Yıl 2028

224 19 18
                                    

Frank takvime bakıp iç geçirdi. Ne çabuk 2028 oldu diye. Ve takvimden geride kalan beş günün sayfalarını yırttı. Tam çöpe atıcakken günah olmasın diye yakmaya karar verdi. Tam o sırada süper o zamanın son modeli olan telefonu çaldı.

Arayan Gerard'ı "Alo ne oldu kanki?" diyerek açtı telefonu ama içten içe aşkitoşkom demek istiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arayan Gerard'ı
"Alo ne oldu kanki?" diyerek açtı telefonu ama içten içe aşkitoşkom demek istiyordu.
Gee'nin "Kanka ya bizim mahalleyi zombiler bastı sizin o taraf Nasıl" demesiyle Frank hemen pencereye doğru koştu. Ve zombilerin evin etrafını sardığını farketti.
"Ha s*ktir!" dedi ve telefonu kapatıp kendine küçük bir çanta hazırlamaya başladı. "Bunlar iskeletli eldivenlerim kesin almam lazım. bu pansy *gitari* bunuda almam lazım bu diğer gitarım onuda almam lazım bu da siyah olanı onu da kesin almam lazım oha hoparlörleri unutacaktım dur bi de..." küçük, minik çantasını hazırladıktan sonra artık Frank hazırdı. Ama Nasıl gidecekti. Frank bunu düşünürken gözü masanın üzerindeki yeni aldığı zombie parfümüne kaydı parfüm şişesinin üzerinde "zombi gibi kok" diye bir slogan vardı. Frank izlediği TWD bölümlerini hatırlayıp "dur be bu ibneler zombi gibi kokunca saldırmıyordu." diye kendiyle konuştu. Ve parfümü üzerine liseli kızlar gibi bocaladı. Elinede ne olur ne olmaz diye bir meyve bıçağı aldı. Ve kapıyı açıp Huraaa diye koşmaya başladı. Frank durup düşündü "ohaa bana saldırmıyorlar." diye. Zombilere dönüp "Ne oldu ibneler saldıramadınız!" diye bağırdı. Zombilerden biri "oğlum çok pis kaşındın aramızda baban var diye sesimizi çıkarmadık." dedi. Frank zombilerin arasında on sene önce ölen babasını farkeder •bu kısma dramatik bir şarkı girer•
Frank babasına doğru dönerek "Baba!" diye bağırır.
Babası ise her Amerikan babası gibi "Evlat!" diye bağırır.
Babası yine bağırarak "gel evlat buraya sarılalım!" der.
Frank ise "Hayır gelmem zombisin sen TWD'de böyle bir sahne vardı. Gelirsem yersiniz beni." der ve Gee'nin evine doğru koşar. Yolda karşılaştığı zombileri meyve bıçağıyla öldürür. Gee'nin evine varır. O da ona kapıyı açar. "Gel bende tam kahve yapmıştım" der.
Frank ise "Ne kahvesi oğlum yüz tane zombi öldürdüm." Der.
Gee "Hah bende ikiyüz tane öldüm." deyip açık olan oyun konsolunu gösterir.
Frank sinirli bir şekilde tepki verir "Bensiz mi başladın? Hani beni bekleyecektin" diye.
Buarada iki zombi pencereyi kırıp salonun ortasında duruyordur.
Devam edecek...

Bu hikayeyi tamamen can sıkıntısından dolayı yazdım. Canım sıkıldığında devam ederim 🙂

I m just a man I m not a Hero *zombie Frerard*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin