Gözlerimi açtığımda karanlık bir odada iki kişilik bir yatakta yatıyordum. Odanın sağ duvarında bir pencere vardı. Dışarıda yağmur yağıyordu. Üstümdeki battaniyeyi iterek yataktan kalktım.
Burası çok soğuktu. Bu yüzden battaniye alıp üstüme aldım. Pencereye doğru yavaş adımlarla ilerledim. Yağmur dışarıda çok güzel yağıyordu. Birden susadığımı fark ettim ve siyah kapıya doğru ilerledim. Demir kulpunu çevirdim ve önüme uzunca bir koridor çıktı.
Ayaklarım soğuk zeminde gıcıtılar bırakırken korkuyla koridorda ilerliyordum. Koridorun sonunda merdiven vardı. Merdivene ulaştığımda yavaşça basamaklardan indim.
Merdivenin 3.basamağına geldiğimde büyük ve modern bir şekilde döşenmiş salon görüş alanıma girdi. Salonun ortasına geldiğimde beyaz bir kapı gördüm. Mutfak olduğunu düşünerekten kapıya doğru yürüdüm.
Kapıyı açmamla şaşırmam bir oldu. O bu çocuktu. Uyuyordu. Odanın her yeri bembeyazdı. Kaşları çatık bir şekilde yatıyordu. Yanına daha çok yaklaşınca birden bileğimden tuttu.
-" Burda olmanı kim söyledi küçük hanım."
-" B- ben sadece su içmek istemiştim."
Hiç bir şey demeden yataktan kalktı ve bileğimi bıraktı.Yavaşça üzerindeki siyah kazağı çıkardı. Şu anda kasları görüş alanıma girmiş bulunmaktaydı. Ben bakmamaya çalışırken o sırıtıyordu. Yavaşça yataktan kalktı ve eliyle saçını karıştırdı. Beyaz kapıyı açtı ve salona doğru yürüdü. Merak ederek peşinden gittim.
-" Mutfak nerede?"
Bana doğru döndü ve kötü bakışlarını attı. Eliyle siyah kapıyı işaret etti. Hızlı adımlarda işaret ettiği yöne doğru gittim. Kapıyı açtım ve susuz kalmış bir balık gibi su içtim. Birden duyduğum sesle pencereye doğru koştum. Yağmur yağıyordu. Yağmur !!
En sevdiğim....
Hemen pencereyi açtım. Yağmurun o güzel kokusu...
Hemen battaneyi yere atarak kapıya doğru koştum. Çıkış kapısına doğru koştum. Kapı kilitli değildi. Kapıyı açmamla yağmurun kokusu içime doldu. Yağmura doğru koyatıyor ağmur damlaları birer birer üstüme gelirken ben ise nerde olduğumu bilmiyordum. Ama umursamayarak ve de bir çıkış yolu olmalı diye düşünerekten ormana doğru koştum.Karanlık ormana girerken bir anda korktum. Yavaşça ormana doğru ilerledim. Botlarım yağmurda sesler bırakırken bir yandan kurtlar uluyordu. Ayağımı atmamla boşluğa düşmem bir oldu. Yokuştan aşağı yuvarlanırken başımı taşa çarptım. Yokuş bitmiş bende yerde yatıyor vaziyettim. Başımı kaldırarak nerde olduğuma baktım. Yokuştan yukarı çamura bulanmıştım. Başımda bir ağrı hissetmemle elime bulaşan kanı görmem bir oldu. Başım kanıyordu. Kurt ulumaları daha çok yaklaşırken korku tüm bedenimi sarıyordu. Kenara çekilerek bacaklarımı kendime çektim. Titriyordum. Üşüyordum ve de korkuyordum.Keşke evden çıkmasaydım diye düşünüyordum. Birden gözümden düşen gözyaşı ile boğazımdan bir hıçkırık sesi geldi. Gözyaşlarım daha çok artarken , daha çok korkuyordum. Birden bir sesle duymamla irkildim. Bu ayak sesleriydi. Çalıların arkasından o çocuk çıktı. Beni nasıl buldu???
Ona bakamla bana sertçe bir bakış attıktan sonra yanıma geldi ve kolunu omzuma attı ve bana sıkıca sarıldı.
-" Bırakır mısın??"
-" UYU!!"
Boğuk çıkan sesi korkmamı sağlamıştı. Bende artık biraz rahat olmanın verdiği duyguyla huzurlu bir şekilde erkeksi koku ve yağmur kokusunun karışımdan oluşan yerde uyudum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİTTLE LADY| Kim Taehyung
FanfictionGenç kız onun bir vampir olacağını hiç düşünmezdi. O kırmızı gözlerini gördüğü anda ki korkuyu kimse bilemezdi. Ve en kötüsü ise bir vampir olacağını.... ASLA!!!!!