Bir uçurumdaydım. Celal beni elimden tutmuş düşmemem için çabalıyordu. " kardeşiiiimmm " diyerek bıraktı ellerimi... sonra düştüğümü sanarak fırladım yataktan . Kan ter içindeydim. Hemen telefona sarılarak Celal'i aradım.
"Alo"
"Celal!!"
"Noldu Ümit? "
Sesinde merakla karışık korku vardı. Olanları bi çırpıda anlattım. " amaan ben de sana bişi oldu sandım " dedi. " Saat sabahın dörtü kardeşim, biliyosun yarın işlerimiz var uykunu alsan iyi olur! " Sahi yarın okulla ilgili birçok işlerimiz vardı....
Yatakta biraz kıvrandıktan sonra az da olsa uyku alabildim. Saat 8 i gösterirken yataktan kalktım. Aynanın karşısına geçtim, kendime bakmaya başladım. Kahveringi sarı karışımı saçlarım dağınık , yeşil ama gökyüzü gibi bakan gözlerim vardı. Dudaklarım ince idi dişlerim ise bembeyazdı. Hani böyle insan aynanın karşısında bazen kendini yakışıklı hisseder ya o günlerin birindeydim. Samimi bi gülümseme takınıp elimi yüzümü yıkadım . Sonrasında ise sihay dar paça pantolon beyaz ince bi t-hsirt ve sihay ceketim. Bu t-hsirt kaslarımı orataya çıkartmıştı. Sonra güneş gözlüklerim.... kendimi üniverstenin bahçesine attım. Celalle karşılaşıp selamlaştık . Celalle biz aslında kuzeniz ve bununla birlikte aynı yaşlarda aynı mahallenin çocuklarıyız. Celal sihay saçlı sihay gözlü beyaz tenli mutluluğun vücut bulmuş hali olan birisi. Ben kimi zaman onun omzunda ağlamış kimi zaman onunla birlikte gülmüştük canım kardeşimm. Geldiğinde
" O bu ne yakışıklılık kardeşim , Bukre kızmasın sonra 😂 " dedi . Birlikte güldük . Bukre benim kız arkadaşımdı. gülerken birden nutkum kesildi adeta ölcekmiş gibi oldum . Gelen Bukrey idi . Sapsarı saçları yemyeşil gözleri vardı . Celal baktığım yöne bakınca o da anladı neden sustuğumu. Ayağa kalktım Bukre de koşarak üzerime atladı bacaklarını belime sardı ve beni dudaklarımdan öptü. İçimden dedim ki ' keşke bu sahneyi rüyamda görebilseydim. ' Ardından Ezgi de gelmişti ama ben farketmemiştim . Ezgi hem Celalin sevgilisi hem de Bukre' nin en yakın dostuydu .
" Ay deli bunlar " diyerek geldi yanımıza. Ezgi Celalle sarıldıktan sonra oturduk yerlerimize. hoş bi sohbetin ardından sınıflara dağıldık. Ben Celalle mimarlık okuyorduk. İzmir / Gediz Üniversite ' sinde. Bukre gil ise moda tasarımcılığı. Ders bitiminde birer sigara yaktık Celalle. Benim gözüm daldı ki sessizliği birden bozdu :
" Ee sınavlara bi iki hafta kaldı napıcaz?"
Bakıcaz anlamında kafa salladım.
İkimizde bi araya geldiğimizde gülmekten konuşamayan lnsanlardandık ama iş sigara içtiğimiz zaman modumuz düşerdi .
************
Eve geldim . Çok yorucu bi gündü kendimi hemen yatağa attım ve hayatımı gözümün önünden geçirmeye başladım . Ben de klişe ama gerçek bi hayat yaşıyordum : Aile baskısından kurtulmak isteyen bi çocuk. Bana bi fırsat doğdu ve ben de okumak için İzmir' e kaçtım. Benim doğduğum yer aslında İstanbul ama İzmir'i kendi doğduğum yer gibi severim. Celal'in babası ve benim babamın ortak bir şirketleri var. Hal böyle olunca bizde tahtın yeni varisleriydik. Biz de tabii kaçtık... Derken kapı çaldı. Kapıyı açınca Celal karşımda pijama ve terliğiyle yan villadan gelmişti . Elinde de patlamış mısır , cips, kola, ne abur- cubur bulduysa getirmişti. Ben de " Bu ne hal? " dedim o da " E bl PES atmaz mıyız? " diye karşılık verdi. Soğuktan tir tir titriyordu. Halbuki iki adımlık yerdi. Ben de geç geç geç dedim. Pijamalarımı giyip konsolun başına geçtik... Celal eve gitmeye üşenlnce tabii bizde kaldı. Günüm çok güzel geçmişti.