1.Bölüm

138 7 12
                                    

Artık değişmem lazım eğer bu boktan dünyada yaşamaya devam edeceksem değişmem lazım...
Her şey o kadar üst üste gelmişti ki ailem, arkadaşlarım ve sevgilim... Hepsi bana ihanet etmişti. O zamanlar gerçekten çok saftım, gittiğim okuldaki kaşarlara rağmen sevgilime o kadar çok güvenmiştim ki beni aldattığını bile bile sesimi çıkarmayıp bu duruma seyirci kalmıştım. Ben koca bir aptaldım!
Ama artık eski Derin yok karşılarında kendilerini hazırlasalar iyi olur. Bana yaptıkları her şeyi onlara iki misli ödeteceğim...
Sıra, arkadaşlarıma geldi. O üzerlerine toz konduramadığım arkadaşlarım, onlarda meğerse bir bok değillermiş. Ben artık kimseye güvenemeyeceğimi biliyorum ve bana böyle düşünmemi sağlayanlara da sonsuz teşekkür ediyorum!! Ailemi saymıyorum bile en büyük kötülüğü onlar yaptı bana, beni hiç sevmediler lanet olsun ki bir kere bile sevgi göstermediler bir kere bile sarılmadılar!!

Ama asıl intikam almam gereken konu ise içler acısı. Evet "TECAVÜZE" uğramıştım. Peki niye? Sadece işi gücü para olan annem ve babam beni benden 20 yaş büyük amcam yaşındaki adama satmışlardı. O gün çok az da olsa içimdeki sevgi kırıntısını söküp almışlardı ve ben buna boyun eğmekten yorulmuştum.
Ben böyle değildim ama artık eskisi gibi de değilim, bilmiyorum duygusuzum ve kime bakarsam bakayım o soğuk bakışlarıma kimse dayanamıyor ve ben intikamımı alana kadar da o bakışlar değişmeyecek.!

***

Sabah kalkıp okula gitmek veya dersleri dinlemek istemiyorum. Eve gelip ders çalışmak istemiyorum. Bunu tembelliğe bağlamak istiyorum ama tatil olsun tüm gün gezeyim de demiyorum. Yemek yemek bile istemiyorum. Film açmaya kalkışsam en fazla 10 dakika bakıyorum sıkılıp kapatıyorum. İnsanların olduğu ortamda bulunmaktan rahatsız oluyor onlardan kaçıyorum. Bomboş bir günümde gitmek istediğim bir yer var mı diye düşünürken kendimi hep yatağımda buluyorum. En çok kullandığım kelime "BIKTIM" oluyor. Aynı şarkıları dinlemekten sıkılıyor yeni şarkılar dinlemek istemiyorum. Kafayı yedim sanırım...

Saatler sonra kıçımı kaldırıp bizim tayfayı toplamak için Petro'yu aradım. Telefonu açar açmaz o cana yakın sesiyle " Günaydın kuzum" diye karşılık verdi. Hiç keyfim olmadığı için "Giyin ve dışarı çık seni almaya geliyorum" dedim ve suratına kapattım. Evdekilere haber verme zahmetine bile girmeden arabamın anahtarını alıp dışarı çıktım. Zaten benim gittiğimi fark edeceklerini de sanmıyordum.

Petro'yu aldıktan sonra diğerlerine haber vermiştim yine aynı mekanda buluşacaktık.

Sonuçta bu kahpe dünyada bir eğlencemiz vardı, onu da kaybetmek istemiyordum.

Herkes aynı yere gelmişti. Kimi sigara kimi bira,kimi viski vesaire vesaire ne istiyorsa onu yapıyordu. Kısacası kafalarına göre takılıyorlardı. Hayatımda hiç aşka inanmadım ailemin evlendirdiği o adamdan sonra erkeklere o gözle bakamıyordum. Çok zor günler geçirdim. Neredeyse hiç arkadaşım yoktu derin,dibi görünmeyen karanlık bir kuyuya düşmüştüm sanki. Petro beni çıkardı oradan. Jilet izleriyle,yaralanmış kollarımı o sardı benim. Yıllar sonra beni aşka inandırmayı başardı. Bir çocukla görüşmeye başladım. Ama o da gitti. O, topuklularla gezen, yüzü gözü boya badana içinde olan kaşarlar için bırakıp gitti. Umurumda mı? Çok değil. Yani biraz. Kendime bile yalan söyleyemiyorum. Hâlâ ölüyordum onun için...

Herkes bir şeyler içiyordu ben de bir sigara yaktım. İyice sıkılmıştım ve Başak'ı aramaya karar verdim. İkinci çalışta açtı."neredesin?" diye sorduğumda "evdeyim birazdan çıkacağım sen neredesin yanına geleyim" diye karşılık verdi. "Her zamanki mekandayız ama birazdan mahalleye gideceğiz , sen mahalleye gel çıkıyoruz şimdi." dedim ve onun onayını alınca telefonu kapattım.

15 dakikalık yolculuktan sonra bizim mahallenin sahasına gelmiştik.Rastgele bir banka oturduk. 5 dakika sonra Başak da gelmişti. Hemen gidip sevgilisinin yanına oturdu. Ekibin çoğu buradaydı. Volkan, Ozan, Anıl, Petro, Başak, Alperen bir tek Asena eksikti. Her zaman ki hali olduğu için umursamadım ki geldi bile. Bir anda içimi bir öfke kapladı. Belki de korku?.. Asena'ya bağırmaya başladım. "Ooo assolistimiz teşrif edebilmişler. Beklemekten de bekletilmekten de nefret ettiğimi ne zaman öğrenmeyi düşünüyorsun?" dedikten sonra cevap vermesini bile  beklemeden başka bir banka geçtim. Bir sigara içip tekrar yanlarına oturdum.

Sevgililerimizden konu açıldı.Gözlerimi Başak ve Alperen'e çevirmiştim. Birbirlerine ne kadar çok yakışıyorlardı. Sanki onlar diğer yarılarını bulmuş ve tamamlanmışlardı. Bildiğim kadarıyla 2 yıldır da sevgililerdi. Onlara imreniyordum. Benim yanımda kalarak belki de hayatlarını mahvediyorlardı. Sanırım bir ara bu konuya el atmalıydım.

Ben tam bunları düşünürken Anıl koşarak yanımıza geldi. Onun bu endişeli hallerini gördüğümde ister istemez ben de telaşlandım. Hiç vakit kaybetmeden " ne oldu Anıl? ne bu halin? " diyerek ardı ardına sorularımı sordum. Nefes nefese kalmıştı. Ben de dahil herkes Anıl'dan bir cevap bekliyorduk. Anıl birden o can alıcı cümleyi kurdu. " Derin, ablan..." dediğinde cümlesinin geri kalanını bitirmesini beklemeden koşmaya başladım. Eve girdiğimde, annemin feryatları yankılanıyordu. Hızla seslerin geldiği yöne doğru gittim. Tavanda bir ip, ip de asılı bir ceset... Ablam!! Annem ağlıyordu. Onlar yüzünden ölmüştü ablam, ağlamaya hakkı yoktu.Belki de o ipte ablam yerine benim cansız bedenim olsaydı bu akıttığı sevinç gözyaşları olurdu. Ablam gibi hayırlı bir evlat olamamıştım ben. İkinci çocuktum ablam okula giderken ben kocama yemek yapıyordum. Beni hiç sevmediler. Ancak ablam hep onların gözdesiydi. Dışarıdan el bebek gül bebek büyüyor gibi görünen ablam her gece babam ve annemden dayak yiyordu. Ablamın benden tek farkı onun okumuş olmasıydı. Benim deneyip bir türlü başaramadığım şeyi ablam başarmıştı. Ama beni bu dünyada yalnız bırakmıştı. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Birden kendime geldim ve arkamı döndüm. Babam olacak şerefsizin "olacağı buydu, nedense hiç şaşırmadım." diye rahat bir cevap vermesi bende içimde büyüyen öfkeden başka bir işe yaramıyordu. Yakasına yapıştığım anda afallamıştı. "sana şunun garantisini veriyorum,sevgili BABACIĞIM" dedim babacığım kelimesini vurgulayarak. Ardından devam ettim."ölümün benim elimden olacak ve ben o günü sabırsızlıkla bekliyor olacağım.!" diyerek onu tuttuğum yakasından geriye iterek bıraktım...!

Daha da kötüsü ağladığımı, Başak'ın bana sarılarak "lütfen ağlama şu durumda yapıcak bir şeyimiz yok kahretsin ki yok ama biz her zaman senin yanında olacağız güzelim " demesi üzerine fark ettim ve bir kez daha kendime kızdım. Ağlamam benim acizliğimi gösterirdi. Bu yüzden ne olursa olsun ağlamayacağıma dair ablama söz vermiştim. Ama artık ablam yoktu...

Asıl bundan sonra ağlamayacaktım ve kendi intikamımı alırken ablamın intikamını da alacağıma dair kendime söz verdim.

Başak'tan ayrıldıktan sonra tam arkamda siren sesini duyduğum polis aracı ile ambulansın olduğunu fark ettim.

Biraz daha ilerleyince apartmanın neredeyse camları olmayan kapısından ablamın cesedinin çıkarıldığını gördüm. Ağlamayacaktım. Sesimin titrememesine dikkat ederek "Durun!" dedim. Hepsi aynı anda bana döndü. Onlar bana bakarken ben de aynı zamanda ablamın cesedine doğru ilerliyordum. Görevliye "onu son bir kez görebilir miyim?" diye sordum. Zorda olsa izin verdi. Yavaşça cesedi içine koydukları ceset torbasının fermuarını açtı. Yavaş yavaş morarmaya başlayan o melek yüzünü gördüğümde istemsiz olarak sessizce ağlamaya başladım. Soğuk ve kaskatı olmuş ellerini elime aldım ve ağzımdan şu kelimeler döküldü. "intihar ederek kendini bu dünyadan kurtardın evet ama giderken geride bıraktıklarını hiç düşünmedin mi? mesela beni... Biliyorum bu kansızlar yüzünden böyle bir yola başvurdun. Belki sana gerçekten çok kızdım fakat sana yemin ediyorum ki bize bunu yapanların ölümü de benim elimden olacak. Bana yalvaracaklar onları öldürmem için!!" dedim ve gözümden bir damla yaşın daha dökülmesine izin verdim...

Hızlıca arabama bindim ve kapıları kilitledim. Hepsi ne yapacağımı anlamıştı. Bu yüzden benimle gelmek yerine yalnız kalmama izin vermişlerdi. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Evet intikam soğuk yenilen bir yemekti ama buz tutmasına da gerek yoktu. Bana kalırsa "İNTİKAM" zamanı gelmişti...

Aşk ve İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin