Deniz

28 2 0
                                    

Düşüncelerimden alan Makbuşun bana sesleniyor olmasıydı
"Yavrum Hümam masa üçe bakarmısın ?"
Demişti Makbuş bende kafa sallayarak sipariş almaya gitmiştim çok tatlı bir çift vardı ve kadın hamileydi masaya yaklaşarak
"Buyrun hoş geldiniz ne alırdınız"
Demiştim gülümseyerek çünkü çok tatlı bir enerjileri vardı.Adamın kadına bakışı sevdiğini yeterince anlatayordu en önemlisi de bu değil miydi ? Sevgi sözcüleri değilde onun bir bakışında yatan anlamlar.Kadın karnını okşayarak
"Ben kocaman çikolata pasta istiyorum" demişti Adama döndüğüm de
"Bende sade bir kahve alayım" dediğinde yanlarından ayrılıp mutfağa ilerlemiştim
"Bir sade kahve ve çikolatalı pasta Melek teyze" demiştim Melek teyze oğlunu okuta bilmek için bizimle çalışıyordu çok sıcak ve harika pasta yapıyordu.
Makbuşa baktığımda yine çiçeklerini suluyor ve onları okşuyordu yanına gidip öptüğümde
"Makbuşum ne anlatıyorsun bu kadar kıskanıyorum ona göre" dediğim de Makbuşun o tatlı kahkasını duymuştum
"Ah deli kızım,sende benim evladımsın onlarda hepinizi eşit seviyorum ama Cennet kuşumu daha fazla" dediğinde ona sımsıkı sarılmıştım bana genellikle Cennet kuşu derdi ismimin anlamıydı yere konmayan cennet kuşuydu ve ben ailemden bana kalan tek bunu seviyordum sanırım "Makbuş ben çıksam denize gitsem de kendime gelsem olurmu ?" Ona masum köpek bakışı atıyordum "İyi bana bak dikkatli ol çok açılma emi güzel kızım" onun o tombik yanaklarından öpüp hızlıca çıktım.

Eve geldiğimde güneş kremini ve en sevdiğim sarı bikinimi almıştım ve bir kitap evi kontrol edip çıkmıştım,yürümeyi çok seviyordum benim huzuru bulduğum beni hiç bırakmayacak Denize gelmiştim buraya genellikle çok az kişi gelirdi oda nadir çok taş ve kaya vardı herhalde o yüzden hem kimsenin olmaması benim için daha iyi bana ait,benim yerimdi hemen üstümü çıkarıp denize koştum buz gibiydi ve o yavaş yavaş girip kendine alıştıran insanlardan değildim bi anda bırakır ve bi anda alışırdım.
Hemen daldığımda soğuk yüzüme yüzüme çarpıyordu nefesim kesilesiye kadar suyun altında kaldım sonra yüzmeye başladım yağmur atıştırmaya başlamıştı biraz daha denizde kalıp rahatlamıştım yağmur hızlanmıştı kendime kuma bırakıp bu sefer izlemeye başlamıştım yağmur damlası denizle birleşiyordu kuşların özgürce uçması ağaç yapraklarının hışırtısı denizin ise kıyıya vuran sesi benim için huzur buydu.
Yedi yaşımdan beri buraya sık sık gelir kendimi rahatlatırdım insanlardan uzak Gökyüzü ve Deniz vardı ve ikisi bana yetiyordu.Burda ağlayıp derdimi sorunumu rahatça burda atabiliyordum benim en büyük şansım,İzmir gibi bi yerde yaşamaktı kendime kuma verip yatmıştım yağmur damlası yüzüme değiyor geri süzülüyordu kum yakıcı sıcağı kalmamış hoş bir sıcaklığı vardı ve gözlerimi kapatmıştım çok uykum vardı.

Başım'da havlama sesiyle kalkmıştım
"Aaaa köpek aaaaa imdaaat !" Git git gelme gelme diyorum sana koşmaya başladığımda sert bir erkek sesi
"Oğlum gel buraya" demişti ona hırsla dönüp "Bunun tasması felan yok mu böyle insanları korkutuyor" diye tıslamıştım küçükken dört tane köpek kovalamıştı ondan beri kedi,köpek korkusu vardı ve kendim de olmadan çığlık atıyor ve koşuyordum onlarda oyun sanıp arkama takılıyordular ve bundan gerçekten korkuyordum.
O sert sesin sahibine baktığımda kas yığını ve oldukça yakışıklı biri ile karşılaşmıştım bana ters ters bakıp
"Çığlık atıp koşmaya başlamasaydın sana bişey yapmazdı" demişti çok sert ve mimiksiz konuşuyordu.Bende ona
"Başımda havlayıp korkutan o ama suçlu olan ben inanılmaz" demiştim o ise
"Burası senin evin veya odan değil,sahil ve genellikle insanlar bulunur hatta hayvanlar bile uyumak istiyorsan ve köpeklerden korkuyorsan evinde dene en azından daha güvenli." Demişti mantıklıydı ama burası benim evim gibiydi burası benim huzuru bulduğum ilk yerdi ona dönüp "Tavsiyen için teşekkür ederim sana ait bir köpekse tasma takmanı tavsiye ederim" dediğim de beni takmadan sigarasını yakmış yürümeye başladı bende eşyalarımı toplayıp eve gitme kararı almıştım.
Eve geldiğim de mis gibi yemek kokuları geliyordu mutfağa gidip tencerelere bakıştım domates çorbası ımm en sevdiğimden yaprak sarması ve pilav Makbuş döktürmüştü yine hızlıca odama çıkıp banyoya atmıştım kendimi banyomu yapıp çıktığım da pembe elbisemi giyiyip saçlarımı örüp papatya tacımı takmıştım. Aşağıya indiğimde bahçede ses olduğunu fark ettiğimde bahçeye çıktım.
Komşular oturmuş sohbet ediyorlardı yanlarına gidip
"İyi akşamlar" dediğim de bütün gözler beni bulmuştu Halit amca atlayarak
"Ooo bizim deniz kızıda gelmiş"hemen Makbuş çıkmıştı "Hümaa bir gün kalbime indireceksin nerdesin yavrum ? iki saat oldu nasıl merak ettim" dediğin de hemen atlayarak "Makbuşum yağmur yağıyordu oturup izleyim dedim hem çok iyi oldu benim için" dediğim de
"İyi otur hadi açıkmışsındır"
"Hemde kurt gibi açım" demiştim yemeğimi yedikten sonra bahçede Halit amca ve Serap teyzenin tatlı tartışmaları Minnoşun gençlik anıları boyu kısa olduğu için ona Minnoş diyordum o pek hoşlanmasada uykum geldiği için
"Sohbetinize doyum olmuyor ama uykum geldi size iyi oturmalar" dediğim de Makbuşun "Sinekliği kapat bugün sıcak yerler seni vallahi" demişti kafamı sallayıp eve girip, odama çıkmıştım sinekliği kapatıp kendimi yatağa atmıştım.

KarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin