Bölüm 3

101 7 3
                                    

Mültide Melis var.İyi okumalar...

Okuldan çıktıktan sonra, Alev'i bizimle gelmesi için ikna ettim.Ve şuan da karşıma yüzsüz, yüzsüz oturmuş sırıtıyordu.Kahvesinden bir yudum aldı ve o son günlerde bana cırtlak gelen sesiyle konuşmaya başladı.

"Ee benimle Alp hakkında konuşmak istediğini söyledin konuş hadi"dedi.Evet ona Alp hakkında konuşmak istediğimi söylemiştim.Ve birazdan konuşacağım kelimelerin hiçbir gerçeklik payı yoktu.Yüzüme yalancıktan bir gülümseme yerleştirdikten sonra konuşmaya başladım.

"Bilirsin Alev, ben seni severim ve Alp'le olan ilişkinizin seninle benim arkadaşlığımızı bozmasını istemem.Yani Alp'le istediğin gibi sevgili ol.Artık bu beni ilgilendirmiyor"dedim ve önümdeki sıcak çikolatadan bir yudum aldım.

"Böyle düşünmene sevindim.Madem bana düşmanlık beslemiyorsun o zaman sana bir şey itiraf edebilir miyim?"diye sordu.İçimden ona, bir değil iki şey itiraf et demek gelsede tabi ki böyle bir şey demedim.Açıkcası bu itiraf meselesi beni şaşırtmıştı.

Elimi tabi ki dercesine ona doğru saladım ve "tabi ki, seni dinliyorum" dedim.Bir anda bana " sana o fotoğrafı gönderen bendim"dedi. Ona şuan şaşkınca bakıyordum.

"Ne?"diye bir kelime çıktı ağzımdan istemsizce."Bana ayrılmak istediğini söylemişti, bende onu gerçekten sevdiğim için böyle bir oyun yaptım ve öpüşürken fotoğrafımızı çeksin diye birini tuttum"dedi.Ona hayretke bakıyordum artık.

"Böyle bir şey yapıcak kadar çok mu seviyordun onu?"dedim.Sanuçta onu sevdiği için yapmıştı onun pekte bir suçu yoktu suçu olan Alp'ti iki kızı birlikte yürütmüştü şerefsiz.

Evet anlamında kafasını saladı.Ve bir anda ağlamaya başladı.Onun yerine koyuyordumda, gerçekten zor bir durumdu.Ama ne olursa olsun bu olayda en zor durumu olan bendim.Alev'in suçu ise Alp'in başkasıyla çıktığını bile bile onunla çıkmaktı.Sanırım aşk denilen şey buydu, insanın gözünü kör ediyordu.Ama bütün aşklar güzel olmazdı.Çünkü aşk için yaptığın hata bütün hayatını etkileyebilirdi.Ama bunun için bir çözüm yoktur.Seviceğin kişiyi sen seçmiyorsun nede olsa.Bu sadece hayatın acımasızlıklarından biri.

Ama ben onlardan olmak istemiyordum.Benim en büyük hayalim güzel bir aile kurabilmek, içi sevgi dolu.

Alev'e bişey yapmaktan vazgeçmiştim.Belkide onunla gerçekten arkadaş olmalıydım.Nasıl olsa artık hayatımda Alp diye biri yoktu, Alev'le arkadaş olmamak için engelimde yoktu.

Ona masadaki mendilerden birini uzatım.Mendile ve bana baktı sonra teşekkür ederek mendiki aldı ve göz yaşlarını sildi.

***

Eve geldiğimde artık bitmiş haldeydim, çantamı tekli koltuğa kendimi ise üçlü koltuğa fırlatım.Evet yanlış duymadınız! Kendimi koltuğa fırlatım.O kadar çok yorulmuştum ki artık üzerinden kamyon geçti deseler inanırdım.

Beste yanıma geldi, banyo yapmıştı sanırım saçları ıslaktı.
"Ee Alev'i bir güzel patakladın dimi?"diye sordu.Yazık bununda hayalerini alt üst etmiştim.

"Imm...hayır!"dedim.Bana anlamaz gözlerle baktı "ne demek hayır?"dedi.Beste'yi biraz gıcık etmek istiyordum.Bu yüzden umursamazlık ve rahatlık karışımı bir halde "hayır, hayır demek.Hatta inla arkadaş bile oldum"dedim.Bana sinirle baktı ve dişlerini sıkarak "benimle dalga geçme"dedi.Ama bu kelimenin altında başka şeyler vardı.Durun hemen size tercüme ediyim'benimle dalga geçme seni yamuk kafalı, hayvan.Şuan sana o kadar sinirliyim ki masayı kırıp senin kafana geçiresim var.'işte kelime buydu.Beste'yle dalga geçilmesi, Beste'nin en nefret ettiği şeydi ve şakasına bile tahamül edemezdi.Ve şuan onunla dalga geçtiğimi sanıyordu.

Doyumsuz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin