Yine sabah ve ben yine okuldayım.
Her zamanki yerime en arka sıraya
geçtim.Sınıfta büyük bir uğultu var.
Herkes konuşup gülüşüyor.Ben hariç. Hepsinden nefret ediyorum.Sıramın
altından telefonumu çıkardım. Kulaklığımı kulağıma geçirdim. Kapşonumu kapattım. Ve en sevdiğim
şarkıyı açtım.
Tam yarım saat sonra hoca geldi. Yanında bir çocuk vardı. Beni işaret ederek "İdil'in yanına geç"dedi. Allah'ım neden ben? Umursamadım.
Kapşonumu kafama takıp masamın üzerine kafamı yasladım. Çocuk gülümsedi ve elini uzattı:
-Merhaba,Ben Kerem.
Cevap alamayınca tekrarladı:
-Merhaba,konuşmayı pek sevmiyorsun sanırım.
Daha yeni durumu kavramıştım.
-Merhaba,dedim Ben İdil.Pek kimseyle konuşmamda.
-Anladım,memnun oldum,dedi gülümseyerek.Allahım,
biri daha benimle arkadaş olmak istiyordu.Ama ben
kimseye bağlanmazdım.Daha doğrusu bağlanamazdım.
Birini başından savmanın en iyi yolu o yokmuş gibi
davranmaktır.Tekrar kapşonumu taktım ve masama
kafamı yasladım.
-Kendinden bahsetmicek misin?,diye sordu. Ses çıkarmadım
bu seferde :
-Tamam, ben anlatayım o zaman. Ben Kerem...
O gün böyle geçti o anlattı ben dinledim...
Ertesi gün okula benden önce gelmişti."Merhaba,dedi
gülümseyerek"kantine gidelim mi?" Hiç bir şey söylemeden
peşinden yürüdüm. Kantine hep yalnız giderdim. Boş bir
yer bulup oturduk. "Ben kendimi anlattım, şimdi sıra sende"
Dedi. Bende kendimi anlatmalıydım. "Bundan 4 yıl önce İzmir'de yaşıyorduk.Annem vefat edince buraya geldik. İzmirdeki hayatımız çok güzeldi. Orda bağlandığım her şey orda kaldı. Köpeğim,arkadaşlarım ve en önemlisi annem."
Gözümden süzülen bir damla yaşa engel olamadım. "O günden beri kimseye bağlanamıyorum"
Sınıfa girdik. Ders sosyaldi. Sosyalciden nefret ediyorum. Dersten kaytarmanın bir yolunu bulmalıydım. Kerem'e fısıldadım "Şimdi ben hocaya karnım ağrıyo dicem ve revire gidicez tamam mı?"
"Tamam" dedi. Hocanın yanına gittik.Bizi duymuş olacakki
"Revire gidin"dedi. Revire gittik. Kadın beni muayne etti. Biraz dinlenmem gerektiğini ve Kerem'in sınıfa gitmesini
söyledi.
Her şey çok iyi gidiyordu. Okul çıkışı starbucks'a falan gidiyorduk. Artık kendimi asosyal olarak adlandırmıyordum. Ta ki o kavgaya kadar: Artık tenefüslerde genelde benimle değilde Melikeyle takılması yeterli bir nedendi.
- Beni popülerliğin için kullanıyordun demek.
-Hiç te değil. Hiç kimseye güvenmiyorsun!
-Beni popülerliğin için bir basamak olarak kullandın!
-Arkadaşın olmamı istemiyorsan olmam!
Ertesi gün okula geldiğimde Kerem, Ömer'in yanına oturmuştu.
Dostluğumuzun bitmesi bu kadar kolay mıydı yani? Her şey bir kavgayla bitmişti. Onunla konuşsam belki barışırdı ama bir kavgayla her şeyi bitirmesi... Umrumda değildi. Her zaman yaptığım şeyi tekrarladım. Kapşonumu kapatıp kafamı masama yasladım. Yüzümü kimsenin görmediğinden emindimm
Ne bekliyordum ki?
"Ben Bir Asosyalim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Bir Asosyalim
Short StoryBir asosyalin günlüğü... Vote vermeyi ve yorum yapmayî unutmayın Eğer tutarsa ikinci kitabını çıkaracağım