"Biliyorum, gitmezsem beni evlatlıktan reddedeceksin. Bin kere söyledin."
Bir süre sessiz kalıp karşı tarafın konuşmasını dinledi Hoseok. Nefesini bıkkınlıkla verip annesine derdini anlatamamasıyla ilgili yakındı kendi kendine.
"Anladım, bu kızı kapacağım anne. Şimdi oraya gidiyorum zaten."
"Sadece senin iyiliğini istiyorum, Hoseok. Kızın babası zengin. Hayatın boyunca hiç sıkıntı çekmeyeceksin."
Mırıltılarıyla onayladı telefondaki kadını. Annesinin şevkatli ses tonu yükselerek inceldi ve kadın, Hoseok'a bağırdı
"O yüzden şu görüşmeye geç kalma Hoseok."
Annesinin tiz sesi gözlerini kapatıp yolun ortasında öylece kalakalmasına sebep oldu.
Annesini elinden geleni yapacağı konusunda ikna edip sevgi sözcüklerini sıraladı ve kapattı telefonu sonunda.
Tabi ki bu kadarla bitmemişti. Annesi, telefonuna mesaj atıp kız hakkında bilgiler vermeye devam ediyordu.
Bir yandan annesinin mesajlarını okurken diğer yandan da ona cevap vermeye çalışıyordu.
Ayağı yerdeki bir şeye takılınca telefonunu elinden fırlamaması için zar zor tutarak takıldığı şeye baktı.
Bir cüzdan? Eğilip yerdeki cüzdanı eline aldı ve içini açıp sahibine dair bir şeyler bulmak üzere karıştırdı.
İçindeki kimliği eline aldı, Min Yoongi. Ne tür bir insan yeşil saçlarla kimlik fotoğrafı çektirirdi ki? Min Yoongi.
Kimliği yeniden yerine koydu ve karıştırmaya devam etti. Az olmayan bir miktarda para ve birkaç tane kredi kartı vardı, şu siyah olanlardan.
Sahibini arayabilirdi ancak bu, randevusuna geç kalması demekti. Saçlarını karıştırıp cüzdanı aldığı yere koydu, başka biri sahibini arayabilirdi.
Birkaç adım atmıştı ki cüzdanı bulacak kişinin sahibini aramadan içindeki eşyalara el koyabileceği gerçeği yüzüne çarptı.
Babası, onu iyi bir vatandaş olarak yetiştirmişti. Cüzdanı yanında tutabilir ve sahibini daha sonra bulabilirdi.
Geri dönüp cüzdanı eline aldı. Küçük, buruşuk bir kağıt parçası yere doğru süzüldü.
Hoseok, kağıt parçası uçmadan önce yakaladı ve üzerinde yazan şeye baktı.
Bir telefon numarası. Cebinden telefonunu çıkarıp yazan sayıları tuşladı. Bu işten düşündüğünden daha kolay bir şekilde kurtulabilirdi.
Telefonu kulağına dayayıp bir süre bekledi ancak beynini başarısız olduğunu gösteren ses doldurdu.
"Aradığınız numaraya şuan da ulaşılamıyor. Lütfen, daha sonra tekrar deneyiniz."
Telefonunu ve cüzdanı cebine koyup bu işi daha sonra halletmeye karar verdi. Cüzdanın sahibi bekleyebilirdi ama annesi ve onun dırdırı bekleyemezdi. Mesaj falan atarak olayı çözebilirdi.
Adımlarını hızlandırıp annesinin mesaj attığı adrese gitmek için acele etti ve farkında bile olmadan mırıldandı kendi kendine.
"Umarım şu Joohyun denen kız bu kadar uğraşmama değecek kadar güzeldir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Number/YoonSeok
Fanfiction"Aradığınız numaraya şuan da ulaşılamıyor. Lütfen, daha sonra tekrar deneyiniz." Kapak için @aesthaticalblu 'ya teşekkürler.