KAÇIŞ!

13 4 1
                                    

Kitabımın ilk bölümü.

Votelerinizi eksik etmeyinnn...

Koşuyordu...

Arkasına Bakmadan.Eğer arkasına bakarsa peşinde olan ve öfkesinden kuduran adamlardan korkar ve dururdu.

Lâkin duramazdı.Durursa zaten kötü olan hayatı daha kötü olurdu.Bir yola çıkmıştı, dönemezdi, dönmemeliydi.

Normalde çok cesurdu.Ama artık minik yüreği olanları kaldıramıyordu.Ayakları " dur artık"diye haykırıyordu.

Korkuyordu...

Üşüyordu...

Canı yanıyordu...

Yetimhanenin o soğuk duvarlarına, temizlenmeyen pis odalarından, Sıcaktan çok uzak olan o kötü gözüken yemeklerinden bıkmıştı artık. Haklıydı kaçmakta.

Tüm dertlerini o küçük dilinin döndüğü kadar bağırmak istiyordu.Sadece haykırmak istiyordu. Birisi artık buna bir "dur" demeliydi.

O tertemiz yüreği sızlıyordu. Susmayı öğrenmişti o bikere.içindekş haykıran çocuğu susturmuştu.Yaşıtlarının kaldıramayacağı olaylara bu kız göğüs germişti.

Daha çok küçüktü.Haketmiyodu bu hayatı.Çok daha iyilerine layıktı.Düşünceleriyle, hayal gücüyle, o deniz mavisi gözleriyle, herşeyiyle çok fazla masumdu.

Ağırdı, çok ağırdı sırtındaki yük.Kaldıramazdı.Fazlaydı.Ama hayatın adaletsiz şartları zorunlu kılmıştı bu yükü taşımaya.Oysa ki bağırsa, haykırsa tüm dertlerini İstanbul'un o uçsuz bucaksız denizlerine rahatlardı belki.

Daha fazla koşamayacağını anlayınca sağındaki dar sokağa girdi. Bir binanın giriş merdivenine oturdu. Üzerinde iki yıl önce alınmış belli yerleri yaratılmış olan pembe beline kadar uzanan bir mont vardı. Altında ise yetimhane görevlisinin verdiği mor bir kazak ve gri yanlarında pembe çizgileri olan bir pijaması vardı.Elinde de tanımadığı annesinin bıraktığı kirli bir bebeği...

Herşeyi bu kadardı işte. Neslin çocukları oyuncak seçerken, hatta bilgisayar oyunları oynarken bu çocuğun elinde olan tek şey buydu.

Bebeğine iyice sarılmıştı.Sanki biri gelecekte elinden alacak gibi.

Gözleri kapandıkça küçük elleriyle açmaya çalışıyordu.Peşindeki adamlar fazla uzakta değildi.Bulabilirlerdi her an minik kızı.

Duyduğu adım sesleri ile ayağa kalktı minik kız.Oturduğu merdivenden çıktı ve aralık olan dış kapıyı itti.Kapı biraz daha açılınca minik bedenini yan çevirerek aralıktan içeri girdi. Yorgundu, uyumak istiyordu.En önemlisi de ona süt ısıtacak, saçını okşayıp masal okuyacak bir anneye ihtiyacı vardı.  

Çok şey değil,şevkat istiyordu.   Yıllar önce daha bebekken bırakılmıştı yetimhaneye.Şimdi ise altı yaşında idi.Birçok şey yaşamıştı.Yetimhane müdürünün kötü sözlerine maruz kalmıştı.   Çocuktu o.Niye izin vermemiştiler çocukluğunu yaşamaya?Niye hayat bu çocuğa kötüydü?Haksızlıktı bu.  

Hayatının en güzel yıllarını niye berbat etmiştiler? Kalplerimi yoktu,gözlerimi kördü,kulaklarımı sağırdı bu kıza bunları yaşatanın?Çünki böyle bir masumiyete kızılmazdı,bu güzelliğe bakmaya kıyılmazken bağırmak...  

Önünde dik ve on katlı merdivenlerden yukarı çıkıyordu.Nereye gittiğini bilmiyordu, ama gidiyordu.   Üstte bir merdiven daha olmadığını görünce önündeki demir kapıya yaklaştı parmak uçlarına yükseldi ve kapının kulpunu aşağı indirdi.Açılan kapıdan içeri girince buranın çatı katı olduğunu gördü.  

İflas eden ayaklarının üstüne diz çöktü.Tüm İstanbul karşısındaydı.   Artık ne yürüyecek gücü ne de düşünecek gücü yoktu.   Oturduğu yere uzandı gök mavisi gözlerinden bir damla yaş süzüldü ve uykuya daldı...

~~~~~~~~~~~~~~~~~

İlk bölümü bitirdim =)

NASIL OLMUŞ?

Voteler ve yorumlar gelecek mi?

Biliyorum biraz fazla dram oldu ama bence oldu.Yani daha on iki yaşındayım çok profesyonelce yazamam.

Değil mi?

Neyse uzatmayayım.

Keyifli okumslar=)

ERKEN GELMEDİN, GEÇ KALDIM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin