1.BÖLÜM:ZOR GÜN

134 17 11
                                    

İnsan bazen yalnız hisseder kendini. Onlarca kişi arasında yalnız hisseder. Bende çoğu zaman o duyguyu yaşardım.Yaşardım diyorum çünkü artık yalnız hissetmeyi bırak, karanlıktayım.Üstelik bundan sonra  bana elini uzatacak,kalkmama yardım edecek bi annemde yok...

Anneme çok kızgınım beni bırakıp gittiği için... Onunla beraber hayatta tutunacağım dalımı da aldı götürdü sanki.Ama biliyorum o her daim benim yanımda olacak. Ne zaman bir şey yapsam yine desteğini hissedeceğim.Keşke o işe hiç girmeseydi. Çünkü akşam eve iş yerinin servisiyle dönerken servis yoldan çıkmış ve kaza yapmışlar. Anneminde kurtulanlar arasında olmasını o kadar çok isterdim ki... 

Mevlütteki kadınlar bana bakıp fısıldaşırlarken içimden kalkıp hepsini evden kovasım  geldi. Çünkü hiç kimsenin bana acıyarak bakmasını istemiyorum.Ben her zaman dışarıya karşı hep güçlü,azimli durmuşumdur çünkü. İnsanlarda beni böyle tanır zaten. Hepsinin kurduğu cümleler aynı 'Vah vah gencecik kıza da  yazık oldu babası zaten ayyaşın teki'. Evet,bende biliyorum bunu ama  her ne kadar dışarıdan güçlü gözükmeye çalışsamda canımı yakıyo bu cümleler. 

Fatma Teyze son duayıda okuduktan sonra yemek dağıtımı başladı. Fatma Teyze mahallede olan mevlütlerde Kur'an okuyan kadın. Annemle bazı mevlütlere gitmişliğim olduğu için Fatma Teyzeyi ordan tanıyorum. Ama aklıma dahi gelmezdi bir gün annemin mevlüdünde de Kur'an okuyacağı...

Kadınlar yemeklerini yedikten sonra teker teker gitmeye başladılar. Hepsinin giderken attığı acıyıcı bakışlar... O kadar zor ki o bakışları anlatmak, resmen bakışlarının altında ezildiğini hissediyosun o an. Bende biliyorum bundan sonraki hayatımın çok zor olacağını. Hele o sözde ' babam' olan kişiyle yaşamanın eziyetten farksız olmayacağını... 

Babama böyle hitap ediyorum çünkü; her akşam eve içip gelen, bir kere bile olsun bana şefkat göstermeyen, annemin çalışıp kazandığı parayı kumara yatıran,annemi sebepsiz yere bile dövebilen kişi çünkü.

Son misafiri yolcu ettikten sonra kapıyı kapattıktan sonra kapının önüne çöküp içimde tuttuğum  ne varsa ağlayarak, bağırarak boşalttım. Ağlıyodum çünkü; beni yanlız bırakıp giden anneme kızgındım ve onu şimdiden çok özlemiştim.Bağırıyodum çünkü evladı olmama rağmen 17 yıldır bir kere bile şefkatle başımı okşamayan babama kızgındım. Babama olan özlemim ise...Her ne kadar ondan nefret etsemde yıllardır umutla beklediğim şefkatine olan özlemimdi. Benim babama olan özlemim daha küçük bi çocukken dışarda arkadaşlarımın babasının elinden tutup yürüdüklerini gördüğüm andan itibaren başladı. Her haftasonu onların babalarıyla beraber hayvanat bahçesine gidişini, babalarının onlara yeni bisiklet alışını, pamuk şeker yerken ağızlarına bulaştırdı diye babalarının şefkatle ağızlarını sildiğini pencereden izleyen çocuktum ben...

Ne zaman babamın eksikliğini hissetsem anneme sarılırdım ben. Ama artık o da yok...Kapının önünden artık ağlamalarım iç çekişlere döndüğü zaman kalkıp odama gittim. O her ağlayıştan sonra olan iğrenç baş ağrısını hissettiğimde yatağımın içine girip gözlerimi kapadım. Umarım rüyamda annemi görürüm. Çünkü biliyorum artık bundan sonra bizim buluşma noktamız rüyalar...Ama şimdiden ona sarılmayı çok özledim...

YAPRAK MİSALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin