2.Bölüm -Ziyaret

17 0 0
                                    

Selin'e  lafı koyduktan sonra çok rahat bir şekilde uyumuştum. Sabah uyandığımda 2 günlük tatil için babaannemlere gidiceğimiz aklıma geldi ve hızla ne çok büyük nede çok küçük bir sırt çantasına 2 kazak ve 2 darpaça pantolon koydum. Ve mp3 çalarımı kulaklığımı ve çok sevdiğim bir romanıda içine attım.

Üstümeyse kırmızı kalın bir kazak ve siyah bir darpaça pantolon giydim. Ayağımada siyah kırmızı vanslarımı giydim.

Sonbahardaydık ve dışarısı soğuktu. Köy ise buradan iki kat soğuktu eminim. Annemin o güzel sesiyle bana çağırdığını duyunca koşarak aşağıya indim. Özlem Sultan yine döktürmüştü.

Yavaşça masadaki yerimi aldım. Güzel bir kahvaltıdan sonra odama çıktım. Telefonumu alıp internete girdim. Tatlı bir gezinmeden sonra telefonu bıraktım. Tam o sırada annemin sesini duydum. "Doğaa, Selinn. Hadi gelin gidiyoruz."

Hızla odadan çıktım babaannemi çok özlemiştim. Dedem öldüğünde yanımıza gelip bizimle yaşamasını önermiştik fakat o tek kalmayı seçmişti. Ve en benzer huyumuz Selin. İkimizde Selin'i sevmiyorduk. Aşağı indim Selin lavobadan çıkıyordu. Muşmula suratlı.

Babamında gelmesiyle siyah Range Rover ımıza bindik. Yol boyunca sırt çantamdan çıkardığım mp3 çalarım ve kulaklığımla şarkı dinledim. 3. Şarkıda en sevdiğim şarkı çalıyordu. İçimden şarkıya eşlik ettim. O kadar hoştuki şarkı Aşk kırıntısıydı.

İçimden eşlik ettiğim şarkı buydu

"Aşk kırıntısıyla doymaktansa
Tek başıma aç kalırım bu hayatta
Paylaşacak bir şey artık yoksa
Bir erkekle bir kadın arasında"

Şarkı bittiğinde babaannemlere çok az bir mesafe kalmıştı. Yani çok az dediğim 1 km falan.

Babaannem benim tatlişkom.

Biraz dinlenmek için gözlerimi yumdum ve kendimi sıradaki slow bir şarkıya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda araba ara sıra sallanıyordu. Yani anladımki babaannemlere gelmiştik. O girintili çıkıntılı bayırıda indikten sonra, işte o muazzam ev.

O görmeyi çok istediğim fakat uzun zamandır göremediğim.

Hemen arabadan inip eve koştum. Babaannem fazla olmayan kilolarıyla tombiş yüzüyle ve ona yakışan gözlükleriyle bizi beklihordu kapıda. Her zamanki gibi. "Babaennemm" dedim hüzünlü çıkan sesimle.

"Kızımm" dedi bana şevkatle sarılırken. Ondan yrıldığımda annemlerde sarıldı. Seline o kadar sıcak sarılmadı. Nedenini tabikide biliyorsunuz. Ben hemen odama çıktım. Burayı özlemiştim. 2 katlı bu şirin evi. Çalışma masamın üzerinde duran bilgisayar hala öyle duruyordu. Modemde tam yanında.

Biraz yatağıma oturup mavi renkteki tavanı izledim. Duvarları kırmızıya tavnıysa maviye botmıştım. Duvarda tontiş babaannemin fotoları ve benim fotolarımdan oluşan bir bölüm vardı ve ben babaannemin resimleri olduğu için orayı çok seviyordum. Zaten 3.5 saatlik yol 2 satlik evde oyalanma ve 11 de uyanmamız sonucu şuan hava kararmıştı. Ve tabiki Sonbaharda olmamızında etkisi var. Odamdaki televizyon hiç toz olmamıştı.

Gerçi dikkatlice bakınca hiç bişey toz olmamıştı.  Tontişim zahmete girmişti benim için. Bilgisayarımın başına geçip radyoyu açtım. Her köye geldiğimde radyo yapardım. İnsanlara buradan herkesin güzel olduğunu söylediği sesimle şarkılar söyler, bilgisayrdan yayına istek üzerine şarkı açardım.

Bu her zamn eylenceli olmuştur.

"Evet sevgili dinleyenler uzun bir aradan sonra ben geldim." Bu köydeki her evde radyo olduğu için radyoyu seçmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deli! Manyak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin