Multide Peyton
Eva
Eva telefonunun melodisiyle gözlerini açıp numaraya bakmadan aramayı cevapladı. "Alo?"
"Eva! Kızım, benim."
Eva hattın ucunda annesinin sesini duyunca yatakta doğrulup telefonu mümkünmüş gibi daha sıkı kavradı. Oda kararmış, her yer siyaha bürünmüştü. "Anne? Nerdesin? Tommy nerde?"
"O iyi, hemen şimdi aşağı inmen gerek tatlım."
Eva annesinin sesindeki telaşı algılayınca korkuyla kalkıp odadan çıktı. "Nasıl yani? Burada mısın? Aşağıda?"
"Evet," annesinin mırıltı gibi gelen sesiyle yüzüne gülümseme yayıldı.
"Her neredeysen orda kal anne. Birazdan yanında olacağım," deyip telefonu kapattı. Salon boştu. Pencereden gelen ay ışığı sayesinde önünü biraz olsun görebiliyordu. Zaten salonu adı gibi ezberlemişti.
Askıdan montunu alıp kapıyı olabildiğince yavaş ve sessiz bir şekilde açtı. Dışarıya adımını atar atmaz sert rüzgâr bedenine bıçak gibi saplanmaya başladı ama umursamadı.
Kapıyı kapattığında önünde dikilen annesini görebiliyordu. Saçları darmadağınıktı. Gözleri hatırladığı gibi su mavisiydi ve kocaman açılmıştı. Hemen gidip ona sarılarak çileğe benzettiği kokusunu içine çekti.
"Çok zayıflamışsın anne," diye fısıldadı.
"Zamanımız az. Tatlım bana kolyeyi vermen gerekiyor."
Eva annesinden ayrılıp "Ama niye?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Kolyeyi kullanarak Valerie'yi durdurmanın bir yolunu biliyorum. Ama sen bunu yapamayacak kadar bilgisizsin. Bunu ben yapacağım. Ve eğer şimdi yapmazsam bir daha asla yapamam."
Eva annesinin yüzünü loş ışıkta incelerken kafası karışmış bir şekilde gözlerini kıstı. Annesi hiç mutlu görünmüyordu. Sanki şuan zorla buradaymış gibi. Sanki ağlamamak için kendini zor tutuyormuş gibi. Sanki yalan söylemekten nefret ediyormuş gibi...
Eva ablasının söylediklerini düşündü. O kolye her isteyenin olmaz. Senin çünkü sende işe yarıyor. Sana bağlı o kolye. Sana bağlandı.
Eva karşısındaki annesi değil de hayaletmiş gibi geri çekildi. "Neden bunu yapıyorsun?"
Isabel afalladı. "Neyi neden yapıyorum?"
"Neden yalan söylüyorsun anne?" diye konuştu Eva bir an bile düşünmeden. Annesi ablasının ona her şeyi anlattığını anladı."Anne eğer kolyeyle ilgili her şeyi biliyorsan bunun sadece bende iş-"
Isabel Valerie'nin onları izlediğini biliyordu. Eva kolyenin sadece kendinde işe yaradığını söylerse Valerie bunu tersine çevirecekti. Bunun içinde Eva'yı öldürecekti...
Isabel ürpererek hemen Eva'nın ağzını kapattı. "Özür dilerim, özür dilerim."
Eva annesinin ellerinden kurtulduğunda şaşkınlık beynini doldurmuştu. Olanları anlayamıyordu. "Neden özür diliyor-"
Birden önlerinde birisi belirince susup gözlerini kırpıştırdı. Valerie şimdi ikisine birden sırıtarak bakıyordu.
"Ah, neden hep bana ihtiyacınız var ki? Kendi işinizi kendiniz haletseniz şaşardım zaten."
"Ben... Ben... Lütfen onlara zarar verme."
"Seninle işim kalmadı Isabel. Artık ölüm vaktin geldi de geçiyor bile," Valerie ellerini Isabel'e doğrultup bir şeyler mırıldanırken Eva dehşete kapılarak annesinin önüne geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücü Kız
FantasyEva refleks olarak hızla ayağa kalkıp Tom ve yerde hareketsizce yatan Erica'nın önüne geçti. "Nesin sen?" Valerie omuz silkti."Söylemiştim, büyücüyüm. Senin gibi bir büyücüyüm." Benim gibi, diye geçirdi içinden Eva. "Ama büyücü diye bir şey...