Gözlerinde parıldayan yeşillik ona daha çok bakma isteği yaratıyordu. O da karşısındakinin ona böylesine bir ilgiyle baktığını görünce, gülümsedi. Gamzesi belli olmuştu. Bu sefer bakışlarını dudağına yönlendirdi. Kızın dudakları aralandı. Baktığı dudaklar ona fazla mükemmel gelmişti. Gözlerini bu sefer yüz hatlarında gezdirdi.Ancak o zaman, onun da ona baktığını fark etmişti ve utançla sandalyesine yaslanıp dikkatini dağıtmaya çalıştı. Kesin büyücüydü. Yoksa başka açıklaması var mıydı onun ona bu kadar ilgi duymasının? Kafasını kesinlikle dağıtması lazımdı. Hem.. oh! olamaz. İşe geç kalmıştı. Heyecanla saatine baktı. 6 dakika gecikmişti.Öğrencilerine ve diğer herkese, geç kalınmaması gereken öğütler veren birisi, nasıl bu hatayı yapabilirdi? Aceleyle kahvesini eline alıp, ceketini koluna astı. Topuklularını vura vura kapıya yürürken kolunda sıcacık bir el hissetti. Döndüğünde tekrar dili tutulmuştu. Dudaklarını aralayıp hafifçe kaşlarını kaldırdı."Bayan...Çantanızı unuttunuz" Görüş alanına, çanta uzatan bir el girmişti. O çantayı alması lazımdı. Ancak bakışlarını ve vücudunu oynatamıyor, karşısındaki genç adamın önünde, gözlerine bakarak öylece duruyordu. "İyi misiniz?" dedi gür sesli genç adam. Ancak daha sonra,kız, ses tonunu incelemeyi bırakmış ve sözün manasını düşünüp tutukça başını sallamıştı.
---------------
Geniş camdan çocuğun topunu seke seke gittiğini gördüğünde başını salladı. Kim bir öğretmenle böyle dalga geçebilirdi?! Cezalar işe yaramıyordu. Çocuk hiç değişmemişti. Ve gülüşü sinirini bozuyordu. Daha deminse onu azarlamıştı.
Çünkü yine onu eleştirmişti. Aslında içten içe çocuğun haklı olduğunu biliyordu. Bugün derse 10 dakika geç kalmış ve derste bölük pörçük cümleler kurmuştu. Normalde çok ciddi biriydi. Bugün yaptıkları kesinlikle affedilemezdi.İşte Zack de affetmediği bir gençti ve saygısızdı. Okul çıkışında arkadaşlarıyla konuştuğunda, babasıyla yaşadığını söylediler. Babasının numarasını araştırmış, ancak okul kayıtlarında bulamamıştı. Bu oğlan 8.sınıfta böyle şeyler yapıyorsa, gelecekte nasıl biri olacaktı? Çünkü lisede gençler daha havalı olurdu ve Zack için bu havaya ihtiyaç yoktu! Derslikten çıkarken iç geçirdi. Lisede karşısına çıkacak öğretmenlere şans dilerken birşey fark etti.O da liselere giren bir öğretmendi! 8-9-10 ve 11. sınıflar! "Lanet olsun" diye iç geçirdi tekrar.. ve eve doğru yola çıktı.
--------------
Zümrüt yeşili gözler hep aklındaydı. Yemek yaparken, araba sürerken, ders verirken, uyurken... Ancak Veronica için yan etkisi, en çok ders verirken oluyordu. Henüz iki gün önce, herkes konferans salonuna çağırılmıştı. O da görevliydi ve herkesin notlarını yazmasını beklerken sinirleri gerilmiş, konsantrasyonunu engellediği için "Kes şunu!" diye hafifçe tıslamıştı ve önündeki mikrofonu unutmuş, insanların ve özellikle Zack'in alay dolu bakışlarıyla karşılaşmıştı. Stres dolu bir gündü yine.. Kafasının dağınıklığından ve şu konferans hatasından dolayı da, müdüreden azar işitmişti. Hem de Zack'i azarlamak için oraya gittiğinde... Gün sonunda, kafeye gidip büyük tekli koltuğa oturduğunda eline aldığı kahveye sevgi dolu baktı ve yaslanıp derin bir nefes aldığında, aslında gün boyu nefesini tuttuğunu fark etmişti. Akciğerleri rahatladı. Relakslamış, kasları gevşemişti. Karşısına baktığındaysa, yeniden kasıldı ve istemsizce nefesini tuttu. Zümrüt gözler üzerindeydi. Dudaklar hoş bir pembelikte, kıvrılmıştı. Bu adam buradan hiç mi gitmez?! diye düşündü. İçindeki diğer ses cevap verdi. "Sesini kes de onu ize. Doya doyaa (kıkırdamalar)" diğer ses, "Hadi tatlım,tez yazman lazım!" Evet, en mantıklısı sonuncuydu. Zar zor elindeki kağıt yığınına baktı. Ancak aklı hala karşısındakindeydi. Yavaşça gözlerini tekrar karşısına kaydırdı. Ancak orada değildi. Keyifle gülümsedi. Artık kimse konsantrasyonunu dağıtamazdı. Ancak bir anda yanına biri yaklaştı ve irkildi. Bir el, "sakin ol" dercesine uzandı. Koldaki saatin hemen üstünde bir kilit dövmesi vardı. Veronica dövmenin anlamlı olmasını diledi. Zevk için yapılan dövmelere, pardon. Aslında o dövmelere karşıydı.. Gür ses, "Ürküttüysem, özür dilerim" ingiliz aksanlı ve çok kibardı. Sonra sandalye çekildi. Zümrüt gözlü adam sandalyeye oturdu. Veronica uyuşukça ona bakıyordu. "Ben Harry..." dedi gülümseyerek. Veronica irice açılmış gözlerle, "Styles" diye fısıldadı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. "E-e-evet..Harry.Şey..Styles!" dedi dudağını ısırarak."Ve siz de, buraların en genç profesörüsünüz değil mi bayan?" Veronica gülümsedi. "Veronica Brooks" dedi. Başıyla onaylayarak. "Ve siz de eskiden bağımlı olduğum, ancak Zayn ölüp, Liam evlenince ve yönetime kafa tutan geri kalanlar ile dağılan One Direction'dan Harry'siniz!" dememek için zor tuttu kendini. Gözlerinden damla düşmemesi için de kendini çok kasıyordu ve gözleri acıyordu. Kaskatı elinde tuttuğu kalemle kağıda, "Geriye sadece anılar kaldı, biz kaldık" yazıp eliyle kapattı. Harry, Veronica'nın eline bakarken, başını ağır ağır salladı. "Ancak Zack, değerinizi pek bilmiyor değil mi Ms. Brooks?" Veronica kaşlarını kaldırdı. Harry, Veronica'nın işte yaşadığı bu sorunu nereden biliyordu? Ancak Veronica yine de başıyla onayladı. Harry kahvesinden bir yudum aldı. "Twitlerinizi de sürekli okuyor." Sonunda "Zack?" diyebilmişti Veronica. Harry "Oğlum" diye gülümsedi.Veronica'yı bir şok dalgası sardı. Saçlarını çekip, "O Zack bir baş belasııııııı!!!!" diye bağırmak istedi. Ancak bu sözleri engellemek ister gibi dudaklarını birbirine bastırdı. "Ben de Zack ile konuşmak için sizin numaranızı arıyordum!" Harry ellerini açtı. "Konuşalım o zaman!" dedi gülümserken. Gamzesi çıkmıştı. Veronica o gamzeye yine hipnoz olmuş gibi bakmak istemiyordu. Çantasından bir kağıt destesi çıkardı. "Vay canına. Siz... çok çalışıyorsunuz" diye mırıldandığını duydu Harry'nin. Bu söz hem gülümsetmiş, hem acıtmıştı.Başını saladı ve geçmişi kafasından çıkarmaya çalıştı. Ancak boğazında bir düğüm kalmıştı. Harry'nin elini sırtında hissetti. "İyi misiniz? " Ancak o zaman sınav kağıdının üzerine düşen bir damla yaşı fark etmişti. Geri sıçradı. "Üzgünüm. Alerji..." diye geveledi ve Zack'in notlarını Harry'nin kucağına koyarken lavabo için izin istedi. Zor yürüyordu... Ancak Harry'nin yanındayken buna alışması gerekirdi. Güzel bir bahane diye tebrik etti kendini. Yüzünü yıkadıktan sonra nefes nefese aynaya baktı. O artık başka biriydi ve buna alışmak zorundaydı. Ancak... Harry evli miydi? Evlenmiş miydi? Zack neyin nesiydi?
İlk başta hiçbirşey anlamamanız normal. Hikayenin 2.bölümünden sonra yavaş yavaş herşey anlaşılıyor. 2 vote'dan sonra yeni bölümü koyacağım .. Umarım beğenmişsinizdir :))
YOU ARE READING
Forget the Past..!
FanfictionHayatınızı adadığınız adamdan hamile olsaydınız? Peki ya bu adamın en yakın arkadaşı, Dünyaca sevgiliniz olarak bilinseydi? Bu iki adam bir savaş verdi... Ancak kazananı yok.. Hayallerinin peşinden mi gideceksin? Kaderinin çizdiği yoldan mı? Peki ya...