1. bölüm

122 20 13
                                    

Şirketin yoğunluğu son saatle sürüyordu. Evraklar hazırlanmış, toplantı yapılmış ve yeni projeler toplantıda sunulmuştu. Ama hala ters giden birşeyler vardı. Babam son zamanlarda birini bekliyordu şirkete. Gizli tutuluyordu muhtemelen. Çünkü ismini hala duymamıştım. Toplantıdan çıkınca direk odama gitmek için hızlandım. Ama önce babamın odasına gidip şu gizemli insanı soracaktım. Ama muhtemelen cevabını alamayacağım. Çünkü babam her an işlerinde yoğun olabilirdi. Dara telefonla haraketli konuşurken selam verdim ve babamın odasına girdim. Kafasını işlere vermişti. Muhtemelen yine kafasına taktığı bir proje vardı.

-baba
Direk kafasını kaldırarak somurtkan yüzünü birden bire gülücükler yer aldı.

-kızım, bir sorun mu var yoksa?
- hayır sadece sana birşey demek için geldim.
-peki, dinliyorum.
-kaç gündür aklıma takıldı, kimi işe alıyorsunuz?
-ahh... tatlım sana söylemedim mi ben?... bizim ortağın oğlunu işe alıyoruz. Akıllıdır kendisi, baya bu işlere yatkın.

Yüzümü şaşırmışçasına büktüm. Chansung hyung'un oğlu mu vardı?. Evet daha yeni öğrensemde bu benim için avantajdı. Çünkü birsürü yapamadığım işler oluyor ve ortada kalıyor. Artık ortada kalmayacak. Cünkü chansung hyungun oğluna yaptıracağım.

-iyimiş... peki adı ne?
-hoshi... o da babasıyla büyümüş.
-peki önceden bir şirkette çalışmış mı?.
-hayır. Ama küçük kurumlarda yer almış ve başarılı olmuş.

Babamın övdüğü kadarıyla bu çocuk bir dahiydi. Okullu yıllarında sınıfın birincisi olan, gözlüklü birisidir. Sahi, babamın anlattıkları gerçekten hoşuma gitmişti. Artık kendime daha fazla vakit ayırabilirdim. Daha sonra babama;

-baba ben sekreter istiyorum.

Babam evraklardan başını kaldırmış ve kaşlarını çatmıştı.

-nereden çıktı şimdi bu?.
- baba cimrilik yapma sırası değil!. İşlerime yetişemiyorum tek başıma, bana yardım edecek birisi lazım.

Babam kafasında çözüm üretiyormuş gibi bakıyordu.

-canım.. hoshi sana her konuda yardımcım olur.

Tam babama karşılık verecekken kapı çalındı. Babam sert ses tonuyla "gir" dedi. Ben daha arkamı döndürmemişken babam ayağa kalktı ve o koca gülümsemesini gelen kişiye doğru sundu.

-hoshi oğlum hoşgeldin.
-hoşbuldum hyung. Ama sanki az önce ismimi duyar gibi oldum.

Babam hoshi diyince bi an kafamı döndürdüm ve ayağa kalktım. Bu gerçekten de o gizemli çocuk hoshi miydi?.

-kızım ağzını kapat... kızımm...

Babamın sesiyle irkilerek kendime gelmeye çalıştım. Gerçekten böyle birini tahmin etmiyordum. Bana elini uzatmış bekliyordu. Sonra babama dönüp.

-bu güzel bayanda kim böyle?. Çalışanlardan mı?.
-ah... tanıştırmayı unuttum. Bu kızım sa-

Babam sözünü bitirmeden lafa atladım. Çünkü kendimi BEN tanıtacaktım.

-sana... evet memnun oldum hoshi.

Ona bey diye hitap etmemem şaşırtmış olacak ki kaşları istemsizce havaya kalktı.

-ismimi zaten biliyorsunuz... SANA HANIM..

"Hanım" kısmını belirterek söylemişti. Bu yüzden utandığım için birazda olsa yüzüm kızarmıştı.

>İmkanlının İmkansızı<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin