HAYATIN DEVAMI!

11 3 2
                                    

Esila'dan   "Anne?Sen mi?Benim?Annem!"diye soludum tane tane karşımda ki bedene.  
Hiç tanımadığım biri gelip iş yerimde annem olduğunu söylüyordu.  

İnanmalı mıyım?  

"Üzgünüm.Sen haklısın.Ben sadece tek olmadığını senin bir annen olduğunu bilmen için gelmiştim."dedi karşımda otuzlarında gözüken bir kadın.

  Dalga mı geçiyordu?  

Hayır yani inanıcağımı beklemiyordu değil mi?  

"Pardon hanımefendi.Ne demek istiyorsunuz?Ben tek değilim.Ayrıca benim bir annem yok.Olamaz.Benim için öldü o.Şimdi işiniz yoksa dışarı çıkabilir misiniz lütfen!"diye sinirle konuştum.

Şaka mıydı bu kadın?

  Çünkü şimdi bana sarılıyordu.Ne oluyordu burda?Bu kadın kimdi?Niye bana sarılıyordu?  

"Seni seviyorum kızım.Yaşattıklarım için özür dilerim.Ama hepsi geçti.Artık seni hiç bırakmayacağım."dedi beni kendisinden ayırırken kadın.   Ben ise kaşlarım çatık olanları algılamaya çalışıyordum.

  Gerçek olabilir miydi?

  Bu kadın benim annem olabilir miydi?

  Peki ben kabullenirmiydim?

  Ben bunları düşünürken kadın elindeki çantadan bir albüm çıkarmıştı.

  Çantasını yanındaki koltuğa bıraktıktan sonra albümün birinci sayfasını açtı.   Albümde bir battaniye vardı.Bu...bu battaniye bende de vardı.Annemin beni yetimhaneye bıraktığı gün buna sarılıymışım.Yani bana öyle demiştiler.

  "Bu  seni yetimhaneye bıraktığım gün üstüne sardığım battaniyeydi."dedi kadın yavaşça başını albümden kaldırıp bana bakarken.

  Bişey demedim.Diyemedim.

  Beynimden tek şey geçiyordu.

  Olabilir miydi?Tüm bunlar gerçek olabilir miydi? Bu soruyu beynimin en ücra köşesine attım.Sonuçta gece yatağa girince diğer tüm sorular gibi bu soruda yavaş yavaş çıkacak ve beynimin ortasına yerleşicekti.

  Tabi bu sorunun beraberinde yüz tane soru daha...

  Sonuç;uykusuz geceler, yorgun beden ve dolu bir beyin.   "Şimdi benim annemn olduğuma inanıyor musun kızım? "dedi karşımdaki kadın.

Bu sorunun cevabını Kendine bile  açıklayamıyordum ki!

  Doğru muydu,yalan mıydı?Ne diyecektim?Peki ben ne hissediyordum?

  Kafamda ki sorular beynimi terketsin istiyordum.Bu konu hakkında kafa yormakistemiyordum.Belkğide yüzleşmekten korkuyordum.   Ama yüzleşecektim.Kadının bir sözüne güvenip 'annem'diye boynuna atlamayacaktım.

  Atlamayacaktım değil mi?

  "Diyelim ki annemsin.Peki bunca yıl beni niye arayıp sormadın?Annemsen niye yetimhaneye bıraktın beni?Daha küçücüktüm.Niye yaptın?Söyle, anneler böyle mi yapar?Vicdansız anne olur mu?Benim annem yok.O öldü."dedim sonlara doğru fısıltıdan ibaret olan sesimle.

  Karşımda ki kadının bunca yıl düşündüğüm annem olamazdı.Benim annem beni doğururken ölmüştü.Babam da annemden sonra dayanamayıp beni yetimhaneye bırakmıştı.Aklımda ki en iyi senaryo böyleydi.Kendimi üzmemek için bu senaryoyu kurmuş ve inanmıştım.Şimdi bu kadının bemi yerle bir etmesine izin veremezdim.   "Hayatta zorunlu olduğumuz şeyler vardır.Hayat bizi zor durumda bırakmayı çok sever.Mecburdum seni o yere bırakmaya.Başka çarem yoktu.Ama sonra pişman oldum.Ama artık iş işten geçmişti.Seni daha fazla üzmemek içindi herşey.İstiyordum seni oradan almayı.Alacaktım da.Ama sen gidince..."dedi.Devamını getiremedi.Gözyaşları devamını getirmesine izin vermedi.

  Ama ben dayanamam ki karşımda ki insanın ağlamasına.Kollarımı karşımda ki kadına doladım.Başımı onun sıcak göğsüne yasladım.

  Garip bir şekilde bu hoşuma gitmişti.Benim kokuma benziyordu kokusu.

  Kadının ağlamaları sessiz iç çekişlere dönünce yavaşça ondan ayrılıp yüzüne baktım.Yanakları ıslaktı.Göz altları çökmüştü.Saçının bazı yerleri beyazlamıştı.

  Ama onunda mavişleri vardı.Onunda kumral saçları vardı.Şuda vardıki dünyada bu özelliklere sahip bir çok insan vardı.

    Kadın albümün ikinci sayfasını açmıştı.

  "Bak seni yetimhaneye bırakırken yanında bu bebeğide vermiştim.Orda yalnızlık çekme diye."dedi.   Ama bu bebek benim bebeğim.Küçükken sürekli yanımda taşıdığım şimdi onunla yattığım bebekti bu.

  Karşımda ki kadının annem olup olmadığı hakkında en ufak bir fikir geliştiremiyordum.

  Annemse ne yapmalıydım?

  Boynuna mı atlamalıydım?

  Bana yaşattıkları için bağırıp çağırmalı mıydım?

  "Hangi güç bir anneyi çocuğundan ayırabilir anlamıyorum."dedim daha çok kendi kendime konuşur gibiydim.Ama karşımdaki kadının da duyduğuna emindim.   "İkinizden birini seçmek zorundaydım."dedi yere bakarak.

  "İkinizden mi?Peki.Madem başkasıda var.O zaman niye beni seçmedin?Bu kadar mı değersizdim?"dedim çatık kaşlarımla.

  "Karnımda ki çocuktan vaz geçemezdim.Hem senden temelli vazgeçmemiştim ki.Dediğim gibi tekrar alacaktım seni.Sadece biraz zamana ihtiyacım vardı."dedi.   Haklıydı.Sonuçta karnındaki çocuğu aldıramazdı.Peki neden seçim yapmıştı?

  Off.Aklım allak bullak olmuştu.

  
Bu kadının gerçekten annem olup olmadığını tek bir çözümle anlatabilirdim.

  DNA testi...

  İzin verir miydi bu testi yaptırmama?Peki ben çıkacak olan sonuçtan korkmuyor muydum?

   Sonucuna katlanmaya hazırdım.Bu testi yapacaktım.

  Başımı kaldırdım ve kafamı dikleştirip karşımda ki kadına baktım.

   "Annem olduğuna inanmam için tek bir şey isteyeceğim."dedim.

  Kadın bana bir süre baktıktan sonra...    

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Beğendiniz mi bölümü?

Yorum gelir mi?

Peki ya vote?

Keyifli okumalar=)

Devam edyim mi?

ERKEN GELMEDİN, GEÇ KALDIM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin