Alt dudağımı sertçe dolgun dudakları arasına aldığında kendime gelerek Calum u sertçe ittirdim. "Sen ne yaptığını zannediyorsun Calum?" Koltuktan çantamı alarak hızlıca cevabını beklemeden bardan çıktım.
~~~~~
Lanet olsun. Neden bu kadar erken kalkmak zorundayım ki? Ah. Bundan nefret ediyorum. Siktiğimin ergen öğrencilerini görmek istemiyorum. Homurdanarak yataktan kalktım. Ah her zamanki gibi geceden kalkma gibi bir tipim vardı. Aynayla bakışmaya son verip banyoya girdim. Kısa bir duş aldıktan sonra portakal ve vanilya kokuyordum. Ne harika. Hızlı haraketlerle dolabın karşısına gittim koyu kahverengi destekli sütyen mi kesinlikle bu harika. İç çamaşırlarımı giyer giymez üzerime tam yapışan hafif transparanlık olan koyu yeşil gömleğimi üzerime geçirdim sütyenim belli oluyordu ilk üç düğmesini açıkta bıraktım krem rengi dar pantalonum ve stilettolarımla hazırdım üzerime ceketimide giydikten sonra aynanın karşısına geçerek her zamanki makyajımı yaptım. Açık kırmızı tonlarındaki rujumuda sürmeyide ihmal etmedim. Koyu kahverengi saçlarıma bir şey yapmadan saldım. Dalgalarım gayet hoş görünüyordu. Mutfaktan mısır gevreğini kaseye koyup yedikten sonra saatime baktım. Tanrım kesinlikle geç kalacağım. Kapının yanındaki aynaya son kez baktım." Öğretmen için ideal bir tarz." Kendi kendime mırıldanarak araba anahtarlarımı alarak evden çıktım. Arabamın bej koltuğuyla çok uyumluydum. Ah ne diyorum ben? Hızlı bir şekilde okula sürdüm ve öğretmen otoparkına arabamı parkettim. Pekala bugün fazla sıradan giyindim ve bu şimdiden sinirlemi bozmaya başladı bile. Hızlı adımlarla sınıfıma girdim. En azından yalnızca on dakika geciktim. Sınıfı şöyle bir süzdüğümde genelinin moralinin bozuk ve uykusuz gördüm.
"Bir sorun mu var?" Kimseden bir ses çıkmayınca bunu biraz garipsedim diyebilirim kalçamı masama yasladım ve tahta kalemini masaya bıraktım. "Pekala bugünlük ders işlemezsek bir sıkıntı olacağını sanmıyorum serbestsiniz." Bunu dememle sevinç seslerini duyup gülümsedim. Çoğu kişi önüne ispanyolca kitabını çıkarınca sınavlarının olduğunu anlayabildim. İkinci ana dilim gibi bildiğim bir dil."Herhangi bir sorunuz olursa ispanyolca ya da matematik sorularınızı bana sorabilirsiniz." Gülümseyerek yerime oturdum ve telefonumu elime aldım. Aniden gelen bir mesajla olduğum yerde dikleştim. Kahretsin bu kesinlikle Calum du. Dudaklarından daha fazlasını istiyorum
Tanrım ona karşılık bile vermemiştimki.
Dudaklarıma bile sahip değilken bunu isteyecek cesareti kendinde nerden buluyorsun Hood öğretmeninle konuştuğunu unutmadan davran.
Artık bu işin başıma bela açacığından emin oldum diyebiliriz. Tanrım onun benim öğrencim olduğunun yanı sıra amcasıyla yakında nişanlanacağız. Bundan daha garip bir durumda olabilir miyim?
——————
Mesajlaşmanın dışında Calum u bugün okulda hiç görmemenin sevinciyle çıktığımı haber vermek için Matt in odasına ilerledim. Yine kapıyı tıklatma gereği duymadan içeriye girmek istedim ancak kapı kilitli olduğundan giremedim. İçeriden gelen inleme sesleriyle olduğum yerde dona kaldım.
"Matt şu lanet kapıyı açman için 10 saniyen var." Tanrı aşkına Matt'in beni aldatma ihtimalı beni çileden çıkartmaya yetiyordu. Ben Vanessa Rose Parker asla ama asla aldatılmazdım. Aldatılamazdım heleki o sünepe herif beni aldatamazdım hadi ama benim gibi birini bulup nasıl aldatabilir ki. Bu düşüncelerle kapıya daha sert bir şekilde vurdum. "Şu kapıyı açmazsan hiç iyi şeyler olmayacak Matt."
"Vanessa neler oluyor?" Matt'in sesiyle şaşkınlıkla ona doğru döndüm. O da Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Matt sen burdaysan içerideki kim?"
"İçeride biri mi var?" Kapıyı açmak için kolu indirdi. Bu adam gerçekten aptal açık olsa ondan önce ben girerdim değil mi?
"Kapı kilitli aç şunuda içeri girelim artık." Matt ceketinden anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.
"Oh aman tanrım sanırım kusucam." Sarışın bir kız Calum'a oral yapıyordu. Fakat Calum'un yüzünde çok bir ifade yoktu sanki ona yapılmıyormuş gibi.
"Caroline Cooper ve Calum Hood derhal üzerinize çeki düzen verin." Kız hemen yerden kalktı ve üzerini giyindi Calum sa acele etmeden hatta yavaş denilecek sürede üzerini giyindi.Matt yerini oturdu ve ikisi içinde kağıtlara bir şeyler yazdı. "Böyle bir şeyin cezası için azda olsa Bayan Cooper ve Bay Hood iki gün uzaklaştırma aldınız şimdi bu odayı terk edin bir daha böyle bir şey olursa bu kadar kolay kurtulamazsınız." Calum odadan çıktığında Caroline korkuyla Matt e bakmaya devam ediyordu. "Ne bekliyorsun çık dışarı."
"Bay Hood ailemle görüşmeyeceksiniz değil mi."
"Görüşürsem bilgisini alırsın Caroline çık dışarı." Kız dolu gözlerle odayı terk etti.
"Ben de gidiyorum." Matt ayağa kalkarak yanıma geldi siniri geçmiş gibi gözüküyordu.
"Vanessa seni özledim. Bugün benim evime gitmeye ne dersin."
"Tamam, olur. Ben seni evde bekliyim o halde." Dudağıma ufak bir öpücük kondurup evin anahtarlarını verdi. Oysa ben kendi evimden bahsetmiştim ah her neyse.
"Tamam bebeğim en fazla 3 saate biter işim." Tekrar dudakları dudaklarımı esir aldı. Öpücüğü ateşli bir hale getirmek için ellerimi saçlarına daldırdım ve sertçe çektim. İnlemesiyle dudağını ısırdım. Bundan haz alıp kendini bana bastırdı. Sertliğini o kumaş pantolondan bile çok net bir şekilde hissettim. Her ne kadar ben de devam etmek istesemde geri çekildim.
"Seninle burda sevişmeyeceğim Bay Hood evde seni bekliyor olacağım." Uzaktan bir öpücük yollayarak odadan çıktım.
Eve geldiğimde her yer düzenli bir şekilde duruyordu. Sahi bu eve en son ne zaman gelmiştim geçen ay? Zaten 3 kez gelmiştim. Genelde benim evimde oluyorduk. Sanırım bu durumun nedeni Matt in arada sırada yeğeniyle kalması. Dolaptan malzemeleri alarak kendime bir sandviç hazırlandım ve salona geçtim. Haberlerden başka izleyecek bir şey bulamadığımdan sandviçimi bitirip Matt'in odasına girdim. Üzerimdekileri çıkarıp geçen kalışımda burda bıraktığım geceliği geçirdim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rahat bir şekilde salona geri döndüm burda biraz kestirsem sıkıntı olmazdı. Matt'in gelmesine iki saat kaldığının rahatlıyla gözlerimi kapattım.
Üstümde hissettiğim bir ağırlıkla kıpırdandım. Tanrım uyumaya çalışıyorum sağa dönmeye çalışırken üzerimdeki şey beni engelledi ve boynumda bir ıslaklık hissetmemle gözlerimi açtım.
Calum Hood üzerime çıkmış boynumu emiyordu. Elleriyle kalçalarımı sıkıyordu. "Calum ne yapıyorsun kalk üzerimden!" Dediklerimi takmayıp işine geri dödü dudakları kulak mememi bulduğunda boğukça inledim. Tanrım dayanamamaya başladım. Elleri kalçamı tekrardan sıktığımda bir aydır kimseyle beraber olmamanın verdiği tutkuyla Calum'u kendime bastırdım. Ben ne yapıyorum?
"Evet Rose ikimizinde istediği şey aynı, neden kendimizi serbest bırakmıyoruz?"
