"Elime kimsenin kanı bulaşsın istemiyorum."
Yaşayan Ölülerin Gecesi, 1968
Dairesel kırmızı kadife pileler, Brian Malone'un başının üzerindeki tavanı süslüyor, loş ışık saçan bir avize de tam ortasından sarkıyordu. Erkekler Kulübü'ndeki başka hiçbir şey, buranın bir "genelev" olduğunu daha iyi vurgulayamazdı.
Sanki eğer bir striptiz kulübünde olduğunu hatırlatacak şeylere ihtiyacı olursa diye kafasını ne tarafa çevirse pejmürde dokunuşlar görüyordu.
Buna kesinlikle ihtiyacı yoktu.
Kırmızı büstiyerler, kısa siyah etekler ve siyah uzun çizmeler içindeki barmen kızlar fahiş fiyatlı içki servisi yapıyorlardı. Bıkkın ifadeli, tangalı kadınlar, rahat hareket etmelerini sağlayan tekerlekli kulüp sandalyelerini döndürerek etraftaki müşterilerin kucaklarında yılan gibi kıvranıyorlardı. Yeşil ve mavi lazer ışıkları Jedi yoğunluğuyla yanıp sönerken kulakları sağır eden müzik, havayı zonklayan bir basla dövüyordu.
Sanki etrafta sürüp giden yeterince zonklama yokmuş gibi.
Mekân her ne kadar kendini "beyefendiler kulübü" olarak lanse ediyor olsa da aslında bir striptiz kulübüydü, çoğunluğu üst tabakadan, beyaz yakalı, azgın erkek müşteri profiline rağmen yalın ve basitti. Brian Acura Coupe'sini, iyi aydınlatılmış üstü kapalı araba girişinin altındaki kaldırım kenarında hazır bekleyen valenin yanına çektiğinde, Rolex takmış yolcularını kusan lüks otomobiller sırasında kendisininki en mütevazı olanıydı. Elini sallasan Mercedes ya da Jaguar'a çarpacaktı tabiri caizse.
Buraya gelmek kankasının fikriydi. Toskana'daki yalnızca gelin, damat ve yakın aile dostlarının katılacağı düğünle başı bağlanmadan önce son arzusu bu olmuştu.
Erkekler Kulübü, bir kutlama mekânı olarak Brian'ın ilk tercihi sayılmazdı. Televizyon ekranında maçların oynadığı ve etrafta bilardo oynayan insanların gürültüsüyle dolu yerel barlardan herhangi birinde olmaktan da bir hayli mutlu olurdu aslında. Ama Matty bekârlığa veda olarak kucak dansı istemişti ve istediği kucak dansını alacaktı.
Brian, Dallas'ın kuzeybatısında bulunan bu işletmeye daha önce de iki kez gelmişti. İlki işle alakalıydı, firmanın bir müşterisi yakınlardaki Love Field Havaalanı'ndan kalkacak uçağına binmeden önce "yerel aksiyona" bir göz atmak istemişti. Diğer ziyareti ise eski kız arkadaşlarından Allie Price vesilesiyle olmuştu. Kız, vitrinleri seksi iç çamaşırlarıyla süslenmiş pembe duvarların içinde ne olduğunu merak etmişti.
Düzenli müşteri olmak gibi bir niyeti yoktu.
İnsanların tepesinde, kırmızı kadife pileler kadar gerçek bir ümitsizlik havası sallanıyordu. Kendi ruhunda asla hissetmek istemeyeceği bir duyguydu bu.
Beyninin gri hücrelerini saran belli belirsiz sisi yoğunlaştıran, üçüncü birasını bitirirken bir saat daha, sonra buradan topukluyoruz, diye karar verdi. Üç şişe bu geceki limitiydi —bu küçük pornografik gezinin tayin edilmiş şoförüydü— bu yüzden bar onun için kapanmıştı.
Üzerinde stiletto ayakkabılar dışında pek bir şey olmayan narin bir kumral, önünden çalımla yürüyerek geçti ve yan masadaki, gözleri deli bakan adamın kucağına eyere biner gibi oturdu. Adamın iki arkadaşı tezahürat yaptı ve Brian, bu ulu orta gösteriden utanarak sandalyesinde döndü. Gerçi bu yerin ne için olduğunu biliyordu: Göz banyosu yapmak. Bak ama dokunma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parti Gecesi Cinayeti - Susan McBride
Teen FictionSosyete Dedektifi Serisi'nin bu macerasında, sosyetenin isyankâr vârisi Andy Kendricks'in yolu Dallas'ın ateşli striptiz kulüplerinden birine düşer. Bu sefer başı dertte olan, bir bekârlığa veda partisi sonrası ortadan kaybolan sevgilisi Brian'dır...