-Haklısınız, sonuçlandırdığınız Son işlerin üç tanesi kanun açısından suç teşkil etmiyordu.
-Evet. Kim Johan'ın elinden almaya çalıştığımız mektuplar işi, Bayan Angelina'nın tuhaf macerası ve kocaman dudaklı adamın başına gelenler cinayet değildi. Şimdi uğraştığım meselede de cinayet olmadığını düşünüyorum. Komisyoncu Peny'i tanıyor musun?
-Evet.
-Bu ganimet ona ait.
-Yani onun şapkası mı?
-Hayır bulan kişi o. Sahibi bilinmiyor. Bu şapkayı şapka olarak değil, entelektüel bir konu olarak incelemenizi istiyorum. Ancak öncelikle buraya nasıl geldiğini söyleyeyim. Yılbaşı sabahı semiz bir kızla birlikte geldi. Sanırım kaz şimdi Kim Johan'ın ocağında kızarmaktadır. Şimdi as konumuza gelelim: Namus timsali olan Kim bir eğlence yerinden sabaha karşı evine dönmek için çıktı. Saat dört civarıydı Tottenham Court Road'da aşağı doğru yürümekteydi. Önünde, yeni kesilmiş beyaz bir kaz taşıyan iri kıyım bir adan ilerlemekte olduğunu gördü. Goodge Nurt'un köşesinde adamın etrafını mahallenin çocukları sarmıştı. Adamla alay etmeye başladılar. Biri şapkasını kaptı ve şapka yere düştü. Adam kendini savunmak için bastonunu havaya kaldırdı ve sallamaya başladı, fakat bu hareketiyle arkasında dükkanın camını kırmış oldu. Kim zavallı adamın yanına koştu. Bunu gören adam ne yaptı dersiniz! Cami kırmış olmaktan korkmuş olsa gerek, üniformalı bir adamın üzerine doğru geldiğini görünce kazı fırlattı ve tabanları yağladı. Kısa süre içinde gözden kaybolmuştu. Kim'i gören çocuklar hemen Çil yavrusu gibi dağıldı. Kim savaş meydanında yalnız kaldığında ganimete el koydu. Bunla yassı bir şapka ve leziz bir kazdı.
-Herhalde kazı sahibine iade etmiştir.
-Bu meselenin kilit noktası. Kazın Sol ayağında bir kağıt vardi, kağıtta "Bayan Annie Berger'e" diye yazmaktaydı. Sapkanın içindeki astarında da "A.B." harfleri okunmaktaydı. Ancak bizim sehrimizde soyadı Berger olan binlerce insan vardır. Bunlar arasında da yüzlerce Annie Berger bulunuyor. Bu nedenle kazın sahibini bulmak hiçte kolay değil.
DEVAM EDECEK...