göz göze geldiğimizde utandım ve yanağımın kızardığından emindim.Koltukta yatıyordu.Tek eliyle belimden tutarak beni kendine çekti.Çok miniktim. Koltuğa ikimiz de sığıyorduk.Kalbimin hızlandığını hissetim.Bunu umarım duymuyordur."Huzur nerede biliyor musun Beril?" Soran gözlerle baktım ona. "Senin olduğun heryer huzur.Öyle güzel gülüyorsunki bu gülümsemeyi görebilmek için seni ağlatan ve üzen herkesi yok edebilirim.Hiç ağlama olur mu? Benle ağla. Benim yanımda.Omuzumda ağla.Ama o tek göz yaşının hesabını soracağım her kim ise.Hiç gitme tamam mı Beril?" Durakladı. İstemsizce yanaklarımdam bir damla yaş süzüldü. Gülümsedim. "Salak...İyi ki varsın koca adam" Kocaman sarıldık. Huzurluydu Alper'in yanı. Güzel kokuyordu içime çektim kokusunu.Cennetten bir yer sanki.Yanağıma bir öpücük kondurdu.Bizimki farklıydı. Kardeşlik değil bu daha farklı.Aşk desem değil.Dost desem değil.Yanında o kadar mutluyum ki herşeyi yapabiliyorum.Şarkı söylüyorum dans ediyorum.Her şeyimi anlatabiliyorum.Hatya anlatmadan da anlıyor.En iyisi bu.Onun parası benim param mesela benim ki de onun.Bazen şansız ve berbat bir hayatım olduğunu düşünüyorum.Ama sanırım hayatı sevmemim tek nedeni Alper ve yanımda olan kardeşlerim.Can parçalarım.

Kahvaltıyı dışarıda yapacağımızı söyledi Alper. "Hmm ekmek, salam, kaşar...
Kız dur kaşar alma.Sizin karşı komşu Tuğçe var onu çağırayım hemen ha ? İçimden geçirdiklerime kendi kendime güldüm. "Zeytin veee Nutellaa" Nutellayı elime alıp havaya kaldırdım ve montumun cebinden çıkmış 10 TL'yi bulmuş kadar sevindim.Alper bana bakıp gülümsedi."Giderken süt de alalım unutturma." Sütsüz olurmu ya tabi ki.Şuanda çok mutluydum.Açelya ve Elçin'i aradıktan sonra buluşma yerine doğru gittik.Onlarda geldi "İşte.Tayfa katliaammm" Elçin büyük bir salaklıkla random söylemeye çalıştı. "Asjıkıgırlfdj"  Alper halimize bakıp gülüyordu.  "Ah siktir ya" Karşımda babamı gördüğümde yaşadığım hüzünü bir bilseniz. Pudingin dibini sıyırmadan içine su doldurulması,ya da saçlarını yeni düzleştirmişsin ve yağmurun başlaması gibi."Delikanlı sem hâlâ burada mısın?" Anlamamış bir şekilde bir babama bir Alper'e baktık.Açelya pek de şaşırmış gibi değildi. Alper'e göz kırptığı gözümden kaçmadı."Ne oluyor?" Babam kolumdan tuttu beni çekmeye başladı.Alper babamın elini sıkıp beni bırakmasını sağladı. Babam elini havaya kaldırmış tam Alper'e vuracakken.Benim kahramanım babamın yüzüne tükürdü.Benim yanımda ona vurması doğru olmazdı.Bu yaptığı her ne kadar komik olsada babam karşısında boş kalmamıştı." Baba bırak gideyim." Sesim çok çocuksu ve titrek çıkmıştı.Tekrar kolumdan çekmeye başladı."Alper!" Korkmuştum. Ve tükenmiştim. "Seni alacağım Beril sabret" İnandım ona. Babam zorla eve götürdü beni. Eve gittiğimde odama doğru sürüklendim.Yere düşmeme neden oldu.Duvara sağlam bir yumruk attım.Sinirliydim iki gündür ilaç içmiyordum. Alper yanımdaydı ve gerek yoktu. Güvendeydim orada.Sinirin bütün vücudumu kapladığını hissediyordum.Duvara bir kaç kere daha yumruk attım.Saçlarımı çektim. Çektim. Kriz geçiriyordum.Kapımı kitlediklerini duydum."Sizden nefret ediyorum.Orospular!" "Biz yemeğe gidiyoruz.Uslu dur." "Siktirin ve bidaha gelmeyin!" Beni duymadıklarını biliyordum. Ağzıma ne geldiyse söyledim.Bir kere daha vurdum. Kafamı.Aynaya.
*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UmutsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin