Yorucu bir yolculuktan sonra uçağımız Güneykore'ye indi. Bavullarımızı aldık ve bizim için gönderilmiş olan özel arabaya doğru ilerlemeye başladık.
Annemlerin suratına dahi bakmadan kulaklığımı taktım ve müzik dinlemeye başladım. Arabada giderken yol kenarını izlemeyi sevdiğim için cam kenarına geçmiştim. Bir yandan yolu izliyor bir yandan da içimden" inşallah burada mutlu olurum" diye dua ediyordum. Gerçi hoş ya mutlu olmayı bile özlemiştim. Sonunda babamın oturmamız için satın aldığı villaya geldik. Burası çok sakindi etrafımızda bir kaç tane villadan başka birşey yoktu. Tamda istediğim buydu sessizlik.
Daha sonra içeriye girdik. Annemler evi gezerken ben onlara hiç aldırış etmeden salona geçip oturdum. Ne olsa" Buğlem evimiz nasıl , eşyalarımızı beğendinmi?"diye sorup fikrimi almayacaklardı. "Mutsuz olduğumu ve bu durumdan şikayetçi olduğumu hiç mi fark etmediler? Yoksa hiç umurlarında bile değilmiyim?" Diye sürekli düşünüp duruyordum. Yukardan bir ses gelmesiyle arkamı döndüm. Babam " Buğlem gel odana bak" diye beni çağırdı. "Tamam "dedim. Umursamaz bir şekilde.
Odama girdiğimde eşyalarım alınmış çoktan yerleşmişti bile. "Ya bu nasıl olur ya yeter artık burası benim odam neden benim fikrimi sorup benim zevkime göre eşya alıp yerleştirilmiyor." dedim. Babam" ne önemi var kızım aldık işte biz, beğenmedinmi" dedi. " evet ne önemi var demi baba zaten hiç bir zaman Buğlemin fikirlerinin önemi yoktu sizin için neyse çok yoruldum uyumak istiyorum" dedim. Ve odadan çıktıkları an kapıyı hızla kapattım. Daha sonra yatağıma yatıp kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandanda " neden bu kadar önemsizim onların gözünde ben onların bir parçası değilmiydim". Diye düşünürken uyuya kalmışım. Kapı çalmasıyla birden uyandım."Buğlem hanım yemek hazır" dedi bir ses bu ses hiç tanıdık gelmiyordu. Belli ki yeni hizmetçimizdi. İstanbul'daki hizmetçimizi oradakı evimizin işlerini aksatmasın diye orada bırakmıştık. "Geliyorum"dedim uykulu bir sesle. Daha sonra saçımı tepeden bir topuz yaparak aşşagıya indim. Babam"Buğlem biliyorsun ki burada yeni bir okula gideceksin ben buraya gelmeden önce kayıt işlemlerini hallettim yarın başlayacaksın"dedi."peki" dedim isteksizce.
Yemeği yerken elimdeki telefondan da instegramda geziniyordum.Babam birden sesini yükseltti "Buğlem yeter artık sabahtan akşama kadar elinde telefon"dedi . artık ne yapacağıma , zevklerime herşeyime karışır olmuşlardı. Beni önemsemiyorlar biliyorum sadece, babam elinde sürekli telefon olan kişilerden nefret ederdi. Yoksa beni mühimsediğinden değil. Biliyorum beni sevmiyorlar sadece onların bir parçası olduğum için, vicdanları rahat etsin diye beni ordan oraya çanta gibi sürüklüyorlardı. "Neyse Buğlem dayan bu samimiyetsiz herşeyime karışan, hiçbir fikrimi bile önemsemeyen , seni sevmeyen ailenin yanından ayrılmana sadece 1 senen kaldı.Ondan sonra üniversite için başka ülkeye yada başka bir şehire gideceksin" diye avuttum kendimi. Daha sonra yukarıya çıkıp geceliğimi giydim erken yatacaktım.Çünkü bunları bilmek, hissetmek hiç ailesi sevgisi nedir? bilmemek benim canımı yakıyordu. Bu yüzdende hep erken yatardım.