Ertesi gün, Sadık'ın kapısı çaldı.
"Kim o?"
"Benim!"
Heracles.
Sadık, vatandaşlarının çoğu gibi "Benim!" cevabından ses analizi yapıp kapıdakinin kim olduğunu anlama konusunda uzmandı.
Kapıyı açtığında Heracles havalı bir şekilde durmuş, -durmaya çalışmış- zaten uykusuzluktan kısılı olan gözlerini daha havalı biçimde kısmış, ona bakıyordu.
"Bu ne hal lan?"
Heracles sırıttı. "Beğendin mi?"
"Neden bahsediyorsun olum s-mmmph!"
Heracles aniden kollarını boynuna dolayıp Sadık'ı öpünce, zavallı temsilci şok geçirdi, çok geçmeden de kendinden uzaklaştırdı ve söylenmeye başladı.
"Bir de kapının önünde yapıyor manyak. Feliciano, Lovino falan görecek, çocukların psikolojisi bozulacak. Gerçi o Lovino'nun evine de sürekli Antonio girip çıkıyor, görmüyorum değil. Şu anda şoktan ötürü saçmalıyorum aslında. Dedikoducu apartman teyzesine bağladım sayende..."
Heracles kıkırdamaya başladı.
"O derece mi aklını başından aldım?"
Sadık sinirlendi.
"Gir içeri hadi. Birileri görmeden bu işten sıyırırsam iyidir."
Telaşla Heracles'i içeri çekti.
"Derdin ne bakalım?"
"Derdim? Derdim mi ne? Derdim falan yok." Yunan temsilci gergin bir şekilde omuz silkti.
"Beni öptüğünü göz önüne alırsak büyük sorunların olmalı."
"Sorunum da yok. Sadece seni mutlu etmek istemiştim..." Seksi bir şekilde fısıldamaya çalışmıştı fakat sesi tribünde bağırmaktan kısılmış bir taraftar gibi çıkıyordu. Elleri Sadık'ın pantolon düğmesini açınca zavallı adamın gözleri dışarı uğradı.
"H-Heracles sen..."
"Ben?" Heracles bu sefer gerçekten tam anlamıyla mırlayarak dudaklarını karşısındakinin yüzüne sürdü.
Sadık, bu kadar şeyden sonra sabrı kalmamışcasına Heracles'i birden kendine çekip öpmeye başladı. Yunanlı temsilcinin nefesi kesildi, sanki bunu beklemiyormuş gibiydi. Çok geçmeden o da karşılık vermeye başladı.
Sonra Sadık ne yaptığının farkına vardı ve Heracles'i hemen kendinden uzaklaştırdı.
"S-Sen ne..." Elini ağzına götürdü.
"Heracles sanki az önce baştan çıkarmaya çalışan o değilmiş gibi masum masum bakıyordu.
Sadık'ın gözleri şüpheyle gölgelendi.
"Yoksa... Sen... Borcunu ödediğim için mi? Senden asla böyle bir karşılık beklemeyeceğimi biliyorsun!
Heracles panikledi.
"Hayır! Demek istediğim, minnet duygusu da var işin içinde, ama... Gilbert bana dokunduğunda çileden çıkman, beni sürekli koruman... Ben seni seviyorum. Dün olanlar sadece gözlerimi açmamı sağladı."
Sadık'ın kafası karışmıştı.
"Ben..."
"Sen de bana karşılık verdin. Bence birbirimizi kandırmayalım."
Türk temsilci derin bir nefes alıp kollarını yeni aşığının beline sardı, gülümsedi.
"Bence de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece (TurGre/Germancest)
FanfictionYunanistan'ın maddi durumu gittikçe kötüleşmekte ve Almanya'dan aldığı borcun miktarı katlanarak artmaktadır. Bunun sonucunda Yunanistan temsilcisi, Almanya temsilcisine borçlarına karşılık bedenini teklif etmeye karar verir.