İremözdemir adlı kişiye ithafen yazılmış bir hikayedir. Hikayedeki ana karakter odur ve adı da İrem ' dir. Sabah 6:45 ' de zar zor uyanmaya çalıştım.Üzerimdeki yorganı ayağımla hafifçe iterken bir yandan da kendime gelmeye çalışıyordum.Ayağımı aşağı sarkıtarak ellerimi kahverengi saçlarımın arasından geçirdim.Ayaklarım soğuk zemine değerken bir ürperme hissettim. Banyoya doğru yol aldım ve musluğu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım.Soğuk su yüzüme çarperken ikinci kez ürpermem beni şaşırtmıştı.Odama geri dönerek çalışma masama doğru yol aldım ve siyah sandalyeme oturdum.Test kitaplarını ve konuları gözden geçirdikten sonra gözüme Sun hee ' nin yazdığı bir not göründü.
- Çok ders çalışma inek arkadaşım..^-^
Bu notu gördükten sonra yüzümde bi tebessüm oluştu.Hemen saate bakarak geç kalacağımı düşünerekten hazırlanmaya başladım.Üniversite 1 okuyordum ve bölümüm mimarlıktı.Aslında ilk başta biraz arkadaşlarımdan ve yakın çevremden tepki alsamda çok kolay bir bölüm diyebilirim. En azından benim için kolaydı. Sun hee ' yi arayarak bugün yürüyerek geleceğimi söyledim. Hava güzel sayılmazdı. Hatta yağmur yağacak gibi gözüküyordu. Ama yağmurun altında olmayı küçüklüğümden beri çok severdim. Küçük yalnız çaresiz bir kız çocuğu iken tek arkadaşım yağmurdu. Bu düşünce denizinde yüzerken birden birisine çarptım. Yavaşça geri çekildim,benden biraz daha uzun boylu çocuğa baktım. Saçlarının uçları hafif yeşil tonlarıyla bezenmişti. Yağmur dolayısıyla ıslanmış saçları görünüşüne daha " Serseri" bir hava katıyordu. Kahverengi gözleri beni delecekmiş gibi bakıyordu. Açıkçası biraz korkmuştum. Daha fazla ıslandığımı fark ederek ve de okula geç kalacağımı düşünerek hemen aklıma ilk gelen şeyi söyledim.
-" Özür dilerim." Duygularım ve korkum aksine sakin çıkan sesim onu şaşırtmış olacakki kaşlarını kaldırdı.
- "Biraz daha dikkat etsen iyi olur küçük hanım ..."
Dedi ve gitti.Pek umursamadım. Böyle tipler çoktu çünkü. Seul sokaklarında ilerlerken insanları inceledim. Herkes bıkkın bir şekilde işlerine veya da okula gidiyordu. Yağmur beni içine almıştı ve ben sırılsıklam olmuştum. Kaşlarımın üstündeki kahküller daha çok ıslanıyordu ve damlalar gözümün içine geliyordu. Umursamayak elimle saçımı arkaya attım ve hızlı adımlarla sokaklardan geçtim.***
Okula geldiğimde Sun hee endişelenmiş bir şekilde bana baktı.
- Hey !! İyi misin? Neden yağmurda yürüdün??- Canım istedi. Biraz yürümek iyi gelir diye düşündüm . dedim tebessümle .
- "Peki bu seferlik öyle olsun. Ama bir dahakine seni otobüs durağında bekliyor olacağım."dedi .
Bende gülerek ;
- " Tamam." dedim .
Kolumdaki saate baktığımda dersin başlamasına az kaldığını gördüm. Sun hee ' ye el sallayarak oradan ayrıldım ve sınıfıma doğru yol aldım. Sun hee ile sadece 2 dersimiz aynıydı kalan 1 dersmiz ayrıydı. Çünkü o iç mimarlık okuyordu. Sınıfa geldiğimde sırama oturdum ve biraz gözlerimi dinlendirmek amacıyla kollarımın üstüne kapandım. Yolda gelirken gördüğüm çocuk aklıma geldi. Serseri bir tipi vardı ama gözlerinde masumiyet de vardı neden bilmiyorum , o çocuk da bir şeyler hissetmiştim. Hiç kimsede olmayan bu hissi o çocukta hissetmiştim. Hayatımda bir kez karşılacağım bir insana garip bir his duymak iyimiydi bilmiyordum. Birden kafama yediğim şaplak ile sinirle ayağa kalktım ,kafama vurulmasından hiç mi hiç hoşlanmam. Kimin vurduğuna baktığımda bunun Jimin ' den başkası olmadığını anladım. Bende omuzuna vurarak ona karşılık verdim.
- " Acıttın. Güçlüymüşsün." dedi
- " Jimin bir daha kafama vurma lütfen." son kelimeyi üstüne basarak söylemiştim.
-" Peki, tamam. Beni korkutmayı başardın." dedi.
Gözlerimi devirerek , önüme döndüm ve dersin başlamasını bekledim.***
Zil çoktan çalmıştı bizde yemekhaneye doğru yol aldık. Jimin ile yemekhane sırasına girdik. Ben bir şey yemek istemiyordum. Ama lanet olsun ki bir şeyler yemek zorunluydu. Yemeklerimizi aldıktan sonra bir masaya geçtik. Sun hee ' yi sıradan çıkmış , bizim masamıza gelirken gördüm. Gülümseyerek yanımıza geldi.
-" Oturabilirmiyim?"
- " Tabi , lütfen." bunu diyen Jimin ' di. Sun hee görünce birden gözleri parlamaya başladı. Sun hee Jimin için bir şeyler hissediyor muydu?? Bilmiyorum. Belki ediyordur. Ben böyle düşüncelere dalarken Jimin ve Sun hee bir şeyler konuşuyorlar ve gülüyorlardı. İkisi birbirine çok yakışıyordu. Belki bir kaç yıl sonra evlenebilirlerdi. Ben ise 40 kedili bir kadın olarak yaşlanacaktım. Kimchi ' mi karıştırırken düşünüyordum bunları.
-" Kimchiden istediğin nedir ? "
Bu soru Jimin ' den gelmişti.
Gözlerimi devirerek demir çubukları masaya bıraktım ve zil çaldı.
***
Okul bittikten sonra Sun hee ve Jimin' den ayrıldıktan sonra karanlık sokaklarda yürümeye başladım. Karanlıktan korkmuyorum. Ben alışkınım. Yalnız bir kız çocuğu iken ki arkadaşlarımdan biriydi. Birden arkamda bir ses duydum. Arkama dönerek etrafa baktım fakat hiç kimse yoktu. Derin nefes alarak önüme döndüm. Fakat önümdeki kişiyi görmemle nefesim kesildi ve bir adım geriledim. Bu o çocuktu. Niye burdaydı? Beni nereden buldu? En önemlisi şimdi ne yapacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİTTLE LADY| Kim Taehyung
FanfictionGenç kız onun bir vampir olacağını hiç düşünmezdi. O kırmızı gözlerini gördüğü anda ki korkuyu kimse bilemezdi. Ve en kötüsü ise bir vampir olacağını.... ASLA!!!!!