3. BÖLÜM: DAYAK

66 5 2
                                    

Normal bir şekilde hayatına devam ederken hiç tahmin edemeyeceği olaylar başına gelebilir insanın. Ama hiç bir şey yapamayız. Elimizden gelen tek şey o olayların hayatımıza girişini izlemek ve gelirken getirdiği sonuçlara katlanmak... Bu olaylar bazı insanları sevinçten havalara uçuracak kadar mutluluk verirken, bazı insanlara artık ağlamaktan gözünden yaş gelmeyeceğine kadar ağlatıp,karalar bağlatır.

Ben bütün hayatımı değiştirecek olayın annemin ölümü sanırken, asıl olay dedemden kalan mirasmış... Annemin ölümünün de verdiği hasar göz ardı edilemez tabi...

Annem olsaydı şimdi, bu parayı ikimiz doyasıya harcardık. Hiç bir zaman annemle alışverişe çıkıp, geri ellerimizde bir sürü mağaza poşetleriyle eve dönmedik. Her zaman beğendiğim bir şeyi pahalı diye almayıp, içime sinmeyen başka şeyi alırdım. Anneme de belli etmemeye çalışırdım.Çünkü bilirdim. O da çok üzülürdü benim her istediğimi alamadığı için. Annem benim için bu kadar üzülüp, fedakarlık yaparken babamın umrunda bile olmamam başka ironi olay.

Keşke annem yanımda olsaydı da yine o elbiselerde gözüm kalsaydı, yine ''babam beni neden sevmiyor anne'' diye sarılıp ona sığınsaydım, yine maçlarda birincilik getirdiğim zaman eve sevinçle gelip anneme söyleseydim o da sarılıp ''aferin benim güzel kızıma ''deseydi. Ama biliyorum ki bunlar hep keşke olarak kalacak benim için.

Şimdi, tek başıma ne yapacağım ki ben bu parayı? Neye harcayacağım? Asıl önemlisi parayı babamdan nasıl saklayacağım? Biliyorum, normalde babama paradan bahsetmem lazım -ki bütün çocuklar öyle yapar. Ama eğer ben babama bu paradan bahsedersem, babam parayı içkiye kumara verir. Ama bu para dedemden, annemden kalan tek şey bana. Ayrıca hayatıma devam etmem için de gerekli olan şey.

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden ayrıldım. Kapıyı açmaya kalktığımda gözlerim karardığı için geri oturmak zorunda kaldım. Ayağa kalktığında ilk 1 dakika kör gezenlerdenim ben. Bide son bir haftadır doğru düzgün bir şey yemediğimi göz önünde bulundurursak tansiyonumun düşmesi doğal bir şey.

Tekrar kalkıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda Yasemin Abla karşımda duruyordu. Yasemin Abla, bizim bir üst katımızda oturan komşumuz. Ayrıca anneminde en yakın arkadaşıydı diyebilirim.

'' Buyur Yasemin Abla?''

'' Ada'cım nasılsın?''

''İyi olmaya çalışıyorum, ne kadar olunacaksa işte.''

'' Kendini çok yıpratma kızım. Annen bu halini görseydi çok üzülürdü biliyorsun.''

Kızım... Artık duyduğum zaman bile gözlerimi doldurmaya yetecek kelime. Daha bir hafta olmasına rağmen duymayı özlediğim kelime. Her harfinde annemin bana olan şefkatini barındıran kelime. Her zaman özlemini çekeceğim kelime.

'' Biliyorum Yasemin Abla. Ama elimde değil işte.''

'' Seni de anlıyorum canım. Neyse ben sana yemek getirdim. Bak bir haftada resmen eridin. Senin kendine bakıp okula gitmen lazım Ada.'' Elinden tencereyi alıp:

''Tamam sağ ol Yasemin Abla.'' dedim

'' Ne demek kızım, ben her zaman buradayım. Bir şeye ihtiyacın olursa yukarı çıkman yeterli. Hadi görüşürüz.''

''Görüşürüz Yasemin Abla'' deyip kapıyı kapattım. Yemeğimi yedikten sonra sınavlarım yaklaştığı için biraz ders çalışmaya karar verdim. Matematik, Kimya ,Fizik derken kafamı dersten kaldırdığımda yaklaşık 3,5 saattir ders çalıştığımı anladım. Normalde 1 saat bile ders çalıştığımda sıkılan ben, 3,5 saattir çalışmama rağmen bir kere bile kafamı kaldırmamıştım. Bu da bende değişen ilk şeylerden biri galiba.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAPRAK MİSALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin