Bölüm 1 = Kafesteki Kuş

471 72 95
                                    

Bölüm Şarkısı = Red - Already Over.

Ocean ' ın sözcükleri ;

Yağan karın küçük tanecikleri , dağınık saçlarıma beyaz örtüsünü dağıtıcak şekilde düşerken, uyuşan parmaklarımı kadife ceketimin cebine sıkıştırdım. Üzerimdeki ceket soğuk almamı biraz olsun engelliyordu. Dolunayın aydınlatıcı ay ışığı altında parkın ıslanmış ,toprak kokan çamur yolunda yavaş adımlarla ilerliyordum. Parkın içindeki küçük havuzun dibine atılmış pet şişeler toplanmamış, kötü bir görüntüye sebep olmuştu. Havuzun önüne ilerleyerek kendi yansımama bakmaya başladım. Mezar başında oturduğum için altımdaki siyah pantolonun üzerinde toprak parçacıkları vardı. Kaşımdan havuza akan kan damlası, berrak suyun içinde dağılıp her geçen saniye kendi rengini kaybediyor ,suyun berraklığında kayboluyordu.

Elimi kaşıma doğru uzattığımda kanın kaygan ve sıcak dokusunu parmaklarımda hissediyordum. Gözlerim havuzun üstündeki yansımama dalmışken, arkamdan gelen bir ses duydum. Aynı ses tonu. Yıllardır aklımdan çıkmayan...

- Ölümü iliklerine kadar hissederken, cehennem çanları duyacağın tek sestir.

Arkamı döndüğümde çaresizliğin karamsarlık veren hayali görüntüsünü tekrar yaşadım. Beni hayata geri döndüren, ama kendi dönmeyi başaramayan şuan mezarında, bedeni olmasa bile ruhu hayatta olan insan yine yoktu işte.

Yağan kar şiddetini arttırmaya başlarken köşede olan bakkalın neon lambasının ışığı gözüme çarptı. Oraya doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Ayakkabılarım yerlerin ıslak olma sebebiyle şap sup sesler çıkartıyorlardı. Önümde bekleyen adam bir paket sigara alıp uzaklaştığında, saçını arkadan at kuyruğu toplamış elinde bitmiş küçük içki bardağı tutan sakallı , market sahibiyle göz göze geldik.

Cüzdanımdan 20 euro kadar çıkartıp sert bir içki isteyerek parayı uzattım. İçki şuan beni kendime getirebilecek tek maddeydi. Siyah poşetin içine konmuş cam şişedeki içkinin ağzını açtım. Sağa döndügümde önüme ilk çıkan kaldırımın önüne oturup sırtımı iki bina arasında olan boşluğa yasladım. İçkinin acısı boğazımdan akarken aklımda sadece gördüğüm halüsinasyonlar vardı. Onu özlüyordum. Gözlerimi kapattığımda ise sadece göz dolduran, o sözler aklıma geliyor, o anlar gözümün önünde canlanıyordu.

- Yangının sebebi belli değil. Küçük bebeğin hayati tehlikesi sürüyor. 16 yaşında olan genç çocuğun , travma yaşadığı düşünülmesiyle beraber Bay Ambross'un içeride olduğu söylentisi dolaşmakta. Bayan Ambross biraz önce ambulansa bindirildi. Durumunun ağır olmasıyla beraber vücudunda büyük yanıklar söz konusu.

Sesler beynimi karıştırırken gözlerimi açıp kendimi hatırlamaya zorladım. Dolu gözlerimden akan bir damla yaş avucuma düşerken aklımda sadece annemi ve onu çok özlediğim vardı. Aklımdan ise söylediği kelimeler çıkmıyordu...

○●○●○●○●○●○●○●

Etrafı bulanık görmeye başlamıştım. Alkol beynimi her geçen saniye ele geçiriyordu. Pantolonumun dizleri yırtılmış, ceketin kolları toz içinde kalmıştı. Anahtarı kapının deliğine yerleştirip çevirdim. Çevrede ay ışığı dışında başka ışık yoktu. Eve girdiğim anda gözlerim ışığa duyarlı olmadığı için kamaşmaya başlamıştı. Kapıyı arkamdan kapattığımda önümde bana sinirle bakan babamı buldum. Üstümü inceledi ve bağırmaya başladı.

- Neden daha geç gelmedin ?! Bu lanet günde birde seni görmek istemiyorum. Zaten küçük kardeşin yeterince yer kaplıyor.

Üzerimdeki ceketi ve anahtarı yere fırlatıp odama gitmeye hazırlanırken bana tekrar bağırmasıyla kendime gelmiştim.

HücreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin