O buz gibi ellerini yüzümde tekrar bulduğumda gözlerimi kapatarak kendimi yere attım. Kalbim kaç kez bir tokat yüzünden kırılmıştı. Ellerinin yüzümde ki izi beni üzemez ve ya rahatsız edemezdi. Belki de onun bu hareketlerini takmadığım için yapıyordu. Ona kızmamı ters tepki vermemi bekliyordu belki. Ama ben bunu yapmayacağım,abimin istediği şeyi yapmayacağım. Çünkü o benim sevdiğimi elimden almamış gibi bir de başkası ile nişanlandırdı. Bir oğlum ile apaçık ortada kaldık.
Sabahın soğuğu ile yorganın içine girmiştim. Sertçe bir itiş ile omzumun duvara çarpışı bir oldu. Hafifçe gözlerimi araladım; ABİM." Oğlun nerde Ayşe"dedi." Yatağındadır abi" dedim." Kaçırdın dimi çocuğu" dedi. Şaşkın şaşkın yataktan doğruldum." Yok abi yatağında yoksa dışarı çıkmıştır." dedim. Üstüme montumu geçirdikten sonra abime dönüp" Sen Ali'yi ne yapacaksın ki" dedim." Töre icabı ölen şerefsiz kocanın kanından birini evimizde besleyemeyiz" olamaz çocuğumu öldürecekler." O benim oğlum onun saçına zarar veremezsiniz" dedim." Deli deli konuşma da git oğlunu bul" dediğinde arkama dönüp dışarı çıktım. Gözyaşlarım durmadan akıyor. Engel olamıyordum. Karda yürümek çok zordu.soğuktan yanaklarım kızarmıştır." Ali,ali,ali oğlum duy sesimi" dedim ama sesimi benden başkası duymuşmudur bilmem. Abimin karısı Hatice yengem evinin kapısını açıp bağırmay başladı" Ayşe depoya git depoya" dedi. Hem şaşkın hem de yavaş adımlarla yürümeye başladım. Deponun kapısını sertçe ittirip içeri girdim. Ablamın kucağında yorganla örtülmüş daha dört yaşında olan Ali." Bilet aldım,Adana'dan İstanbul'a uçacaksınız, bu parayı al burada daha fazla kalamazsiniz" dedi sesi titrek bir şekilde ablam. Son bir kez daha Ali'yi yanağından öpüp hem Ali'yi hem de elinde ki parayı bana uzattı." Abla ben bu parayı kabul edemem hem eğer bunu abim öğrenirse sizi sağ bırakmaz" dedim Ali'yi sıkıca tutarak."Sen bizi boşver,hadi abim gelmeden git" dedi kapıyı açarak. Son kez fedalaştıktan sonra düştüm yollara. Tam bir buçuk saat karla savaş vermemizi bitirip hava alanına varmış olduk ve uçağa bindik. Uçak boyunca ablamın bu parayı nereden bulduğunu düşünüp durdum. Vardığımızda bir anda kendimi cennette zannetmiştim. Çok güzel yüksek binalar arabalar ve yağmur. Bizim orda az yağmur olur hep kar vardır. İstanbul'un büyüsünden kurtulduğumda orta gelirliler için olan oteli bir marketçi önerdi. Vardığımda çok paradır diye düşündüğüm otel aslında o kadar da pahalı değildi.
Bir hafta içinde kendime bir iş buldum hem Ali'yi de işe götürebiliyordum. Telefonumu abimin sürekli araması nedeniyle değiştirmek zorunda kaldım. Kiralık bir ev tutmuştum. Yeteri kadar para kazanınca ablama fazlasıyla parayı verme konusunda kararlıydım.