Kral Gwang Hae dönemi joseon hanedanlığı 182. yılı gökyüzünde kase şeklinde uçan bir cisim görüldü. Oldukça büyüktü. Bir ok kadar hızlıydı. Gürültü ve topların arasında yok oldu. Bunu görenler oldukça az sayıdaydı .Kimse ne olduğunu anlayamadı. Uzmanlar bu konu hakkında birçok çalışma yaptı. Fakat bu çalışmalardan hiçbir sonuç alınamadı. Aradan dörtyüz yıl geçmesine rağmen bu olaya bir türlü anlam veremiyorlar.
Aradan yıllar geçti. İnsanlar bu yaşanan olaydan sonra korkularını bir türlü üzerlerinden atamadılar. Yeni yeni yerler inşa edildi. İnsanlar yeni teknolojik aletler icat ettiler. Zaman çok hızlı ilerliyordu. Eski zamanlarda telefon yoktu. İnsanlar mektup veya çağrı cihazı ile haberleşiyorlardı. Şimdiki zamanda insanlar bu gibi haberleşme yollarını kullanmıyor. Onun yerine son model telefonlarla haberleşiyorlar. Bu sayede dünyada olup bitenlerden haberdar olabiliyorlar. Eskiden krallar ülkeyi yönetiyordu. Fakat şimdi cumhurbaşkanları, başbakanlar ülkenin başına geçip ülkeyi yönetiyorlar. Bu seçimlere halk karar veriyor. Kısacası seçimle başa geliyorlar. Bundan dörtyüz yıl önce ülkeyi yöneten kişiler kralın soyundan geliyordu. Bu şekilde babadan oğula geçen bir sistem vardı. Bu sistem halk tarafından seçilmiyordu.
Dünya geliştikçe insanlar yeni yeni icatlar yapmaya başladı. Hatta uzaya gidebilen füzeler bile yaptılar. Ve o füzeler yardımıyla uzaya gidebildiler. Uzaylıların var olduğuna dair söylentiler ortaya çıktı. Hatta yakında dünyayı ele geçireceklerine dair bir sürü dedikodu ortaya koydular. Ama bu mümkün değil. Uzaylı diye birşey yoktur. İnsanların çoğu inanmıyor. Gözle görmediğim birşeye asla inanmam.
Ben oyunculuk hayatımda ilk kez böyle bir şey görüyorum. Dizi çekimim var ve ben buradada oturmuş bu saçma sapan haberleri izliyorum. Olacak şey mi bu. Televizyonu kapadım. Yanımda duran çantamı alarak kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açmamla beraber etrafımı gazeteciler sardı.Evimi nasıl öğrenmişlerdi. Oysa daha yeni taşınmıştım. Ünlü olmak böyle birşey sanırım. Kapıyı kapattım. Gazeteciler bir türlü gitmek bilmiyordu. Sanki evimin önüne kamp kurmuşlardı. Menejerimi arayıp beni burdan çıkarmasını istemeliydim. Telefonumu açtım. Tam menajer Do'yu arayacaktım ki o beni aradı. Nerede olduğumu sordu. Bende:
"evden çıkamıyorum. Evimin önüne gazeteciler kamp kurdu. Gel beni buradan allll hemen." Dedim ve telefonu sinirle menajer Do'nun yüzüne kapattım. Gazeteciler hala kapının önündeydi. Birden zil çaldı. Kapının deliğinden baktım.Hae jin gelmişti.Ben o ilk okul yıllarında tanışmıştık. Hae jin bana aşık. Ama ben onu sevmiyorum. Bana birçok kez çıkma teklifi etti. Ama ben kabul etmedim. Onu arkadaşım gibi görüyorum.Her sabah benim eve geliyor. Beraber kahvaltı ediyoruz. Ama bu gün pek mümkün olmayacak sanırım. Hae jin'in yardımıyla buradan gizlice çıkabilirim. Menejerim de geleceği yok diye düşünerek kapıyı açtım. Kapıyı açmamla gazeteciler ayağa kalkması bir oldu. Hae jin elimden tutarak beni gazetecilerden kurtadı.koşarak gazetecilerin arasında kaybolduk. Gazeteciler bizim fotoğrafımızı çekiyordu. Bu çok normaldi çünkü ben bir oyuncuyum. Evimi herkes öğrendiği için tekrar taşınmak zorundaydım. Neden sürekli böyle şeyler benim başıma geliyor bunu bilmiyorum.
Annemle kavgalıyız. Bu yüzden konuşmuyoruz. Ben de sinirlenip evi terk ettim. Babam bizi terk etti. Annemle bir erkek kardeşim var. Erkek kardeşimle de konuşmuyorum. Kısacası ailemle aram bozuk. Bazen eski zamanları özlüyorum. Keşke geçmişe dönmenin yolu olsaydı. O zaman geçmişe dönüp hatalarımı düzeltirdim. Hepsinden tek tek özür dilerdim. İnşallah gelecekte beni affederler. Bunu çok istiyorum. Hayırlısı.
......................................
Gazetecileri. attlatmayı başarmıştık. Hae jin bana bakıyordu. Bir yandan da yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Aslında o kadar kötü bir çocuk değil. Bana çok iyi davranıyor. Bu yüzden çok yakın arkadaşız sanırım. Beraber dışarı çıktık. Hava soğuktu. Hae jin ceketini çıkarıp omzuma attı. Beraber arabaya bindik.Gazeteciler peşimizdeydi.Yaklaşık bir saat sonra çekime gelmiştik. Yönetmen :
"Neredesin yarım saattir seni arıyorum .Telefonu neden açmadın ?"
" Telefonumun şarjı bitmişti. O yüzden sizi arıyamadım yönetmenim.lütfen bu defa affedin."
" Kim sana kızdı ki .Tam zamanında geldin.Haydi hemen cekimkere başlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Uzaylı Çıkabilir
Science-FictionBir Uzaylının 400 yıl önce dünyaya inmesiyle başlıyor... Uzaylı gezegenine dönmek için yaptıklarını anlatan bir kitaptır. Aşk da işin içine girince işler karışacaktır... Şimdiden iyi okumalar.....